Anadolu Aslanları İş Adamları (ASKON) Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Aydın Altaç,"Kürt meselesinde PKK veya HDP'nin değil, vatandaşın muhatap alınması gerekir" dedi.

ASKON Diyarbakır Şube Başkanı Aydın Altaç, Ak Parti hükümetleri döneminde çok önemli badirelerin aşıldığını ve ret, inkar ile asimilasyon politikalarına son verildiğini dile getirerek özellikle 2013 yılı başlarında çözüm süreci olarak adlandırılan süreçte uzun bir süreden sonra ölüm ve şiddetin olmadığı dönemin yaşandığını dile getirdi.

"Çözüm sürecinde Başbakan ve bugün Cumhurbaşkanımız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sorunun aşılması ve çözümü konusunda samimiyetle çalıştığını herkes bilmektedir" diyen Altaç, "Çözüm sürecinin alt yapısının 2001 yılında AK Parti programında hazırlandığı ve güçlü bir irade ile desteklendiği, bu iradenin ülkenin dört bir tarafından vatandaşlar tarafından desteklendiği ve günümüzde de aynı özlemin duyulduğu da bilinmektedir. Maalesef siyasi kazanımlara sahip çıkılmadığı gibi çukur ve hendek siyasetine meşruluk kazandırma gayreti ve çabası hem ülkeye hem de bölgeye çok büyük tahribat vermiştir. Bölgede yaşayan vatandaşlarımızın siyasi, ekonomik, sosyal, psikolojik gibi tüm alanlarda 1990'lı yılları aratmayan bir mağduriyeti yaşadıklarını kabul etmek gerekir. Hükümetin bu süreçte halkın sorunlarına ve taleplerine yetişmeye çalıştığını gördük. Ancak tüm ortamlarda hendek ve barikat politikalarının yanlışlığını dile getiren siyasetçilerin toplum önünde sessiz kalmaları ve halen dahi bazı yerleşim yerlerinde aynı şiddet eylemleri yapılmasına rağmen etkin tutum sergilenmemesinin hem bölgeye hem de Türkiye'nin tamamına verilebilecek en büyük zarar olduğunu düşünüyorum. Siyasetçiler ve toplumun kanaat önderleri ile STK'ların bu hususla ilgili daha etkin ve görünür tutum alması gerekmektedir" dedi.

"BU KONUDA VATANDAŞIN MUHATAP ALINMASI GEREKİR"

Bundan sonraki süreçte vatandaşın muhatap alınması gerektiğini ifade eden Altaç, "Kürtler tarihi geçmişleri ve kültürleri olan kadim bir halktır. 1990'lı yılların başlarında dünya devletlerinin zorlamasıyla yaratılan bir halk değildir. Türkiye'de sayısı tam olmamakla birlikte 12 milyondan aşağı kabul edilmeyen bu halkın temsilcisi olarak PKK veya HDP'nin tek başına muhatap olarak kabul edilmesi, geride kalan büyük bir sessiz kitleyi de rahatsız edecektir. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, değişik toplantı ve ortamlarda ifade ettiği özelliği vatandaşın muhatap alınıp, vatandaşla konuşarak, birebir iletişime geçerek, vatandaşın ne istediğini önemseyerek, ona ilişkin çalışmalar yaparak, yol alma ifadesi bu anlamda olumlu ve sahiplenilmesi gereken bir tespittir. Kürt meselesini, milletle, Kürt halkıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla ve toplumun tüm dinamikleriyle bir arada, herkesin görüşleri alınarak ortak bir proje üzerinden çözülmesi gerekmektedir" diye konuştu.

"HDP SADECE PKK'YI GÜNDEME GETİRİYOR"

Altaç, "Yapısal reformlar ve icraatlar gerçekleşiyor. Ancak meclis çalışmalarında HDP'nin gündeme getirdiği konular bölgenin ve bölgede yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarından ziyade PKK tezleri üzerinden bir söylem geliştirmekten ibarettir. Eğer Kürt meselesinde Kürtlerin iradesinden kaynaklı tercihleri neticesinde tecelli eden seçim sonuçları hiçe sayılarak muhataplıktan kaçınarak ve PKK'yı muhatap gösterirlerse her şeyden evvel seçimlerde oy kullanan Kürtlerin iradesine büyük saygısızlık yapıldığının bilinmesi gerekmektedir. Bu şekilde oluşan tutumdan dolayı da HDP'nin meclisteki samimiyetinin Kürt halkınca sorgulanacağı kesindir. Çünkü bölge halkı, çözüm sürecinde oluşan huzur ortamını arzuladığı son gelişmelerden de açıkça anlaşılmaktadır. Türkiye'de var olan tüm sorunların meclis çatısı altında şiddetsiz, bombasız, hendeksiz ve barikatsız şekilde demokratik usul ve yöntemlerle çözülmesi gerek bölge halkı ve gerekse tüm Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımızın temennisidir" ifadelerini kullandı.