Tilki, ormanın kralı aslana heyecanla gelmiş.
“Reis! Reis! Nine ile kedinin arası açıldı, ormanı terk edelim” demiş.
Bunun üzerine Aslan gülmüş ve:
“Bize ne, nine ile kedinin geçimsizliğinden. Bu kadar ürkek ve korkak olma” demiş.
Ormanın kıyısındaki evdeki kedi, yaşlı kadının evde bulunmadığı sırada evini dağıtmış. Ninenin en sevdiği şamdanları, eşyaları kırmış. Çılgına dönen yaşlı kadın kediyi yakalayıp, üzerine gazyağı dökerek ateşe atmış. Can havliyle ormana koşan kedi önce kuru çalıları, sonra da bütün ormanı ateşe tutuşturuvermiş. Yangının ortasında kalan aslana, tilki kenardan:
“Sana nine ile kedinin arasının açıldığını söylemiştim.” Demiş.
Bu tozlu dumanlı havalarda azami dikkat etmek gerekir. Ufacık bir kıvılcım Allah muhafaza bütün ülkeyi, vatanı yangın yerine çevirebilir.
Yangını çıkarmak koyla ama kontrol etmek ve istenildiği yerde ve zamanda söndürmek hiç de kolay olmaz.
Ayrıca kurt dumanlı havaya sever. Bu dumanlı havada nice tilki ve çakallar sinsice pusuda bekler. Bunlara karşı azami dikkatli olmak lazım.
Her türlü terör örgütlerinin canı cehenneme. Hele hele sözde din adına yapılan adı ne olursa olsun (ister Fetö, ister işid, isterse başka adlarla anılsın) her türlü terör faaliyetlerin canı bin defa cehenneme… Hiç bir şey milli birlik ve beraberliğimizin, kardeşliğimizin üzerinde olamaz, olmamalı. Zira dinde asl olan öldürmek değil yaşatmaktır. Haksızlık değil adalettir. Zalimlik değil merhamettir. Haksız yere bir cana kıyan veya bilerek öldüren veya imkan sağlayan tüm insanlığı öldürmüş olur. Müslüman asla terörist olamaz, terörün yanında bulunamaz, terörist de Müslüman olamaz. Ve hiç kimse bir başkasının günah ve suçundan sorumlu tutulamaz.
Bunun için bugünlerde en kahpe ve vahşi bir şekilde milletimize, vatanımıza, demokrasiye, halkın iradesiyle başa gelmiş (seversiniz sevmezsiniz, takdir edersiniz etmezsiniz önemli değil) iktidara silahları doğrultmak suretiyle ülkede birlik ve beraberliğimize kast etmek isteyen, nine ile kedinin arasının açılmasına sebep olan ve bu hainlikten nemalanmak isteyen nice tilkiler var.
Aman dikkat...
Temel bir gün, güzel bir Ankara kedisine sahip olmuş... Kedisini çok sever. Özene bezene bakar. Kedi de güzel mi güzel... Bir gözü mavi bir gözü kahverengi...
Bir gün Temel, Dursun"a:
“-Ulan Dursun şu kedimi yıkayayım da temiz olsun”deyince Dursun:
“-Sakın yıkama, üşütürsün sonra hasta olur.” Demiş.
Temel dayanamaz ve kediyi yıkar. Sonrada hasta olmaması için de kılları arasında su kalmasın diye kediyi iyice sıkar ve ölür. Dursun ölüm haberin alır ve
“-Ben sana demedim mi, yıkama ölür.”
Temel: “Yıkarken ölmedi, sıkarken öldü.” Diye cevap verir.
15 Temmuz gerçekleşen kanlı cunta girişimi sonrasında sağduyulu vatandaşlarımız, halkımız hamdolsun büyük bir tehlikeyi önledi. Ne kadar şükretsek azdır. Ancak bir tehlike önlenirken, bir yanlışlık engellenirken bir başka tehlikeye ve yanlışa, fitneye, haksızlığa sebep olmamak, meydan vermemek de bir o kadar elzemdir.
Kaş yapayım derken göz çıkarmamaya dikkat edilmelidir.
Darbe, cuntanın en önemli amacı ülkenin birliğini ve dirliğini bozmak, ülkeyi yangın yerine çevirmek, vatandaşlar arasında kutuplaşma doğurmak, haksız ve adaletsiz bir şekilde davranmakla kişinin devletine olan, adalete olan, emniyete olan güven ve sevgiyi sarsmaktır. Bu konuda sinekten yağ çıkarmakta mahir olanlara bu fırsat hiç verilmemelidir.
Adaletin, emniyetin, güvenin sağlanması, kin ve nefrete dayalı veyahut güce dayalı bir sarhoşlukla intikama yönelmek darbecilerin, cuntacıların ekmeğine yağ sürmekten, onların amaçlarına ulaşmasına yardımcı olmaktan ve güzelim ülkemizde iç karışıklığı isteyenlere yardım etmekten başka bir şey değildir.
Demokrasinin güçlenmesi, muhalif olmayı, eleştirel düşünceyi; cuntayla, darbeyle karıştırmayıp onları birbirinden ayırmak, elma ile armudu karıştırmamaktan hak ve hukuka riayet edilmesine bağlıdır
Hep birlikte “darbeye ve cuntaya hayır” değimiz gibi “hukuksuzluğa”, “haksızlığa”, “adaletsizliğe” de hayır demedikçe demokrasi nöbetimiz korkalım amacına ulaşamayacaktır.
