Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Cengiz Demirci

1915 Ruhu : Cihangir, Gazanfer, Muzaffer!

13 Mart 2015 - 14:51 Yorum: 3

      1915 Ruhu : Cihangir, Gazanfer, Muzaffer!

 

      Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır. 
                                                       Towsend (İngiliz Komutan)

      Çanakkale, bir ulusun var olma mücadelesi. 

Medeniyetlerin geçiş kapısı Türkiye’nin kalbinin attığı yer.

      Çanakkale Deniz Savaşı ve onu takiben bir yıl süren Gelibolu Yarımadası'ndaki kara savaşları, normal bir savaş değil Türk Ulus’unun kendine güvenini kazanması ve yeniden var olma savaşıdır.         

Çanakkale, İngilizlerin sabah saatlerinde girdikleri boğazı ellerini kollarını sallayarak, canlarının istediği her yeri bombalayarak geçebileceklerini zannettikleri, Akşam beş çayını Marmara denizinin ortasında içmeyi planladıkları, İstanbul üzerine bahisler kurdukları ama tarihe gömüldükleri yerdir…

      Neydi? Çanakkale savaşında ki bu başarının arkasındaki sır.

      Açıklamak için küçük bir anıdan bahsetmeden geçemeyeceğim. 

      “Bir Fransız entelektüel, Çanakkale Savaşı sırasında Trakya'da dolaşmaktadır. Ordusu, en zor zamanında böylesine müthiş bir direniş sergileyen bir milletin cephe gerisinde ne yaptığını, nasıl yaşadığını merak etmektedir.

Yolu bir kenar mahalleye düşer.

     Sokakta üç çocuk görür, üstleri başları perişandır. Kıyafetleri çeşitli çuvallardan uydurulmuştur. Neşe içinde oynayan çocuklarla konuşmak ister. Öğrenir ki; babaları cephededir. Tam o sırada kenardaki ha yıkıldı ha yıkılacak şekilde duran bir kulübeden çilesi yüzüne heybet olarak vurmuş epeyce yaşlı bir kadın çıkar. Ve çocuklara doğru seslenir: "Cihangir, Gazanfer, Muzaffer! Oğlum, çorba yaptım gelin için!" Fransız aydını, o heybetli Anadolu ninesinin haykırdığı isimleri birer birer aklından geçirir ve "En mağlup zamanında bile çocuklarına Cihangir (Cihanı fetheden), Gazanfer (Kükremiş arslan) ve Muzaffer (Zafer kazanan) ismi veren bir millet asla mağlup olamaz!" der.”

       Bu varoluşu imar eden ruh gençlerin ruhuydu. 15-16 yaşlarındaki genç liseli fidanları tek bir saldırıda İngiliz makinelisi ile biçileceklerini bile bile savaşa götüren ruhtu.

      Çanakkale savaşını kazandıran güç Halkın Çanakkale’yi bir yer, toprak parçası olarak değil namus bilmesiydi.  “Bir oğlum daha var onu da cepheye göndereceğim gitmezse hakkım ona haram olsun” diyen Anadolu kadının kendinde bulduğu cesaret, iman ve teslimiyetti

       Gençlerimize 623 yıllık Osmanlı torunları oldukları yıllarca anlatılmadı. Geçmişi silme Osmanlı’yı unutturma projeleriyle bir nesil uyutuldu,  hatta gençlik padişahlarına vatan haini diyecek kadar da zalim yetiştirildi.

Sonuç gayet açık uyuşturucu pençesinde, elektronik esiri, Avrupa müstemlekesi bir gençlik ve nesil yetişti.

      Milli değerlerden yoksun bir gençlik 

      Neslimiz Türkiye’nin başkentinin ismini bilmekten aciz videolarıyla, Avrupa paylaşım sitelerinde fenomen olduklarına sevinen entegre çocuklar oldular.

       Şimdi Çanakkale’yi sadece bir vilayet olarak görmemeli 81 vilayeti Çanakkale gibi görerek 1915 ruhunu canlandırmalı,  Çanakkale savaşları başlatılmalı Türkiyeli tüm çocukları Çanakkale’ye gezi ve ziyaretleriyle tarihi yerinde ve yeniden yaşatmalıyız.  

      Yeni Türkiye yolunda milli ve manevi değerler ışığında hiç durmadan vakti nakit bilerek hep birlikte hepimiz için çalışmalıyız.

      Unutmayalım ki gençler bu ülkenin geleceğidir  

YAZARIN DİĞER YAZILARI