KONYA (AA) - METİN BOLAT -  Konya'da dört kişinin yaşamını yitirdiği kazada, kalbi duran, solunum cihazına bağlanan, "Yaşasa bile yürüyemez, yatağa bağımlı olur" denilen üniversite öğrencisi Alperen Vezir Akgül'ün hayata dönüşü doktorlarını bile şaşırttı.  

Tıp fakültesi birinci sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Alperen Vezir Akgül, Ankara yakınlarında 2010 yılında otomobilin kamyonla çarpışması sonucu dört kişinin öldüğü kazada ağır yaralandı. Duran kalbi çalıştırılan ve hayatta kalmasına "imkansız" gözüyle bakılan Akgül, aylarca solunum cihazıyla yaşatıldı, karnından beslendi. 

Yoğun bakımdan, 93 gün sonra çıktığında konuşamayan, yürüyemeyen, söylenenleri anlamayan Akgül, "Bundan sonra yatağa bağımlı yaşamını sürdürecek" denilerek, evine gönderildi.

Oğluyla daha iyi ilgilenmek için öğretmenlikten emekli olan anne Havva ile öğretmen Ökkeş Akgül çifti, söylenenlere rağmen çocuklarının bir gün yeniden ayağa kalkıp okuluna gideceği ümidini hiç yitirmedi. 

- Bazı hastanelere alınmadı

Herkesin kendisinden ümidini kestiği anda hayata tekrar tutunmayı başaran Akgül, birçok kez kendisi için "Her an kaybedebiliriz. Yaşasa bile yürüyemez, yatağa bağımlı olur" denilse de artık yürümeye başladı. Başta doktorlar olmak üzere çevresindekiler, gencin hızla sağlığına kavuşmasına çok şaşırıyor.

Alperen'in hayata dönüş öyküsünü AA muhabiriyle paylaşan baba Akgül, kaza sonrası oğlunun ve kendilerinin yaşamının tamamen değiştiğini söyledi. 

Doktorların, "Oğlunuzun cenazesini yarım saate götürebilirsiniz, hazırlıklı olun" dediğini anlatan Akgül, "Her gelen telefonda oğlumuzu kaybettiğimizi düşünüyorduk. Alperen, nefes borusu açılarak cihaza bağlı yaşamak zorunda kaldı. Karnından beslendi. Oğlumuz kendine geldiğinde, gelişimi için gittiğimiz bazı hastaneler bizi 'yapılacak bir şey yok' diyerek kabul etmedi" diye konuştu.

Çok sayıda ameliyat geçiren Alperen'in aylarca fizik tedavi gördüğünü vurgulayan Akgül, evlerinde gelişimi ve yürümesi için egzersizlerine sürekli devam ettikleri oğullarıyla adeta bir bebek gibi ilgilendiklerini kaydetti. 

Hayata dönüşü tıp öğrencilerine "örnek" gösterildi 

Fizik tedavide, "Bu çocuğun vücudundan hareket beklemeyin, eve götürün" denildiğini aktaran Akgül, şöyle devam etti:

"Nefes alırken hırlaması vardı ve sanki nefesi duracakmış gibi oluyordu. Alperen, yoğun bakımda yatarken neredeyse her gün birkaç cenaze çıkıyordu. Bazen 'acaba bu bizim oğlumuz mu' diye korkuyorduk. Konuşmasında ve vücudunun sol tarafında problem var. Oğlum şimdi ayağa kalkıp 4-5 adım atabiliyor. İletişimi gün geçtikçe artıyor. Şarkı dinletiyor, konuşması akıcı olsun diye tek tek harfleri çalışıyoruz. Onun bu halini görenler çok şaşırıyor. Bir doktor, 'Benim bundan hiç ümidim yoktu, bazı insanlar tıbben siz çaresiz, ümitsiz deseniz de yaşayabiliyor' diyerek, oğlumu talebelerine örnek gösterdi. Ameliyatına giren bir doktor da Alperen'i görünce ağlamış, 'nasıl bu hale geldi' diyerek şaşırmış."

Akgül, oğlunun tam burslu okuduğu üniversitedeki kaydını şimdilik dondurduklarını ve sağlığına tam olarak kavuştuğunda hep hayalini kurduğu doktorluğu yapacağına inandıklarını kaydetti.