Barış… Barışş… Barışşş… Barışşşşşş…
Yaklaşık 100 yıldır bize BARIŞ kelimesini benimsetmeye çalıştılar. Öldürdüler BARIŞ dediler. Dövdüler BARIŞ dediler. Ağlattılar BARIŞ dediler. İşkence ettiler BARIŞ dediler. Topraklarımızı sattılar BARIŞ dediler.
Vatanı kurtarmak için SAVAŞIN dediler savaştık. Dönüp savaşı da kazandık. Ne olduysa oldu birden bire YURTTA BARIŞ CİHANDA BARIŞ dediler. Başımızı sallamaya, el kaldırmaya, onaylamaya başladık. Bir zaman koy verdik yaşamayı.
Daha sonra özenti bezenti yaşamaya başladık. 1960’larda "SAVAŞMAYIN, SEVİŞİN" sözü moda olmaya başladı. (SAVAŞMA SEVİŞ sözü Amerika’da ki HİPPİ gençliğinin Vietnam Savaşı dönemlerinde savaş karşıtlığını belirten sözüdür. HİPPİLER müzik seks ve uyuşturucuya önem veren hiçbir politik görüşü savunmayan insanlardan meydana gelen büyük bir gruptu) Bu akım Türkiye’deki özenti züppeleri de etkisi altına almıştı. 1960’larda yaşayan HİPPİ özentili gençlik her şeye duyarsız hale geldi. Aileden uzaklaştı. Uyuşturucu bağımlısı oldular.
1980’li yıllarda darbe gençliği yetiştirdiler. Sağ-Sol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt ayrımı yapılmaya başlandı. GEZİLERE, HENDEKLERE tam destek olan YURTTA BARIŞÇILAR CİHANDA BARIŞÇILAR baş koydukları yoldan saptılar. Oyun içinde oyuna alet oldular. HENDEK ve GEZİ oyunu da tutmayınca tekrar 1960’lı yıllarda uyguladığı oyunu devreye sokmaya başladılar. HİPPİ gençliğini günümüze uyarlamaya çalıştılar. Uyuşturucu, seks, müzik, ahlaksız TV programları, hainlik kokan sinema filmleri gibi insanın beynine hükmeden algı operasyonlarıyla duyarsız bir nesil yetiştirmek için mücadele etmeye başladılar.
Bölgemizde yüz binlerce can parçalanarak hayata veda ederken onlar katillerin, vicdansızların, kahpelerin yanında yer almayı tercih ettiler. Sarhoş bedenlerini güneş yüzü görmemiş bebeninkinden üstün tuttular. Ölüm yanı başımızda kol gezerken sessizliğe büründüler. Tek düşman Recep Tayyip Erdoğan’mış gibi hakkın haklının hakkını savunanları düşman ilan ettiler. ABDESTLİ beden SARHOŞ bedenden üstündür. Bunun tartışma konusu olması bile mevzubahis olamaz. Irak’a, Süriye’ye, Yemen’e sırtına çeviren insanlığa sırtını çevirmiş ve insanlıktan çıkmıştır. Kaldırım taşının arkasına gizlenen küçücük bedeni görmeyen göz kör olsun. O çocuğu kendi çocuğunuzmuş gibi düşünemiyor ve empati yapamıyorsanız oturduğunuz koltuğu derhal bırakın ve çalıp çırptıklarınız defolun gidin bu memleketten.
Sizin BARIŞ’ınız da SAVAŞ’ınız gibi kanlı. Ben yönetmiyorsam yönettirmem zihniyeti ruhunuza kadar işlemiş. Daha iyisini yapmak için siyaset yapmıyorsunuz. Daha çok nasıl bu memlekete ihanet ederim diye mücadele ediyorsunuz. Oturduğunuz yerden klavye kahramanlıklarıyla memlekete fayda sağlayacağınıza inanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hayatın ölüm kadar gerçek olduğunu anladığınızda ölmüş olacaksınız.
Tez elden YENİ ANAYASA ve BAŞKANLIK sistemine tam kadro destek vererek ölümleri durdurun. Aklınıza hiçbir şey gelmiyorsa kaldırımın arkasına gizlenmiş küçücük bedeni aklınıza getirin ve bir kez olsun mazlumların yanında olun.
