Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, öğretmen olan anne ve babasına öğretmenler günü sürprizi yaparak ziyaret etti.

Merkezefendi Belediye Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, öğretmen olan 68 yaşındaki annesi Nermin ve 71 yaşındaki Hakkı Subaşıoğlu'na öğretmenler gününe özel bir ziyaret gerçekleştirdi. Anne ve babasına üzerinde kendi yazdığı bir notla çiçek götüren Subaşıoğlu, öğretmen olan anne ve babasının öğretmenler gününü kutladı. Anılarını anlatan Başkan Subaşıoğlu, babasının derslerine girdiği dönemlerde, kendisine verilen "orta" notunu unutamadığını söyledi. Babasının bir öğretmen olması kendi hayatında önemli etkenlere neden olduğunu söyleyen Başkan Subaşıoğlu, babasının öğretmenken kendilerini hiçbir zaman öğrencilerden ayırmadığını kaydetti.

Öğretmenler gününü kutlayarak konuşmasına başlayan Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, "Hem annem hem babam emekli bir öğretmen oldukları için, ayrı bir duygu yaşıyoruz onun için burayı ziyarete geldi. Baktığımız zaman mutlaka bir rol çatışması oluyor. Hem anneniz, hem öğretmeniniz, hem babanız, hem öğretmeniz, okula gittiğimiz zaman babam,hem okul yardımcısı hem beden eğitimi derslerine giriyor, ama eve geldiği zamanda baba. Rol çatışması açıkçası oluyor, ama anne ve babam eski düzenin öğretmenleri son derece disiplinli öğretmenler, bu da bizim hayatımızda hem çalışma temposu anlamında, hem de disiplin anlamında çok etkili olmuş, bizim hayatımızı tamamen şekillendirmiş. Okullarda eğer anne veya babanız öğretmen ise, çocukları da okulda şımarık olur denir. Babam bu konuda çok disiplinli olduğu için, o şımarıklığı bize yaşatmadı. Dolayısıyla arkadaşlarımız arasında böyle bir ayrımcılığa ve böyle bir farklı bir bakış açısına maruz kalmadık"dedi.

Babasının öğretmen olarak kendi derslerine girdiği zamanlarda verdiği "orta" notunu unutamadığını belirten Subaşıoğlu, "Ben buradaki Yeni Mahallede bulunan Musa Kazım Manas ilkokulundan mezunum. Babam da orada o zaman müdür yardımcısıydı, ama aynı zamanda bütün sınıfların beden eğitimi derslerine giriyordu, bizim derslere de giriyordu. Birinci dönem karnelerini aldık, bir baktık, benim beden eğitimi dersi notum "orta', bütün arkadaşların ki "pekiyi', bizim ki "orta" gelmiş. Ben de beden eğitimi konusunda hakikaten iyiydim, koşardım, top oynardım, hiç yerimde durmazdım. Ona rağmen, "orta" gelince, kızdım, sinirlendim, anneme geldim, söyledim. Ona dedim ki, "kocan bana orta vermiş" beden eğitimi dersinden. Eski öğretmenlerin vicdani anlayışı biraz daha farklıydı, kendi oğluna torpil yapmış demesinler diye, kendi evladına fazla not vermiş, dedirtmemek için böyle bir şey yapmış babam. Torpil kayırmış, bir çocuk olmadık hiçbir zaman. Okul ile ev arasında bir çelişki yoktu, aynı sistem devam ediyordu. Hala o karne duruyor. "Orta" olarak duruyor, unutulacak bir hatıra değildir. Ben haksızlığa tahammül etmedim. Dolayısıyla haksız bir not olduğunu düşündüğüm için hiçbir zaman unutmadım. Şuan tatlı bir hatıra ama o dönem kötü bir hatıraydı, düzeltilmedi, hala duruyor" diye konuştu.

Öğretmenlik mesleğinin babasından öğrendiği için olumsuz anlamda pek etkilenmediğini söyleyen Nermen Subaşıoğlu, bunun hayatında olumlu yönde yansıdığını belirtti.

Tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlayan emekli öğretmen baba Hakkı Subaşıoğlu, "Okuldaki durum ile evdeki durum başkaydı. Muhammet'in anlattığı gibi, okulda disiplinliydim. O disiplin sayesinde öğrencilerimi, talebelerimi en iyi şekilde yetiştiriyordum. Hepsi memnundur şimdi, çeşitli hizmetlerde, çeşitli görevlerde vazife yapıyorlar. Gördüğüm zaman konuşuyoruz,bana diyorlar ki, sizin bu disiplininiz sayesinde iyi yerlere geldik diye. Siz olmasaydınız belki bu iyi durumlara gelemezdik derler" ifadelerini kullandı.

Başkan olan oğluna not verme anısını anlatan Subaşıoğlu, "Tabi Muhammet oğlumdur diye, kati surette ayrım yapmazdım. Öğrenciler arasında ayrım yapmazdım ve not verirken de diğer öğrencilere daha fazla not verirdim. Kendi oğlum olduğu için, torpil yaptı demesinler gayesiyle, düşük not verirdim. Birinci dönem bütün öğrencilerime özellikle düşük not verirdim. İkinci dönem daha fazla çalışsınlar diye, ben mümkün mertebe düşük not verirdim. İkinci dönem çalışırlardı, onlar da memnun olurdu, ben de memnum olurdum, bu sefer yüksek not verirdim. Karneyi verince, bana kızdı, okulda kızdı kızgınlığını gösterdi, suratını astı. Diğer öğretmenler de tepki gösterdi, niye diğer öğrencilere yüksek verdin, kendi oğluna düşük verdi diye. Tabi eve geldiğinde de annesine şikayet etti, annesi de bana kızdı. Niye diğerlerine yüksek verdin, ona düşük not verdin. Niye mağdur ettin onu arkadaşlarının yanında, hatta ağladı" şeklinde konuştu.