Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 24 Ocak 2017 - 14:13 Yorum: 0

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: "Sayın Trump’tan bu konuya yeni bir bakış açısı geliştireceklerine dair inancımızın yüksek olduğunu ifade etmek isteriz"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ABD'den Fethullah Gülen'in iadesine ilişkin, "Sayın Trump'tan ve yeni Adalet Bakanı'ndan bu konuya yeni bir bakış açısı geliştireceklerine...

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: 'Sayın Trump’tan bu konuya yeni bir bakış açısı geliştireceklerine dair inancımızın yüksek olduğunu ifade etmek isteriz'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ABD'den Fethullah Gülen'in iadesine ilişkin, "Sayın Trump'tan ve yeni Adalet Bakanı'ndan bu konuya yeni bir bakış açısı geliştireceklerine dair inancımızın yüksek olduğunu ifade etmek isteriz" dedi.

Adalet Bakanı Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yapılacak olan yeni düzenleme ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) 22 olan üye sayısının 13'e indirileceğini aktaran Bozdadğ, "Şu anda Cumhurbaşkanı mevcut HSYK'nın 4 üyesini atayabiliyor. Yeni düzenleme ne diyor? Yine Cumhurbaşkanı 4 üye atar diyor, Cumhurbaşkanına ilave bir yetki mi verilmiş? Hayır. Yeni olan şu: Meclis'e ilk defa 7 tane üye seçme imkanı veriliyor, bu 7 üyeyi Meclis seçecek. Son derece önemli bir adım, 3'ünü avukatlar, öğretim üyeleri, 3'ünü Yargıtay üyeleri, 1'i Danıştay üyeleri arasından seçecek ama bu seçim usulüne baktığınızda son derece demokratik bir yöntem öngörülüyor. 7 üyeyi, Meclis 3'te 2 çoğunlukla seçecek diyor. 3'te 2 çoğunluk demek ne demek? Bizim bugün 316 milletvekilimiz var Meclis Başkanı hariç. Hadi diyelim MHP ile bir uzlaşma yaptık, MHP'nin de 39 milletvekili var 355, 3'te 2 yapıyor mu? Yapmıyor 11 milletvekili eksik, 3'te 2 yapmak için CHP ile uzlaşmak gerekecek ya da HDP ile uzlaşmak gerekecek. Bugün parlamentoda AK Parti'nin tek başına bu 7 üyeyi belirleme yetkisi imkanı yok, MHP ile anlaşarak belirleme imkanı da yok ya CHP ile ya da HDP'yi bu anlaşmaya dahil etmesi gerekiyor. Demokratik bir uzlaşma olur parlamentodan seçilir, uzlaşamadılar ne olacak kilitlenecek mi? Hayır kura çekilecek, adayların adı yazılacak, torbaya atılacak, torbadan kura çekilecek. Burada bir partinin tek başına HSYK üyelerini belirleme yetkisi veriyor demek bu teklife iftiradır ve halkı aldatmaktan başka hiçbir anlamı yoktur. Şimdi 367 milletvekili ile bu yapılabiliyor, 367 ne demek? Anayasayı yapma çoğunluğu demektir. Yeni anaysa da yaptığımız bu değişiklik yürürlüğe girerse o zaman da 400 milletvekili bu kararı verecek. Bir partinin 400 milletvekilini şu anda elde etme ihtimali gözüküyor mu? Şimdi 367'yi elde edebildi mi hiçbir parti? Bu esasında yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına verilen önemi gösteriyor. HSYK'ya atanacak üyeleri, anayasayı değiştirecek bir çoğunlukla seçme imkanı getirmek, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına, HSYK'ya anayasanın, Meclis'in ve hepimizin verdiği önemi ve değeri göstermektedir" diye konuştu.

"Anayasa değişiklik teklifi işin özünde tek adamlığı imkansızlaştıran bir teklif"

Tek adam ve otoriterlik eleştirileri ile ilgili ise Bakan Bozdağ, anayasa değişiklik teklifinin işin özünde tek adamlığı imkansızlaştıran bir teklif olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Hiç kimse bundan sonra Türkiye'de tek adamlık hayali kuramaz, tek adam da olamaz. Tek adam, diktatör dediğiniz zaman, yasama, yürütme, yargıyı tamamıyla onun elinde toplayacaksınız demektir. Biz diyoruz ki; yasamayı yürütmeden, yürütmeyi yasamadan tam ayıralım. Şimdi yasama ayrı seçilsin doğrudan halk tarafından ki öyle, yeni olan nedir? Yürütme de doğrudan halk tarafından seçilsin diyoruz. Bu bir defa tek adamlığı önleyen en önemli mekanizmalardan biri ki bağımsız olsun birbirine karşı. Bugün parlamentoda kabul edilen kanunların yüzde 99'u hükümetin hazırladığı kanun tasarısıdır, yüzde 1'i de hükümetin hazırlayıp vekile verdiği teklif veya hükümetin onay verdiği tekliftir. Bugün veya bugüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde hükümetlerin onay vermediği bir kanunun değişmesi, değiştirilmesi, kabulü mümkün değildir. Esasında yasalaşma süreci şu anda da geçmişte de hükümetin tekelinde. Şimdi ne getiriyoruz? Diyoruz ki, hükümet tasarı vermeyecek, komisyonlarda oturmayacak, Genel Kurul'da oturmayacak, yasalaşma teklifini doğrudan milletvekilleri verecek ve yasalaşma sürecini de milletvekilleri yapacak. Cumhurbaşkanı sadece rica gönderecek, "benim şu kanuna ihtiyacım var" diye, şimdiyse yürütme ne yapıyor? Oturuyor vekillerle beraber bunu çıkarıyor, bu da tek adamlığı önleyen en önemli mekanizma. Şimdi yargı denetimi getirdik. Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler, re'sen imzaladığı emir ve kararlar, her türlü eylem ve işlemleri, cezai sorumluluğu bütün bunları getiren adımlar atılıyor, tek adamlığa izin verir mi? Her tarafını denetiyor, yasama denetimi, yargı denetimi, halk denetimi getiriyorsunuz ve Cumhurbaşkanını Yüce Divan'a sevk edip görevine de son verebiliyorsunuz: yüce Divan'dan karar çıkarsa görevi de sona eriyor, daha da önemlisi Meclis seçim kararı alarak Cumhurbaşkanının görevine son verebiliyor. İlk defa Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Cumhurbaşkanının görevini sonlandırma yetkisi veriliyor. Yani tek adam nasıl olacak diktatör? Senin görevine Meclis son veriyor, seni Yüce Divan'a gönderiyor, her türlü işlemini yargı denetliyor, Meclis'e ricacı pozisyonundasın, böyle bir şey olabilir mi? Bir kişinin halktan Cumhurbaşkanı yetkisi alabilmesi için yaklaşık yüzde 51 oy alması gerekiyor ve 5 yıllığına seçiliyor, çok başarılı olursa 10 yıl. Ondan sonra halk onu gerisin geriye gönderiyor, serbest seçimler var, rekabetçi bir ortam var, bu tamamıyla tek adamlığa, diktatörlüğe engel olan, kendi içinde de mekanizmaları olan bir sistem. Bunun aksini söylemek halkın gözünde bu sistemi karalama kampanyasının argümanlarını dillendirmekten başka hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu sistem tek adamlığı, otoriterliği, diktatörlüğü engelleyen bir sistemdir ve buna dair mekanizmaları barındırmaktadır."

Referandum kampanyaları nasıl olacak?

Referandum kampanyalarına ilişkin ise Bakan Bozdağ, referandum tarihini henüz kestirme imkanları olmadığını söyleyerek, "Tahminlerimiz var ama Sayın Cumhurbaşkanımızın değişikliğe dair kararını verip bunu Resmi Gazete'de yayınlanmasını takip eden 60. günden sonra ilk Pazar yapılacak. Bu hangi tarih olacak onu göreceğiz ama partiler şu anda kampanya hazırlıklarına başladı. AK Parti'de kendi hazırlıklarını sürdürüyor. Bu hazırlıklar nihayetlendikten sonra Sayın Başbakanımız bu kampanyanın ana parametrelerini paylaşacaktır ve milletimize yapılan işin ülkemizin ve milletimizin istiklali, bekası, istikrarı için ne kadar önemli olduğunu ve bunun Türkiye'ye neler kazandıracağını anlatacağız. Büyük bir Türkiye'yi bu sistemle nasıl inşa edeceğimizi milletimize anlatma gayreti içerisinde olacağız. Buradaki ana sloganları ne olacak neler yapılacak? Bunlar partinin içi çalışmaları tamamlandıktan sonra açıklanacak. Şuanda arkadaşlarımız bu konudaki çalışmaları sürdürüyor" ifadelerini kullandı.

Gözaltı süreleri ve avukat ile görüşme yasağındaki düzenlemeler

Yayınlanan KHK'lar ile göz altı sürelerindeki ve avukat ile görüşme yasağına ilişkin değişikliklerin sorulması üzerine Bakan Bozdağ, "Darbe teşebbüsü olayından sonra Olağanüstü hal ilan edildi. O sırada gerçekten büyük bir yoğunluk var. Bizim kanunlarımıza göre 4 gün içerisinde terör suçlarında bunların gözaltı sürelerini sonlandırılması gerekiyor. Sonlandırmadığınız zamanda hak ihlali oluşuyor. Şimdi bir imkansızlık var. Yoğunluk nedeni ile o dönemde biz gözaltı sürelerini uzatmak sureti ile ifadelerin sağlıklı alınması, sorguların hukuka uygun bir şekilde yapılması zaman baskısının kaldırılarak işin daha iyi bir şekilde yapılmasını sağladık. Yoksa kişilerin savunma haklarını kısıtlamak ya da zora sokmak için değil, onların bu haklarının daha iyi kullanılmasını temin etmek maksadıyla o dönemde yaptık. Pek çok gözaltılar olduğu için baya bir yoğunluk oluşturuldu. Bu geçici bir tedbir olarak düşünüldü. Avukat ile görüş yasağını tamamen kaldırdık. Buna da bir ihtiyaç kalmadı" yanıtını verdi.

"ABD Adalet Bakanı ile yeni bir görüşme olabilir"

Bakan Bozdağ, Fethullah Gülen'in iadesi için Amerika Birleşik Devletleri yönetimi ile temasların olup olmayacağına ilişkin ise "Sayın Trump'a ve ekibine görevlerinde başarılar diliyorum. Önceki yönetim döneminde terörist başı Gülen'in iadesi ve geçici tutuklanması konusunda görüşmelerimiz oldu. Bizim dışımızda Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın, Dışişleri Bakanımızın da temasları oldu. Ayrıca orayı ziyaret eden bakanlarımızın da görüşmeleri oldu. Bakanlıklar arasında uzman düzeyinde temalar oldu. Amerika'dan bir heyet geldi. Türkiye'de çalışmalar yaptı. Bizden de arkadaşlarımız benimle beraber ABD'ye geldiler. Bizzat ABD Adalet Bakanı ile bu konuları yüz yüze görüştük. Türkiye'nin bu konuya verdiği önemi ve terörist Gülen'in Türkiye'ye iadesinin Türkiye-Amerika ilişkilerine sağlayacağı faydayı anlattık. İade etmemesinin doğuracağı sıkıntıları kendileri ile paylaştık ve bu konudaki beklentimizin altını çizdik. Maalesef konuşmadan öte bir mesafe alamadık. İş zaman yayıldı. Normalde aramızdaki anlaşmaya göre yapılması gereken şeylerden bir kısmı da yapılmadı. Biz bu konudaki şeyleri kendilerine ilettik. Ancak yeni yönetim ile birlikte biz bu konudaki umudumuzun arttığını ve beklentimizin yükseldiğini ifade etmek isterim. Sayın Trump'tan ve yeni Adalet Bakanı'ndan bu konuda yeni bir bakış açısı geliştireceklerine dair inancımızın yüksek olduğunu ifade etmek isteriz. ABD Adalet Bakanı ile yeni bir görüşme olabilir" şeklinde konuştu.

"Büyük salonlara sanık sayısı azlığı nedeni ile ihtiyaç gözükmüyor. Ankara'da bir ihtiyaç olabilir. Onla ilgili hazırlıklar yapıldı"

FETÖ yargılanmaları için yeni hazırlanan binalar ve yargılama süreçleri için ise Bakan Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şuanda yargılamalar ile ilgili çalışmalar sürüyor. Pek çok soruşturma var. Bu soruşturmalardan davaya dönenler var. Davaların bazılarının ilk duruşmaları yapıldı. Bazıların ikinci duruşmaları yapıldı. Devam ediyor. Hem darbe teşebbüsü ile ilgili açılmış davalar var. Hem de terör örgütü üyeliği ve terör örgütü üyeleri ile beraber terör örgütü adına işlenmiş başka suçlarla ilgili açılmış davalar var. Bunlar yürüyor. Çok fazla kişi var. Bunların hepsi toplu dava olarak açılmış olsa süreç çok uzayacak, hem de adli yargılanma hakkı zedelenebilir. O nedenle Cumhuriyet Savcıları genellikle daha az sanıklı davalar açma yolunu tercih ettiklerini görüyoruz. Açılan davalardan bunu görüyoruz. O nedenle büyük salonlara sanık sayısı azlığı nedeni ile ihtiyaç gözükmüyor. Ankara'da bir ihtiyaç olabilir. Onla ilgili hazırlıklar yapıldı ve bir noktaya gelindi. Birkaç tanede başka ilimizde var. Fazla değil. Benim bildiğimi 3 veya 4 yerde böyle bir çalışma var. Diğer illerimizde diğer yargı çevrelerinde böyle bir salona ihtiyaç şuanda yok."

"Şu an epey bir mesafe alındığını söyleyebilirim"

Bakan Bozdağ, Reina saldırısına ilişkin ise soruşturmanın sürdüğünü belirterek, "Soruşturma kapsamında saldırgan yakalandı. Gözaltında. Onunla irtibatlı olduğu değerlendirilen kişiler de gözaltında ve çok boyutlu bir şekilde yürüyor. Geçenlerde de bir basına yansıması oldu. FETÖ'cü bir asker kişi ile telefon irtibatı olduğuna dair basına yansıyan şeyler de var. Bunlar da inceleniyor. Başka terör örgütleri ile irtibatları bütün boyutları ile ele alınıyor. Şu an epey bir mesafe alındığını söyleyebilirim. Soruşturmanın gizliliği nedeni ile bilgi verme imkanım yok" açıklamasında bulundu.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı
İHA İhlas Haber Ajansı tarafından geçilen tüm Haberler, bu bölümde Malatya Güncel Haber editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Girilen Haberler alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber