Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 23 Temmuz 2014 - 05:39 Yorum: 0

Bir an önce ateşkesin temin edilmesi lazım

Başbakan Yardımcısı Arınç, İsrail ve Gazze arasında ateşkesin bir an önce temin edilmesi gerektiğini vurguladı.

Bir an önce ateşkesin temin edilmesi lazım

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Elazığ'da Kanal Fırat televizyonunda yayınlanan 'Gündem' adlı programda soruları yanıtladı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Hamas'ın füze saldırılarını kınadığı belirtilerek, görüşleri sorulan Arınç, şunları söyledi:

'Çok söylenecek bir şey yok. Sözün bittiği yerdeyiz. Bir kez Türkiye şekilde biz şu anlamda sevinebiliriz. Bu zulme, bu haksızlığa karşı sesini yükselten, bunun derin ızdırabını hisseden yalnızca Türkiye ve Türk milleti varsa bundan ötürü sevinmeliyiz. Bütün dünya küsse bir tek biz hakikati söylersek bundan ötürü iftihar etmeliyiz. Şu açıdan da üzülebiliriz. Bu kadar göz göre biz zulüm varken, bombalar camilerin, evlerin, ambulansların üzerine yağarken, 600'den çok insan hayatını kaybetmişken, küçücük bebekler, delikanlı çocuklar, anneler, kadınlar hayatını kaybediyorken buna gözlerini kapatan bir insanlık bundan sonra insanlıktan çıkmış demektir.'

İsrail için söylenecek aşırı şey olduğunu ve fazlasıyla söylediklerini dile getiren Arınç, bunun yeterli olmadığını, devlet şekilde da üzerlerine düşenin 10 mislini yapamaya çalıştıklarını belirtti.

İsrail ile ticaret

Arınç, Mavi Marmara olayından sonra İsrail ile tüm ilişkileri kestiklerini anlatım ederek, şöyle konuştu:

'Büyükelçiliği maslahatgüzar seviyesine indirdik. Bir adet maslahatgüzar mevcut 3'üncü, 5'inci derecede, bir de kapıda bekçi var. Biz de oradan çektik onları da gönderdik, bunun dışında eskiden müşterek askeri tatbikatlar yapılırdı, onların hiçbirisini yapmadık. Ortak projeler yapılırmış hiçbirisini yapmadık. Hiçbir kurumda ve kuruluşta bir araya gelmedik. Ülkeler içerisinde ticaret elbette devam ediyor. Alıyoruz, satıyoruz. Bundan ötürü kimse bizi eleştirmesin sebebi ise ticaret bu işlerin dışında olan bir şeydir. İkincisi de biz Filistin'in soluk borusuyuz. Filistin ile yaptığımız ticareti lakin İsrail üstünden yapmak zorundayız. Yardımları gönderirken de Gazze'ye koridor açarken de İsrail'den istifade etmek mecburiyetindeyiz.

Bugünkü harekat bir tarafa, Şayet ticaretimizden vazgeçecek olursak, olur. 2 milyar biz satıyoruz, 2 milyar onlar satıyor. 155 milyar dolarlık ticaretimiz var. 4 milyarı atıveririz fakat unutmayalım Filistin ile ticaretimiz de bunun içinde, o da 1 milyar dolar. O süre Filistin'den bir şey alamayız, Filistin'e de bir şey satamayız. Bunun dışında biz onların OECD üyeliğine tasdik vermemişiz. Onların OECD üyeliği 2007'de olmuş. Atom enerjisiyle ilişkileri bunlardan yıllar öncesine ait. Efendim uçaklarına jet yakıtı veriyormuşuz. Bundan daha çirkin, fena bir iftira, bundan daha fena bir ahlaksızlık olamaz.'

Yapılan şeyin aşırı kolay olduğunu aktaran Arınç, 'Bizim havaalanlarımız var. Onların da havaalanları var. Türk Hava Yolları, Tel Aviv'e uçuyor. Haftada 5 gün zannediyorum. Diyelim durduruldu. Ulaştırma Bakanı İzah yaptı. Bizim uçağımız geliyor, yolcu bırakıyor, yakıtını almaktadır yine arka gidiyor. Onların uçakları İstanbul'a geliyorlar, yolcu indiriyor, yakıtını alıyor, yine dönüyor. Sadece havaalanlarında Moldova, Rusya, Çin ve 192 ülkeden gelen uçaklara da biz yakıt veriyoruz. İsrailliler de kendi havaalanlarında her ülkenin uçağına yakıt veriyor. Bunu sanki askeri uçaklara jet yakıtı ihraç ediyormuş bu gibi göstermek dünyanın en ahlaksız işidir. Bunu dahi söylüyorlar' ifadesini kullandı.

İsrail izin vermiyor

Alınlarının açık olduğunu dile getiren Arınç, İsrail ile en azından 2010 yılından bu yana üyelikler, askeri tatbikatlar, savunma endüstri konularında iddia edildiği gibi işbirliklerinin olmadığını söyledi.

Arınç, İsrail'in, Mavi Marmara'dan ötürü özür dilediğini anımsatarak, şunları kaydetti:

'Sonra tazminat görüşmeleri başladı. Bu görüşmeleri ben yürüttüm. Son noktaya geldik, İsrail imza atmaktan kaçındı, demek ki bugünleri düşünüyorlarmış. Çünkü bizim o imzanın arkasına koyduğumuz maddelerden bir tanesi de Gazze'ye olan ablukanın kaldırılmasıydı. Demek ki Gazze'yi bombalamayı düşünüyorlardı ki imza atmadan bu askeri harekatı başlattılar. Bu da onların ne kadar güvenilmez ve bu konularda hiç bir süre sözlerine müthiş bir memleket olduğunu gösteriyor. Bizim tüm amacımız Gazze'ye ve Filistin'e olan ambargonun kaldırılması ve bundan sonra Filistin'in kendi topraklarında korunabilir sınırlar bünyesinde devletini kurmasıdır. Aslında dünyada kabul edilen süreç de budur fakat İsrail buna bir çeşit izin vermiyor.'

Ateşkesin kısa sürede olup olmayacağı yönündeki görüşü sorulan Arınç, 'Olabilir ama İsrail, bu konularda öldürecek insan kalmazsa o süre ateşkes yapar. Bir an önce ateşkesi temin etmek lazım. Umarız ki mübarek Kadir Gecesi'ne giderken en azından bu bombardıman durmuş olur. Arkasından da sükunete gelir' dedi.

Arap ve İslam ülkelerinin pek çoğunun sermayesinin Yahudi ve ABD sermayelerinden daha aşırı olduğunu söyleyebileceklerini belirten Bakan Arınç, 'Bunları harcamanın tam zamanıdır. Bu servetin, petrolün, doğalgaz imkanlarının dünya barışı için adeta stratejik bir silah bu gibi kullanılması gerekir. Ama bunları yapmayan, gözünü kapatan, ızdırap dahi duymayan, Müslüman'ın derdiyle dertlenmeyen bir dünya varsa Allah ıslah etsin. Söylenecek bir şey bulunmaz maalesef, bu bir gerçek' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı seçimi

Soru üzerine cumhurbaşkanlığı seçimine değinen Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, birinci turda yüksek bir oy oranıyla cumhurbaşkanı seçileceğine inandığını söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi mecburiyetinde partinin geleceğinin sorulması üzerine Arınç, 'Biz tek adam partisi değiliz. Tayyip Bey şüphesiz karizmatik, başarılı bir liderdi. Çok işler başardı fakat ona endeksli bir politika yapsaydık bu noktaya gelemezdik. İnsan fanidir, hastalık olur, ölüm olur, diğer bir sebeple şu olur, bu olur. O gittiği süre partinin kapısına kilit vuracaksak hiç açmamak daha iyi. Onun bu gibi aşırı başarılı ve daima partisini başarıya götürecek, iktidar olacak aşırı kabiliyetli kişiler mevcut partimizde' diye konuştu. 

Arınç, 10 Ağustos'tan sonra partinin başına geçecek isimler içerisinde kendisinin de adının geçtiğinin sorulması üzerine, 'Her şeyin bir çaresi bulunur. Ben bu işlere talip olmam. Kime nasip olacaksa o olur' ifadesini kullandı.

Erken seçim iddiaları

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 2015 seçimlerine kadar mebus olamadığı için başbakan olmasının olası olmadığını dile getiren Arınç, şunları söyledi:

'Onu böyle bir kenara bırakalım. Onun dışında başbakan olması olası olan pek aşırı insan var. Onlar bir biçimde götürürler. Yeni hükumetleri kurarlar. Bu arada kongremizi yapmaktayız umumi başkanımızı seçeriz. Genel başkan tıpkı sürede başbakan olacaksa o da olur. 2015 seçimleri ne süre olacak derseniz bizim kararımız önümüzdeki yıl. 'Erken seçim olur mu olmamaktadır mı' diyenlere biz 'hayır zamanında olacak' diyoruz. Diyelim ki binde bir ihtimalle erken seçime gittik. O zaman da Abdullah Gül Bey seçimlere girer, mebus olur ve partinin gerekiyorsa ve o gün bir karar çıkmışsa umumi başkanı olur. Bunların hepsi olabilecek şeyler. Başka partilerde olsa olmaz, birbirlerini yerler sebebi ise onlarda 2'inci, 3'üncü, 4'üncü adam yok. Birisini zor bulup getiriyorlar, sonra 20 sene onun kahrını çekiyorlar. Yerine koyacak adamları yok.'

AK Parti'de vefakarlıkla partiyi ileriyi götürecek mekanizmaların her süre çalıştığını belirten Arınç, partinin sahipsiz kalmayacağını vurguladı.

Ara vermek istiyorum

Arınç, '3 dönem' kuralının değişmesini istemediğini de dile getirerek, şunları kaydetti:

'40 senedir siyasetin içerisindeyim bundan sonra bir fasıla vermek gerektiğine inanıyorum. 3 dönemle ilgili değil en az 3-4 seneden bu güne kadar bundan sonra 2015 seçimlerinden sonra fasıla vereceğimi söyledim. Bu benim kişisel kararımdır. Diğer arkadaşları bağlamaz. Bana umumi başkanımız anket yaptığı süre sordu, 'bu karar kalsın mı, değiştirelim mi' diye. Ben kuralın devam etmesinden yana kararımı verdim. Dolayısıyla benim bir sıkıntım yok. Eğer 2015'te siyaseti bırakacaksak herkes şunu bilsin partide de faal bir vazife almam, buna benim ihtiyacım var. Partiyi de aşırı iyi arkadaşlar yönetir, hükümeti de aşırı iyi arkadaşlar yönetir fakat ben bir AK Parti sevdalısı şekilde bulunduğum her yerde, yaşadığım müddetçe ona katkı sağlamaya çalışacağım.'

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığının sorulması üzerine Arınç, 'Beklemiyordum, ben Ekmeleddin Bey'i tanırım. Biz Ekmeleddin Bey'le, namzet gösterenlerden 40 yıl öncesinden tanışırız. Bizim bildiğimiz bir insandır. İslam Konferansı Örgütü'nün başına umumi sekreter olarak onu Tayyip Bey ve Abdullah Bey yaptı. Ben de zirveye gittiğimde 2005'te onunla birlikteydim' dedi.

İhsanoğlu ile hac ve umre yaptıklarını söz eden Arınç, şunları söyledi:

'Bana Cidde'deki rezidansında ailece yemek verdi. Yani birbirimizi tanıyan, seven insanlarız ama doğrusu CHP'den kendisine cumhurbaşkanlığı adaylığı gittiği zaman, daha önce bir televizyon kanalında söylediğim için tekrarlıyorum, o şahıs ben olsaydım, 'siz bende nasıl bir eksiklik gördünüz ki Tayyip Bey'e ve ya Abdullah Bey'e karşı bana cumhurbaşkanlığı adaylığı Öneri ediyorsunuz. Onlar, bana bu kadar olanak sağladılar, benim arkamda durdu, ben onların yardımıyla mevcut oldum, ben onlara ihanet edemem' derdim. Ama o bunu havada kaptı. Çünkü cumhurbaşkanlığı kimsenin reddedeceği bir şey değil. Bana Öneri etseler ben Abdullah Gül ve ya Tayyip Erdoğan'a karşı muhakkak reddederim. 'Bende nasıl bir eksiklik gördünüz' diye adamı terslerim. O terslemedi, hoşuna gitti, şimdi yoluna devam ediyor.'

İsminden vazgeçen bir insan her şeyden vazgeçer

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Ekmeleddin güzel bir isim. Şerafettin, Hayrettin, Kemalettin bu gibi fakat onun ismini CHP'liler ve ya MHP'liler biraz beğenmedikleri için söylemediler, biraz kısalttılar. 'Ekmel diyelim sana' dediler. Onun da hoşuna gitti, 'zaten bana herkes Ekmel derdi' dedi. İyi fakat birader o gün 'Ekmel' dedin, bugün 'ekmek' diyorsun. Yani sen isminden utanıyor musun Allah aşkına. 'Benim adım Ekmeleddin kardeşim, Şemseddin nasılsa Cemaleddin nasılsa benim ismim Ekmeleddin. Ben isiminden memnunum bana Ekmeleddin diyeceksiniz' demesi lazım. Çünkü ad aşırı önemlidir. Senin ismini baban koymuşsa o güzel bir babadır ve Ekmeleddin güzel bir isimdir. CHP'liler de içerisinde din olan bir adı sevmezlerse siz bana 'Ekmel' deyin, olmaz. Bülent Arınç'ın mantığında böyle bir şey olmaz. O süre dedim ki 'isminden vazgeçen bir insan her şeyden vazgeçer'. Bunlar onun eksileridir fakat geçmişe dayalı fena bir halimiz bulunmaz kendisiyle. Şimdi CHP, nasıl böyle bir insanı namzet gösterebilir? 

Kemal Kılıçdaroğlu, bu adaylıktan önce sokakta yürürken karşısından gelse tanımazdı, hayatta görmemiştir, duymamıştır, elini sıkmamıştır, hele hele adının Ekmeleddin olduğunu duyunca, duymak dahi istememiştir. Ama nasıl oldu da namzet gösterdi sebebi ise kendi çizgilerinden partilerinden bir adayın bin adet oy alamayacağını bilir CHP. '

Muhabir: lider Felek

ETİKETLER: Bir , an , önce , ateşkesin , temin , edilmesi , lazım
Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber