51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapanış galası ve ödül töreni ile sona erdi.

Sinema dünyasının meşhur isimleri, Antalya EXPO Center'daki ödül törenine kırmızı halıdan geçerek geldi. Az sayıda vatandaşın izlediği kırmızı halı törenine eklenen sanatçı Hülya Koçyiğit, gazetecilere yaptığı açıklamada, Antalya Altın Portakal Film Festivali tarihinde en iyi ödül saha bayan oyuncu olmanın gururunu yaşadığını söyledi.

Cüneyt Arkın geceye benzeri Betül Arkın ile geldi. Arkın, gazetecilere yaptığı açıklamada, sinemacıların muvaffakiyetli filmler yaptıklarını belirterek, sinemacılara daha çok aşırı çalışmalarını tavsiye etti.

Korhan Abay'ın sunuculuğunu üstlendiği gecede konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, bu akşamın ödül, takdir, kutlama ve teşekkür akşamı olduğunu söyledi. Burada kazanan yada kaybeden olmayacağını belirten Türel, bu akşam Türk sinemasının, sanat ve sanatçının kazandığını anlatım etti.

Bu sene Altın Portakal'da birbirinden kıymetli yapıtlar arasından zorlu bir seçim yapıldığını kaydeden Türel, Antalya'nın muhtelif zorluklara karşın bu kurda bir yarışmaya sahne olmasından gurur duyduğunu dile getirdi.

Türel, şöyle konuştu:

'Antalya'yı dünya sinema endüstrisinin üretim merkezlerinden yapacağız. Antalya tam anlamıyla bir sinema şehri olacak, Allah'ın bahşettiği güneşin parlaklığı ve açısıyla Antalya'nın bitkisel film stüdyosu özelliğini, tarihi mekanlarıyla doğal zenginliğiyle yeni film stüdyolarıyla bundan sonra dünya tanıyacaktır. Film sarayımızla film laboratuvarlarımızla kostüm bankalarımızla yapımcı ve yönetmenleri yalnızca festival için değil, film yapmak için, çekmek için Antalya'ya çağırma edeceğiz.'

Türel, salondaki sanatçılara gelecekte Antalya'da bir ev almaları çağrısında da bulunarak, 'Artık bir ayağınız burada olacaktır' dedi.

Türkiye'de son dönemdeki hoşgörüsüzlük ve peşin hükümlerin olmayacak bir yerde dahi iletişim sorunlarına neden olabildiğine yer veren Türel, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Diyalog ile çözülebilecek küçük bir sorun dahi çözümsüz kocaman bir soruna dönüşebiliyor. Mahallelerimizi ne yazık ki birbirimize kapatıyoruz. Birbirimize el değil, lisan uzatıyoruz. Oysa ki olması gereken sinemanın tenkit dili, sevgiye, hoşgörüye açılan sevgi kapısı olmalıdır.'

Türel, Türkiye'de politika ve medyanın dilinin son 40 yılda keskin bir kılıca dönüştüğünü de anlatım etti. 'Dil kullanıldıkça keskinleşen tek araçtır' diyen İngiliz atasözünü misal verici Türel, şöyle konuştu:

'Gerçekten de zamanımızda kılıcın ve tüfeğin yerini lisan almıştır lakin ne yazık ki salonlarda kullanılan dil, mermi gibi kullanılan sözler, sokakta gerçek mermiye, gerçek bıçağa dönüşmektedir. Salonlardaki hiddet dili, sokakta kan dökülmesine ne yazık ki neden olmaktadır. Siyaset bu noktaya kendiliğinden gelmedi. Demokrasimizin zayıflığından, devamlı darbelerden bu noktaya geldi ve getirildi. Bugün sevgi, kardeşlik diline, yani sanatın diline ihtiyacımız var. Sanat dünyası, sevgi kalelerinden biridir. Eğer sanat keskin bir dille konuşursa bu sevgi kalesi de düşer. Siyaset her insan bu şeklinde sanatçının da hakkıdır lakin sanatın dili, hiddet dili olmamalıdır. Sinemada film mesaj vermeli, filmin içine saklanmış bulunan ideolojiler değil.'

Van Damme'a hususi ödül

Geceye misafir şekilde eklenen dünyaca meşhur aksiyon yıldızı Jean Claude Van Damme'a Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel sebebi ile hususi ödül verildi.

Bugün doğum günü bulunan Van Damme, daha evvela İstanbul'a geldiğini ve 'Sınav' isimli bir film çektiğini anlattı. Van Damme, 'Size teşekkür etmek isterim. Çünkü siz olmasaydınız ben olduğum şahıs olmazdım' dedi.

meşhur sanatçı Hülya Koçyiğit'e de Festival Direktörü Elif Dağdeviren sebebi ile 51. film festivalinin afişinin olduğu manzara armağan edildi.

Koçyiğit, yaptığı konuşmada, ödül aldığı 'Susuz Yaz' isimli filmde rol almanın kendisi için 'paha biçilmez' olduğunu söyledi. Bugün birileri yaşamda olmayan film ekibi adına bu anın gururunu yaşadığını dile getiren Koçyiğit, 'Filmlerimiz dünyanın muhtelif ülkelerinde kocaman başarılar kazanıyorlar. Ben yeni sinemamızla iftihar ediyorum. Onları heyecanla destekliyorum. Aynı saygıyı Yeşilçam için de bekliyorum' dedi.

En iyi film, 'Kuzu'

Gecede 'En iyi film' ödülü, Kutluğ Ataman'ın 'Kuzu' filmine verildi. Ataman, ödülünü İranlı yönetmen Abbas Kiarostami'den aldı. Ataman, bir sanatçının kendi ülkesinde paha görmesi kadar kocaman bir armağan olmadığını belirterek, 'Sizler bana bu hediyeyi verdiniz. Hepinize çok aşırı teşekkür ederim' dedi.

'En İyi Kadın Oyuncu' ödülü, 'Kuzu' filminde canlandırdığı  'Medine' karakteriyle Nesrin Cavadzade'nin oldu. İki sene evvela Altın Portakal'da ödül aldığını hatırlatan Cavadzade, 'Anne kuzusu olduğum için, annem de daima yanımda. Anne kuzun şekilde sana adamak istiyorum bu ödülü' dedi.

'En İyi Erkek Oyuncu' ödülünü, 'İtirazım var' filmindeki rolüyle Serkan Keskin ile 'Annemin Şarkısı' isimli filmdeki performansıyla Feyyaz Duman paylaştı. Serkan Keskin, yaptığı konuşmada, 'Ödülü, birçoğu aramızda olmayan, sığındıkları Şengal Dağı'nda ne yazık ki 45-50 derece sıcaklıkta, dünyanın en fena ölüm türü bulunan susuzluktan ölüme terk edilen bütün Şengalli çocuklara adıyorum' dedi.

'En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu' ödülü, 'Kuzu' filmindeki rolüyle Nursel Köse'ye verildi. Köse, çok aşırı heyecanlandığını dile getirerek, festival organizasyonunu oluşturan herkese teşekkür etti. 

'En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu' ödülü 'Annemin Şarkısı' isimli filmdeki performansıyla Aziz Çapkurt'un oldu. 'Aslında tek bir sahnem vardı çok aşırı şaşırdım' diyen Çapkurt, bir arada, eşit, adil ve hür bir biçimde yaşamanın olası olduğunu dile getirdi.

Çapkurt, 'Bugün Kobani'de oldukça çok kamu ve inanç, kendi özgürce geleceklerini inşa etmek için savaş ediyor. O nedenden dolayı Kobani, coğrafyada bir ad değil sadece, tıpkı zamanda bir fikir ve fikirler düşmez. Hepinizi dünyalı ve Türkiyeli bir sinemacı şekilde selamlıyorum' dedi.

En iyi yönetmen Onur Ünlü

Gecede 'En İyi Yönetmen' ödülü, 'İtirazım Var' isimli filmle Onur Ünlü'nün oldu. 

'Ulusal Uzun Metraj Jüri hususi Ödülü'nü 'Oflu Hocayı Aramak' ve 'Sivas' filmleri paylaştı.

'En İyi İlk Film Ödülü', yönetmen Erol Mintaş'ın 'Annemin Şarkısı' filmine verildi. Mintaş, festivale gelirken karmaşık duygular arasında olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

'Hoşgörülü topraklarda olduğumuzu biliyoruz lakin hoşgörü, eleştirinin önünü kesmek anlamına gelmedi bu topraklarda ve gelmemeli. Ayrıca buraya gelirken sınırın derhal yanı başında kendi kardeşlerimiz amansız bir savaşın içinde. Kalbimiz orada. Onların noktayı kalbimizin üzerinde. İnşallah güzel günlerde buluşacağız.'

'En İyi Müzik Ödülü', 'Annemin Şarkısı' isimli film ile Başar Ünder'e, 'En İyi Senaryo Ödülü' ise 'İtirazım Var' isimli filmle Onur Ünlü'ye verildi. 'En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü', 'Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku' filmiyle Vedat Özdemir'in oldu.

'En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü', 'Neden Tarkovski Olamıyorum' isimli filmiyle Osman Özcan'a verildi. Başka bir filmin çekimi için Antalya'ya gelemeyen Özcan'ın ödülünü oyuncu Arzu Gamze Kılınç aldı.

'En İyi Kurgu Ödülü', 'Sivas' filmiyle Yorgos Mavrapsaridis'in oldu. Mavrapsaridis'in ödülünü filmin yönetmeni Kaan Müjdeci aldı. Mavrapsaridis'in Yunanistan'a Antalya'dan göçtüğünü izah eden Müjdeci, 'Buradan Yorgos'un hesabına bütün yeni Türk sinemasını selamlıyorum' dedi.

Uluslararası Uzun Metraj Film Ödülünü eda etmek için sahneye gelen Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Başkanı Jerry Schatzberg, ödülü sunarken dili sürçerek önce, 'Golden globe goes to' dedi. Schatzberg daha sonra hatasını başkalık ederek ifadesini, 'Golden orange' diye değiştirdi. Ödül, Rus yönetmen Alexandr Kott'un 'Test' filmine verildi.

Tribün serzenişi

'Dr. Avni Tolunay Jüri hususi Ödülü' Levent Soyarslan'ın 'Oflu Hocayı Aramak' filmine verildi. Ödülünü almaya gelmesi biraz süre saha Soyarslan, 'Biz en geri sırada, tribünde oturuyoruz, çok aşırı güzel manzara. Ama mühim değil bununla ilgili bir protestom yok. Slogancılık havasında kullanılmamasını göstermek amacıyla söylüyorum. Slogan atmıyorum. Olabilir böyle şeyler organizasyonlarda' dedi.

Filminin 'anarşist mizah' türünde olduğuna yer veren Soyarslan, böyle duruşu bulunan bir filmin festivalde ödül almasına ise şaşırdığını belirterek, 'Hakikaten böyle bir filmin böyle bir duruşla yer alabileceğini hayal bile etmezdim. Gerçekten teşekkür ederim' diye konuştu.

'Behlül Dal Jüri hususi Ödülü', 'Sivas' filmindeki rolüyle Doğan İzci ile 'Kuzu' filmindeki rolleriyle Sıla Lara Cantürk ve Mert Taştan'a verildi.

Ödülü eda etmek için sahneye gelen oyuncu Demet Evgar, konuşmasında 'küçük bir selam' göndermek istediğini belirterek, '28 Mayıs 2013 tarihinden bugüne bu ülkede hayatını kaybetmiş ve yaşam amacına yeni anlamlar katmış bütün gençler ve çocuklara selam olsun' dedi.

SİYAD ödülleri 'Kuzu' ve 'Mahkeme'nin

Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Ulusal Uzun Metraj Film Ödülü, Kutluğ Ataman'ın 'Kuzu' isimli filminin oldu. SİYAD Uluslararası Uzun Metraj Film Ödülü ise Hint yönetmen Chaitanya Tamhane'nin 'Court-Mahkeme' filmine verildi.

'En İyi Kısa Film' ödülüne Nazlı Eda Noyan ve Dağhan Celayir'in 'Bir Fincan Türk Kahvesi' isimli filmi layık görüldü.

Gecede halkın oylarıyla belirlenen uluslararası müsabaka seyirci ödülü, Macar yönetmen Kornel Mundruczo'nun 'White God-Beyaz Tanrı' filminin, milli müsabaka seyirci ödülü ise Ayhan Sonyürek'in 'İyi Biri' filminin oldu.

Küfürlü küfür eleştirisi

Film Yönetmenleri Derneği 'En iyi yönetmen' ödülü, 'Guruldayan Kalpler' filmiyle Ömer Uğur'a verildi. Ödülü eda etmek üzere sahneye çıkan yönetmen Ertem Göreç, filmlerdeki küfürlü konuşmaları eleştirdi.

İzlediği filmlerde küfür edebiyatının hakim olduğunu vurgulayan Göreç, şöyle konuştu:

'O süre ben de lafımı öyle bağlayayım bari. Bana Türk sinemasına tecavüz etmeyin demek düşüyor. Küfür edebiyatıyla ilgili ben de bağlayayım lafımı. Türk sinemasını sorunsuz bırakın, yok ise festivalin formatına uyarak ananızı nokta nokta ederim.'

Gecede Yaşam Boyu Başarı Ödülü de İranlı yönetmen Abbas Kiarostami'ye verildi.

 Gecenin sonunda ödül saha bütün sanatçılar, anı fotoğrafı çektirdi.

Muhabir: Güç Gönel, Hatice Özdemir