Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Siyaset 29 Temmuz 2014 - 15:41 Yorum: 0

Amerikan Yahudi Kongresi'ne mektupla yanıt

Başbakan Erdoğan'a 2004'te takdim edilen Cesaret Ödülü'nün iadesini isteyen Amerikan Yahudi Kongresi'ne Türkiye'nin yanıtının, Washington Büyükelçisi Kılıç imzalı mektupla iletildiği bildirildi.

Amerikan Yahudi Kongresi'ne mektupla yanıt

Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğünden yapılan açıklamaya göre, AJC Başkanı Jack Rosen'e yollanan mektupta, ödülün iadesi talebinin, AJC'nin İsrail hükümetinin izlediği işgal ve vahşet politikalarına duyarsız kalmasının işareti bulunduğu belirtildi. 

Açıklamaya göre mektupta, Başbakan Erdoğan'ın dün bulunduğu benzeri bugün de terörizmle mücadele, aşırılığın önlenmesi, Filistin sorununun barışçıl metodlar izlenerek iki-devletli çözüm formülünün hayata geçirilmesi hakkında tam bir kararlılık arasında olduğu vurgulandı.

Mektupta, İsrail'in uluslararası hukukun gereklerine göre devinim etmek yerine, işgal ve imha politikalarına devam ettiği belirtilerek, Başbakan Erdoğan'ın İsrail hükümetinin sivil halka yönelik saldırılarına yönelttiği meşru eleştirileri, anti-semitizm gibi yansıtmaya çalışmanın açık bir çarpıtma olduğu kaydedildi.

Başbakan Erdoğan'ın anti-semitizmin bir insanlık suçu olduğunu tüm dünyaya ilan etmiş bir önder bulunduğu anlatım edilen mektupta, Türkiye Musevi cemaati ile yakın birliktelikler geliştiren Erdoğan'ın, Musevi vatandaşları ve dünya Musevilerini İsrail'in politikalarından ayrı tuttuğu kaydedildi. 

Mektupta ayrıca, Türkiye Musevi cemaatinin Filistin'de yaşanan katliama duyarsız kalmadığına işaret edilerek, Türkiye Musevi cemaatinin, AJC'nin takdim ettiği ödülü arka istemesini kınayan bir mesaj yayınladığı hatırlatıldı.

'Sayın Başbakan sebebi ile görevlendirildim'

Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğünden yapılan açıklamaya göre, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç imzasıyla AJC Başkanı Jack Rosen'e yollanan mektubun tam metni şöyle:

'Sayın Başbakan'a 2004 yılında Amerikan Yahudi Kongresi sebebi ile takdim edilen Cesaret Ödülü'nün iadesini arzuladığınız 24 Temmuz 2014 tarihli mektubunuza dair görüşlerimizi iletmek üzere, Sayın Başbakan sebebi ile görevlendirildim.

Bahsi geçen ödülün iadesini istemeniz, İsrail hükümetinin izlediği işgal ve vahşet politikaları hakkında Amerikan Yahudi Kongresi'nin var liderliğinin yanlı ve duyarsız bir noktada bulunduğunun talihsiz bir göstergesidir.

Başbakan Erdoğan, dün bulunduğu benzeri bugün de terörizmle mücadele, aşırılığın önlenmesi, Filistin sorununun barışçıl metodlar izlenerek, iki-devletli çözüm formülünün hayata geçirilmesi ve Türk Musevi cemaatinin can ve mal güvenliğinin sağlanması hakkında tam bir kararlılık içerisindedir. Sayın Başbakan bu konularda oldukça çok somut girişimin öncülüğünü yaptığı benzeri yapıcı adımları da aktif bir biçimde bizzat desteklemiştir ve desteklemeye devam edecektir. 

Fakat Sayın Başbakan'ın İsrail hükümetinin Batı Şeria ve Gazze'de Filistin halkına karşı uyguladığı işgal, abluka ve yıkım politikalarını kabul etmesi ve bunları gözardı etmesi beklenmemelidir. Hiçbir fark yapmaksızın, aralarında çocuk ve hanımların da bulunduğu 1000'den fazla sivilin öldürülmesi, hastanelerin ve Birleşmiş Milletler okullarının bombalanması, uluslararası hukuka aykırı bulunduğu benzeri en esas insani değerlere de aykırıdır. Bu bağlamda, Gazze'ye yönelik saldırılarda harp suçu işlenmiş olma ihtimalini incelemek üzere Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin bir komisyon kurulmasına karar verdiğini de hatırlatıyoruz.

İsrail, maalesef uluslararası hukukun gereklerine göre devinim etmek yerine, işgal ve imha politikalarına devam etmektedir. Başbakan Erdoğan'ın ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin her süre anlatım ettiği gibi İsrail-Filistin ihtilafının tek çözümü; işgalin hemen sona erdirilmesi, kalıcı ve sürdürülebilir bir sulh planı çerçevesinde müstakil Filistin Devleti'nin kurulmasıdır.

Başbakan Erdoğan'ın, İsrail hükümetinin sivil halka yönelik saldırılarına yönelttiği meşru eleştirileri, anti-semitizm gibi yansıtmaya çalışmak, açık bir çarpıtmadır ve İsrail hükümetinin tarihi hatalarını örtbas etmeye yönelik bir girişimdir. Başbakan Erdoğan, anti-semitizmin bir insanlık suçu olduğunu tüm dünyaya ilan etmiş bir liderdir. Türkiye Musevi cemaati ile yakın birliktelikler geliştiren Başbakan Erdoğan, Musevi vatandaşlarımızı ve dünya Musevilerini İsrail'in politikalarından ayrı tuttuğunu her fırsatta dile getirmektedir. Ülkemizin varlıklı kültürel mirasının vazgeçilmez bir parçasını yapan Türkiye Musevi cemaatinin can ve mal güvenliği, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının teminatı altındadır. Nitekim, Türkiye’de, İsrail hükümetinin masum sivillere yönelik saldırılarına duyulan öfkeye karşın Musevi vatandaşlarımıza karşı herhangi bir olay yaşanmamış olması, bu teminatın bir tezahürüdür.

Öte yandan Türkiye Musevi cemaati de Filistin'de yaşanan katliama duyarsız kalmamıştır. Bu bağlamda, Türkiye Musevi cemaatinin, Amerikan Yahudi Kongresi’nin takdim ettiği ödülü arka istemesini kınayan bir mesaj yayınladığını hatırlatmaya kıymet görüyoruz. Dünya Musevi topluluğunun huzurunu bozan ve devre dönem ırkçı ve anti-semitik saldırıların hedefi durumuna getiren, İsrail hükümetinin izlediği işgal ve zulüm politikalarıdır. Şiddetle kınadığımız anti-semitik eylem ve söylemlerin yükselişe geçtiği dönemlerin, İsrail hükümetinin Filistin halkına saldırdığı dönemler olması bir rastlantı değildir. 

İfade edilen görüşler ve Amerikan Yahudi Kongresi’nin var liderliğinin Gazze'deki masum sivillere yönelik saldırılara karşı takındığı tutum sebebi ile Başbakan Erdoğan'a, 2004 yılında takdim ettiğiniz ödülü iade etmekten memnuniyet duyacağız. Başbakan Erdoğan, bu mükafat olmaksızın da terörizme karşı tavizsiz bir biçimde mücadele etmeye, Filistin sorununun barışçıl yollardan çözümüne katkı sunmaya ve Türkiye Musevi cemaatinin can ve mal güvenliğini korumaya devam edecektir.

Öte yandan, adalet, us ve vicdan adına sizi, küresel kamuoyunda büyük infiale yol açan ve aralarında sayısız Musevinin de bulunduğu, sima binlerce insanın meydanlarda protesto ettiği İsrail hükümetinin politikalarını aleni ve kamuoyu önünde kınamaya çağrı ediyoruz. Böyle bir tavır almanız, bağlı olduğunuzu ilan ettiğiniz ilkelere daha iyi hizmet etmenize vesile olacaktır.'

Muhabir: Aylin Sırıklı Dal

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber