Doç. Dr. Oktay Aydın, öğrencilerin güçlü oldukları alanlarda desteklenerek, yeteneklerinin ortaya çıkartılması gerektiğini söyledi.

İzmir'in Çiğli ilçesinde faaliyet gösteren Düş Mucitleri Bilim Anaokulu tarafından düzenlenen seminerde konuşan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Yetenek Haritası Proje yürütücüsü Yrd. Doç.Dr. Oktay Aydın, anaokulu velilerinin katıldığı "Yetenek" konulu bir seminer verdi. Türkiye'de çocukların yeteneklerinin iyi değerlendirilmediğini belirten Dr. Aydın, "Eğer bir gelecek vaat ediyorsak bu çocukların yeteneklerini çöpe atmaktan vazgeçmeliyiz. Bizim müfredatımızda sınavlar var. Sistem çocuğu sürekli sınavlara sokarak eksiğini arıyor. Eksiğini bul, etüt yap. Sınavda başarılı performans gösterince etüt kurumu başarılı sayılıyor. Sistem çocuğun lise çağlarına kadar hep eksiğini arıyor Bu yüzden çocuğun kendisi de sürekli eksik aramaya başlıyor. Eksik tarama mantığıyla eğitim olmaz. Bizim görevimiz çocuğu tanımaktır. Biz çocuğun güçlü olduğu alanları tanımak sorumluluğu taşıyoruz. Güçlü olduğu alanları desteklemek zorundayız. Bunları başarabilirsek çocuk kendini gerçekleştirme fırsatı bulacaktır. Eğitim kurumlarının bir numaralı görevi çocuklarına başarı hikayeleri yazdırmaktır. Her çocuk geçmişinde bir başarı izi hikayesi bırakarak gelişmelidir" dedi.

"Akademik olarak daha başarılı oluyorlar"

Türkiye genelinde okul ve resmi kurumlarla işbirliği yaparak Yetenek Haritası Projesi yürüttüklerini belirten Dr. Aydın, bugüne kadar 100 bin çocuğun yetenek haritasını çıkarttıklarını söyledi. İlk amaçlarının çocuğun baskın yetenek alanlarını tespit etmek olduğuna dikkat çeken Dr. Aydın. "İkinci amacımız ise çocuklarınızı şimdiden anlamak istiyoruz. İleride ebeveyn ile yaşanacak çatışmaları önlemek için şimdiden çocuğunuzu size tanıtıyoruz. Bunun sonucunda çocuğun yeteneği keşfedilmiş ve fotoğrafı çekilmiş olduğu için ileride ne istediğini bileceksiniz. Ona göre davranacaksınız. Yetenek Haritası çocuğun öğretmeninin uygulamalarına şekil verirken, okulun branş dersleri çalışmalarında da yol gösterici olacaktır. Araştırmalar çocukları güçlü oldukları alanlara destek verildiğinde çocukların süreç içerisinde akademik olarak daha başarılı olduklarını gösteriyor. Yeteneğini destekleyip akademik performansını arttırmak gibi ikincil bir amacımız da var Amacımız ise çocukların yeteneklere destek verirseniz olumsuz davranışları azalır. Özellikle ergenliğe girene kadar çocukların yetenek alanlarına yönelik çalışmaların yapılmış olması gerekiyor" diye konuştu.

"Her çocuk bir yetenekle doğar"

Anaokullarında Görsel ve Bedensel dikkat ölçümleri yaptıklarını ifade eden Anaokul Kurucusu ve Eğitim Koordinatörü Arzu Hızal, her çocuğun bir yetenekle doğduğunu söyledi. 21.yüzyılın IQ değil, yetenek çağı olacağını ifade eden Hızal, şunları söyledi: "Dolayısı ile çocuğumuz matematik ve fen bilgisindeki başarısı ile değil, yapabildiği, ortaya çıkarabildiği şeyler ile becerisi ile başarılı sayılacak. Öğrenme hızı, aslında dışarıdan gelen her türlü uyarıcıyı ve bilgiyi algılama hızıdır. Bunun zeki olmak ya da zeki olmamaktan çok, bir öğrenme stili alışkanlığı ile ilgili olduğunu düşünmek ve buna göre önlemler almak ve uygulamalarda bulunmak çocukların öğrencilik başarısını yakalayabilmeleri için şarttır. Eğer öğrenme hızını, genetik faktörlere ve zeki olmaya bağlarsak, o zaman eğitim adına göstermemiz gereken çabaları da göstermekten vazgeçmiş oluruz. Bir çocuğun okumayı çabuk öğrenmesi tek başına zeka seviyesinin yüksekliği ile ilgili çıkarım yapmamızı engellediği gibi, bir çocuğun geç konuşması da tek başına zeka ile ilgili olmayabilir.Düş Mucitleri Bilim Anaokulu -IPC -Preschool olarak, Her çocuk mucit doğar, sloganı ile her çocuğun keşfedilmeyi bekleyen bir yeteneği olduğuna inanıyoruz ve tüm çocuklarımızı bu felsefe ve düşünce ile gözlemliyor ve potansiyellerini açığa çıkarmalarına yardım ediyoruz."