Bitlis'in Ahlat Kaymakamlığı tarafından şehit aileleri ve gazilere iftar yemeği verildi.

İlçede ki bir restoranda düzenlenen iftar yemeğine Ahlat Kaymakamı Bülent Tekbıyıkoğlu, Garnizon Komutanı Yüzbaşı Ahmet Zafer Bayram, Ahlat Belediye Başkanı A.Mümtaz Çoban, bazı kurum amirleri, Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Ahlat Temsilcisi Musa Gürbüz ile şehit aileleri ve gaziler katıldı. Kaymakam Tekbıyıkoğlu ve kurum amirleri şehit aileleri ve gazilere yakın ilgi gösterdiler. Eşi Arzu Tekbıyıkoğlu ile birlikte masaları ziyaret eden Ahlat Kaymakamı Bülent Tekbıyıkoğlu, şehit aileleri ve gazilerin hal ve hatırlarını sorarak, sohbet etti. Düzenlenen iftar yemeğinin ardından konuşma yapan Kaymakam Tekbıyıkoğlu: "Başımızın tacı çok değerli şehit ailelerimiz, çok kıymetli gazilerimiz ve gazilerimizin çok değerli aileleri hepiniz hoş geldiniz. Bildiğiniz üzere bugün Ramazan'ın 19'ncu günü. Başı rahmet, ortası mağfiret sonu ise kurtuluş olan bu mübarek ayda hepimiz bir araya gelmek istedik. Bizim vatandan daha kıymetli hiçbir şeyimiz yok. Ben bunun sık sık altını vurguluyorum. Vatanı olmayanın dini tam olmaz. Vatanı olmayanın namusu tam olmaz. Vatanı olmayanın özgürlüğü tam olmaz. Bunun en iyi örneklerini yakın coğrafyamızda geçtiğimiz senelerde ve yaşadığımız bu senelerde görüyoruz. Irakta olanları, Suriye'de olanları gördük. Ecdadımız Anadolu'yu vatan etmişler, rahmetli Prof. Dr. Erol Güngör'ün bir sözü var. Diyor ki; "Ecdadımız, dedemiz çadırlarını çakal yuvasına kurmuş." Maalesef bizde bir çakal yuvasında yaşıyoruz ama dünyanın da en kıymetli yeri burası. En kıymetli olan yerlerinde kirası yüksek olur. İstanbul'da Bebek'te oturmakla, Maltepe'de oturmak arasında bir rant farkı, kira farkı vardır. Keşke bunu parayla ödeyebilseydik. Keşke başka bir şeyle ödeyebilseydik. Bunu canımızla, kanımızla, başımızla ödüyoruz. Şöyle baktığımız zaman hepimizin sülalesinde şehitler ve gaziler vardır. Benim dedem Çanakkale'den dönememiş, babam polis gazisidir. Sadece ben kendimi örnek vermekle geçiştirmek istemiyorum, hepimizde benzer örnekler var. Hepimiz aynı fedakarlıkları yapıyoruz. Son olarak diyeceğim Allah bizi şehit veremeyecek duruma düşürmesin. Esas problem o zaman başlar. Bunlar Allah'ın övdüğü mertebeleridir. Bazen yanlış terminoloji kullanılıyor. "Maalesef şehit olduk" kelimeleri kullanılıyor. Hayır bu doğru bir kelime değil. Şehit, şehitliktir. Mertebeyse bir makamsa Peygambere komşuysa ne mutlu ki ne kutlu ki o mertebeye ulaşmıştır. Allah hepimizi de o mertebelere eriştirsin. Ben kendi şahsım ve nefsim için söylüyorum. Tekrardan hepinizin Ramazan-ı Şerifi mübarek olsun" dedi.