FETÖ mensubu olduğu iddiasıyla Başbakanlık Sektörel İzleme ve Değerlendirme Birimi çalışanlarının yargılandığı davada tutuklu sanık İsmail Özsoy, küçük yaştaki çocuğunun rahatsızlığı gerekçesiyle tahliye edildi.

Başbakanlık Sektörel İzleme ve Değerlendirme Birimi çalışanı 13 sanık hakkında açılan FETÖ davasının görülmesine devam edildi. İstanbul 25'inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ikinci duruşmasında tutuklu sanıklar Eyüp Yılmaz, Yusuf Kasarcı ve İsmail Özsoy'a Silivri Cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanılırken, 3 tutuksuz sanık ve avukatları da salonda hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık İsmail Özsoy, FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı ByLock kullandığı yönündeki iddiaları reddetti. Şu an lisans ve yüksek lisans eğitimlerine devam ettiğini belirten sanık Özsoy, "Kamu görevinden ihraç edildim. Eşimin herhangi bir işi yoktur. Küçük yaşta çocuklarım vardır. Eşimin ve çocuklarımın bana ihtiyacı var. Kaçma durumu hiçbir zaman söz konusu değil. Olayın ilk başlangıcında polislerin hastaneye gelmesi üzerine bu durum bana haber verildiğinde kendiliğimden hastaneye geldim. Kaçma düşüncem olsaydı hastaneye gitmezdim. Tahliyemi istiyorum" ifadelerini kullandı.

Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları reddederek, beraat talebinde bulundu. Taleplere ilişkin görüşü sorulan duruşma savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık İsmail Özsoy'un üzerine atılı suçlamanın vasfı, mevcut delil durumu ve küçük yaşta ciddi ameliyat geçirmiş ve halen rahatsızlığı devam eden çocuğunun bulunması gerekçeleriyle tahliyesine hükmetti. Sanık Özsoy hakkında yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Mahkeme, tutuklu diğer 2 sanığın ise tahliye talebini reddederek, tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma 24 Mart 2017 tarihine ertelendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların FETÖ lideri Fetullah Gülen'in talimatı sonrasında Bank Asya'da hesap açtıkları veya var olan hesaplarına yüklü miktarda para yatırdıklarının tespit edildiği belirtiliyor. İddianamede, sanıkların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda 1 dolar ele geçirildiği ve el koyulan telefonlarında yapılan incelemelerde örgüte ilişkin paylaşımlar ve ifadelerin yer aldığı ifade ediliyor. Örgütün 17-25 Aralık teşebbüsünden önce aralarında BDDK, SPK, TİB ve Maliye Bakanlığının da bulunduğu kritik yerlerde çalıştıkları, daha sonra Başbakanlık Sektörel İzleme ve Değerlendirme Biriminde görev yaptıkları vurgulanan 13 sanığın iddianamede "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.