Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hatice Yazgan, dünyada siyasi nedenlerle çıkarlar ön planda tutularak, uluslararası siyasette insan haklarının göz ardı edildiği durumlara sıkça rastlandığını söyledi.

"10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü" münasebetiyle Atatürk Kültür Merkezinde program düzenlendi. Çankırı Valiliği İnsan Hakları Kurulu Başkanlığınca düzenlenen programa Vali Yardımcısı Zeki Karaca, İl Jandarma Komutanı Albay Murat Bozkurt, İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Öztürk, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Hasan Tahsin Yıldırım, Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hatice Yazgan ve çok sayıda öğrenci katıldı.

10 Aralık tarihinin neden Dünya İnsan Hakları Günü olarak kabul edildiğine değinen ÇAKÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hatice Yazgan, "Günümüzde Dünya İnsan Hakları günü olarak kutlanan 10 Aralık "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul ediliş tarihidir. İnsan hakları, en yalın biçimiyle insanların sadece "insan olmaktan kaynaklanan haklarıdır. Bir başka deyişle, bu haklar, insanların dil, din, ırk, cinsiyet, etnik kimlik ve siyasi görüş gibi farklılıklarından bağımsızdır ve sadece insan olmaktan kaynaklanan haklarıdır. Nitekim; insan hakları evrensel beyannamesi madde 1: "Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. 3. Madde: "Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır." İnsan hakları demokrasi ve temel özgürlükleri garanti edilmesi ile birlikte düşünülmesi gerekir. Daha basit bir tanımla, erkekler ve kadınların aynı hak ve fırsata sahip olması, ihtiyacı olanın avukata erişme hakkına sahip olması, engelli bir vatandaşın herkesle eşit muamele görmesi ve hatta özel ihtiyaçlarının karşılanması da bu haklar içine girer" dedi.

Günümüzde hala insan haklarının ihlalinin yapıldığını dile getiren Yazgan, "Adı geçen sözleşmeler ve uluslararası kuruluşların temel amacı, ulusal ve uluslararası düzeyde insan haklarını korumak olsa da, halen dünyanın çeşitli yerlerinde insan hakları ihlalleri yaşanmaktadır. 2017 yılının ilk 10 ayında 346 kadın cinayete kurban gitti. Bu çerçevede bu düzenlemelerin temel uygulayıcısı olan devletlere önemli görevler düşmektedir. Ulusal düzeyde insan haklarını koruyamayan devletlerin vatandaşları, haklarını uluslararası düzeyde korumaya çalışmaktadır. Uluslararası kuruluşlar mevcut hukuki sistem çerçevesinde devletleri denetleyebilmektedir. Bu durum, insan haklarının ulusal ve uluslararası düzeyde korunması için itici güç oluşturmaktadır. Öte yandan, tüm bu düzenlemelere rağmen siyasi nedenlerle ve çıkarlar ön planda tutularak, uluslararası siyasette insan haklarının göz ardı edildiği durumlara sıkça rastlanmaktadır. Uygulamada karşılaşılan zorluklarla mücadele için özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ulusal ve uluslararası düzeyde önlemler alındığı görülmektedir. Bu bağlamda, ülkelerin bir araya gelerek oluşturdukları uluslararası ya da ulus-üstü kurumların insan hakları koruma mekanizmalarının işlevleri yadsınamaz" şeklinde konuştu.