Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Konuk Yazar

Bir Süreç ki; Anlayan Beri Gele

26 Mart 2013 - 10:37 Yorum: 6

BİR SÜREÇ Kİ; ANLAYAN BERİ GELE...

“Milli Birlik, Beraberlik ve Kardeşlik Süreci”, “PKK’nın Silahsızlandırılması Süreci”, “Barış Süreci”  ya da "İmralı süreci", “Çözüm Süreci” olarak isimlendirilen bir dönemden geçiyoruz. Bir türlü net bir isim bulamadık bu aşamaya.  İsim değişikliğinde bile anlaşamayanların, diğer konularda anlaşmaları hiçte mümkün değil. Buda bize söylenen süreceğin halkın beklediği şekilde sonuçlanmayacağını şimdiden gösteriyor

İlgililere göre, Öcalan’ın bağımsız devlet, federalizm, otonomi, “demokratik özerklik” talebi yok. Öcalan’la PKK’nın silahsızlandırılmasında anlaşma sağlanmış. PKK silahlı çatışmaya son verdiğini hemen açıklayacak ve bununla birlikte silahlarını bırakıp sınır dışına çıkacak. Sınır dışına çıktıktan sonra PKK’nın silahsızlanması süreci başlayacak." diyor.

BDP ise Öcalan"ın, (PKK’ya yakın yazar ve gazeteciler tarafından sızdırılan mektupta) Mektupta belirttikleri ile  Hükümetin söylediği ve yapmak istedikleriyle; Öcalan ve özellikle Karayılan"ın söylediği ve yapmak istediklerinin farklı olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle aklı selim insanlar, BDP"lilerle hükümetin belirttikleri çözümün yakında olacağına ihtimal vermiyor.

Öcalan PKK’nın başıdır. Yani silahlı, Marksit-Lelinist örgütün (Çünkü tüzüğünde böyle yazılı. Tüzükte değişmedi) başıdır.

İşte bu kişi, Suriye"de bulunduğu süreden öylesine bunalmıştı ki, Yakalandığını öylesine memnun oldu ki, Bunu Kenya"dan uçakla getirilirken söylediği sözlerden ve gülümsemesinden bile anlamak mümkün.  Çünkü Devletin denetimi altına girdi. Onun kanatları altına girdi. Kendi geleceği açısından bu çok iyi bir durumdu, Hele hele İdam cezasının da kalkması ile  daha da rahatlayıp kendini adeta serbst kalmış hissetti.

PKK, Suriye’deki ayaklanmadan sonra, bu yapısını daha da sağlamlaştırdı. Yapısal olarak PKK’nın varlığının silaha dayandığı, silahla Kürtler ve siyaset üzerinde kontrol yarattığı, silahın PKK yöneticilerine tartışmasız imtiyazlı bir statü yarattığı, demokratikleşmeyi ve çoğulculuğu engellediği için: Silahtan vazgeçmesinin olanaksız olduğunu siyasiler hariç herkes biliyordu. Siyasi iktidar, Ergenekon, Balyoz, Darbe davalarıyla sözde ve askeri vesayeti denetim altına alıp kendi vesayetini sağlamlaştırdı.  Orduyu, basını, polisi susturup korku egemenliğini kurunca ayakları yerden kesildi ve Öcalan"la anlaşıp eli kanlı örgüt HKK"yı silahsızlandırabileceği yanlışına düşüldü.

PKK Kandil"dekilerin inandığı şekliyle "Bağımsız büyük Kürdistan" inancında değil ki!. Avrupa"daki yönetim kadrosu  (Avrupa ve ABD derin devletlerinin de çok iyi bildiği gibi) tamamen mafyalaştığı ve bunu da PKK"nın silahlarıyla tamamen garanti altına aldığına inanmış ve bu yoldan geriye dönüşün mümkün olmadığını inanmıştır. Bunu Cani Öcalan"da çok iyi bilmektedir. 3. Mektup açıklansa bile inandırıcı olamaz. Bu durum yanlışların başında yer amkatadır. Yani mektup çelişkileri...      

 Siyasal iktidar gerçekten  “PKK’yı silahsızlandırmak mı istiyor?”

Kürtlerin yönetme hakkı da dâhil kolektif haklarının teslimi sağlayacak çözümü ararken, PKK sorununu da bunun için de mi çözecek? mi bu belli  değil. Çünkü PKK"nın Türkiye"deki sempatizanları ve BDP bunu bekliyor.

"Öcalan’la Kürtlerin geleceği ile ilgili pazarlıklara girilmesi sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirmiş durumda. Bu ve daha sıralanacak birçok başka temel sorun ve neden, sürecin şeffaf yürümediğini, sürece demokrasi ve hukukun egemen kılınmadığını gösteriyor.

Kim ne derse desin BDP varlığını PKK"ya borçludur. Bu bağımlılık her alanda sürmektedir. Önce kendilerini PKK ve Öcalan"dan By-pass ettiklerini ima etmişlerdi. Ama  Öcalan"ın mektupları ve MİT ile sıkça görüşmesiyle gerçek yüzünü ortaya koydu

BDP’nin Kürtlerin bir kesimi adına sorunun çözümünde aktör olacağı düşünülürken, sorunu Öcalan’a havale etmesi de bunun en somut göstergelerinden biridir. BDP, bulunduğumuz aşamada da tartışılan konuların hepsinde; Öcalan ve Kandil arasında karar verici değil, kararları taraflara ulaştırıcı bir Ulak konumundadır. BDP yöneticileri aslında PKK merkez komitesine yani Irak"ın Kuzeyi"ndeki yöneticilere daha yakındır.  Ama Kandil’e-PKK Merkezine daha yakın ve bağımlıdır. Hükümet-Öcalan görüşmeleri netleşmesiyle yani aleniyet kazanmasıyla Kandil"i adeta 2. plana atar gibi gözüktü. samimi olup olmaması önemli değil. BDP’nin tavır ve politikalarını, PKK Merkez komitesi yani Kandil üzerinden okumak gerekir.

PKK Heyeti Kandil görüşmesinde yeni yol haritası edindi. “Kürtlere Statü, Öcalan’a özgürlük sloganı” Öcalan’a dolaylı muhalefet etmedir. Oysa, Öcalan’ın statü ve kendisi için güya özgürlük talebi yok. En azından şimdilik böyle bir talebi yok. Çünkü yeni kişilik rölünü kabulle meşgul (100 Yıllık Cumhuriyet"i inkar. Osmanlı hayranlığı ve Dindar bir kişilik)                                            Hükümet, PKK"nın silah bırakmayacağını biliyor. Yerel ve başkanlık seçimlerini çatışmanın olmadığı koşullarda geçirmek istiyor. Erdoğan, eğer BDP’nin desteğiyle yeni Anayasayı ve Başkanlık Kamuoyu yoklaması ile (Güneydoğu"daki tabanın oyuna güvenerek) kabul ettirirse değil Türkiye tarihini Orta doğu tarihinide değiştirmiş olacağını, Tarihin ölümsüz kişilikleri arasına girmeyi başaracağını sanıyor. Bu dönemde çatışmasızlık Silahlı PKK"nında işine geliyor tabi. Bu süre içersinde tek çekileceği yer Suriye"nin Türkiye"ye yakın bölgeleri yani Onların deyimiyle Suriye Kürdistan"na çekilecek. O da bunun hayalini kurup Hükümet"e sınır dışına çıkma önerisini (Ki PKK"nın silah bıirakması bu aşamalarda asla

mümkün değildir. Bunu taraflarda çok iyi bilmektedir.)

Hiç kimse şunu düşünüpte dillendirmiyor. Güneydoğu"da 1980 öncesi yığınla Kürtçü örgüt ve pharti vardı. Bunlar ne oldu? Onların düşünceleri ne? Çünkü onlar hala PKK"yı da BDP"yide tasvip etmiyor onları adeta Kürt düşmanı gibi görüyor.

Örneğiu Rızgari ve Kawa örgütünün lider kadrrolarından şu sesler çıkıyor. kendi sitelerinde de yayınlıyorlar bunları:

Ne mi diyorlar?

"Kürt sorunu sanki BDP ve PKK"nın sorunu. Bize yok farzetmeleri zaten bışlı başına bir hata. Bize neden sorlumuyor? Hükümetin, PKK’nın silahsızlandırılması dışında, Kürtlerin kolektif ulusal ve demokratik hakları konusunda Öcalan’la pazarlık yapması, onu tek muhatap kabul etmesi, büyük bir yanlıştır; demokrasi ve hukuk dışılıktır. Oysa Kürtlerin kolektif hakları sorunu, bütün Kürtlerin sorunudur.

HÜKÜMETİN, PKK’NIN SİLAHLI ADAMLARININ KENDİ EGEMENLİK ALANI OLMAYAN BİR YERE ÇIKMASINI İSTEMESİ DE, , TÜRKİYE’NİN ÖCALAN’IN SURİYE’DEN TESLİMİNİ DEĞİL, ÇIKARILMASINI İSTEMESİ TUTUMUYLA ÖZDEŞLEŞEN BAŞLI BAŞINA SORUNLU BİR DURUM.

Hükümet,  demokrasiye ve hukukun üstünlüğü ilkelerine uygun süreci devam ettirmiyor.

Hükümet, PKK’nın tek parti, tek ideoloji, tek lider otoriter, totaliter, otokratik yapısını görmezlikten gelerek; muhataplığa devam etme gibi bir yanlışlığa düşüyor..

Hatta daha ileri gidip Ergenekon ve Balyoz"u yaratanların iddiasını onlarda dillendirip şöyle diyorlar:

            "..Öcalan’ın devletin eliyle PKK’yı kurduğu netleşmiş durumda. 1979’da Suriye’ye çıktıktan sonra Devlet kontrolünden çıktı. 1999 yılında Türkiye’ye getirilmesiyle tekrar devlet kontrolüne alındı ve devletin rotasında hareket etmesi sağlandı. Kandil-PKK Merkezi, başka devletlerin ve güç odaklarının denetimindedir. Ayrıca silahsızlanmayı kendi varlığının son bulması olarak değerlendiriyor. Öcalan bile silahla kazandığı statüyü silahsız halde kaybedeceği ikircikliğine sahip. Bu nedenle Öcalan, PKK’yı bir yere kadar ve bir kesimiyle kontrol etmektedir. Bir yerden sonra PKK üzerinde kontrol sahibi olma durumunda değildir..."

BDP"de, Kandil"dekilerde Avrupa"daki PKK Baronları da "Savaş dursun. Silahlar sussun. Asker operasyonlara son versin. Taraflar silahları sustursun" diyor.

Tam öyle demesede öyle diyorlar.

Savaşan taraflar kim? PKK Varlığını ve mücadelesini bırakmıyor. Silahlar ellerinde. Ya karşı taraf... Komutanları Silivri"de olanlar mı silahları susturacak. Zaten susturmuş. Tek komutan var o da zaten (Ben görüşmüyorum Devlet görüşüyor düşüncesini hala savunan) TETK adam olma heveslisi Erdoğan..

BDP, Kürtlerin bir kesimi, yüzde on dokuzluk kesimi tarafından tasvip edilmektedir. AKP"ye bölgede, Erbakan"ın deyimiyle kerhen destek var. AK Parti, geniş Kürt kesimlerinden oy almasına rağmen, Kürtleri nitelik olarak temsil etmiyor. Bu nedenle, BDP ve AK Parti dışında, İslamcı muhafazakâr, ulusal demokrat ve bağımsızlıkçı Kürtçü, sosyal liberal demokrat Kürtçüler yeni bir parti arayışı içindeler. Radikal İslamcılar Hür Dava Partisi’ni kurmuş durumdalar Asıl arayış da Merkezi Bir Kürt siyasi partisinde odaklanmaktadır. Bu arayışların önündeki en büyük engel devletin geleneksel inkârcı politikalarıyla, PKK’nın silahla otoriter ve totaliter yapısıdır. Yapılan açılımlar, “Kürt sorununu” çözemedi. Çözemeyeceği de belli. Çünkü Kürtler adına konuştuklarını, eylemlerde bulunduklarını söyleyenlerin asıl amaçları ile Hükümet"in görmek istedikleri arasında dağlar kadar fark var. Arada bir iyi niyet jestleri, mimikleri ve barışçıl gibi gözüken söylemleri hiçte inandırıcı değil. Partilerine kemiklerini kaynatanların dışında inananda yok.  ka Bu nedenle, Kürtler arasında da parçalı ve eklektik bir kabul gördü.

Raşit Kısacık

YAZIYA YORUM YAP
UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderilen, yorumlar/yorumcuya aittir.
Hiç bir şekilde Malatyaguncel.com sorumlu değildir.
İHA tarafından geçilen tüm haberler, bu bölümde malatyaguncel.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen İHA ajansıdır.
YORUMLAR 6
Yorumcu
İhsan KALENDER 30 Mart 2013 - 12:51
Sn. KISACIK, biz,şahsım itibariyle TEK MİLLET TEK DEVLET ve TEK BAYRAK inancını beğenmiş özümsemiş bir vatandaş olarak Sn. BAŞBAKAN'ın sloganına saygı duymuşumdur.Bu slogan her VATANDAŞIMIZIN da sloganı olmalıdır.Ancak, sn. BAŞBAKAN'ın doğru ve isabetli SİYASET anlayışını yüzde ellinin takdir ve tensip etmesini yadırgamak küçümsemek veya onları PAPAĞAN-vari olarak değerlendirmek yakışık almaz..Kaldıki;şahsım olarak değil OY kullanmak,sandığın başına bile gitmem.Ama, DOĞRUYA DOĞRU demekten de çekinmem.ADAM gibi siyaset yapmak her BABAYİĞİDİN karı değildir..!..ADAM gibi GAZETECİLİK yapmak da her GAZETECİYİM diyenin ŞİARI olamaz..!..Adamlar,ERGENEKON'A yardım ve yataklık yaparak,DARBEYE zemin hazırlanmasında ETKEN ROL oynarken siz neredeydiniz diye sormazlarmı?..
Yorumcu
İhsan KALENDER 30 Mart 2013 - 12:35
Sn. KISACIK,bir zamanlar sizlerinde LEGAL olarak UĞUR MUMCU'ya TERÖR ÖRGÜTLERİ hakkında edindiğiniz bilgileri iletmek ulaştırmak gibi bir vazifeyi üstlendiğinizi hatırlarsınız.Ne oldu sonunda?..MUMCU,sizlerden aldığı bilgiler ışığında yağıp-gürlemeye başlayınca popileritesi arttı.Okuyanları çoğaldı.Gazetenin trajı da arttı ..Ama sonunda FAİL-İ MEÇHULLER arasında kalmadımı?..Tıpkı diğerleri GİBİ..!..Zat-ı aliniz, İLLEGAL örgütleri araştıran gözlemleyen tetkik eden BİRİSİ olarak, her nedense UĞUR MUMCU ve DİĞERLERİNİ imha eden İLLEGAL ÖRGÜTÜ teşhis etmekte,tanımlamakta,açığa çıkarmakta her nedense ACİZ kaldınız..!..KIRKÜÇ yıllık DENEYMLİ-DONANIMLI GAZETECİLİĞİNİZ bumuydu?..Niye SUSTUNUZ?..Niye konuşmadınız?..Kii,İLLEGAL ÖRGÜTLER hakkında UZMAN,hatta BAŞUZMAN bir konumda iken hemde..!..
Yorumcu
İhsan KALENDER 30 Mart 2013 - 12:18
Sn. Kısacık, illegal örgütler hakkında bilgi-birikim sahibi olduğunuz bilgilerimiz dahilinde.Ancak,her SALGIN HASTALIĞIN bir sonu olduğu gibi TERÖR ÖRGÜTLERİNİN de bir sonu vardır.Zamana direnmek olmaz.Ve zaman gösterdi ki;PKK nın da DAĞILMA süreci başlamış hızlanmış ve hatta bitmiştir.Dağlarda YAŞLANMAK, mağaralarda ÖMÜR TÜKETMEK 21. yüzyıl insanının tahammül edebileceği türden bir yaşam tarzı değildir.PKK giderse yerine TTK gelir gibi bir iddia bir tez ortaya atılabilir.Ancak gelenin de gidenden alabileceği DERSLER vardır..!..Nereye kadar tahammül edilebileceği hesap edilmelidir.İNSAN merkezli İNSAN odaklı hiç bir ÖRGÜT ebedi yaşayamaz ebedi kalamaz.PKK 'nın da, yorgun-argın ve BİTKİN düştüğü gözler önündedir.Hatta fazladan yaşadığı ve UZATMALARI oynadığı da kesindir.
Yorumcu
Raşit Kısacık 28 Mart 2013 - 17:02
Sayın Kalender. bana Süreç ile ilgili Apo"nun mektubu ve PKK"ya talimatlarına karşısında Hükümet"in açıkladığı tek süreci söyleyebilirmisiniz. Yani Hükümet"te af, ev hapsi ya da dağdan inenlere iş verilecek gibi her hangi bir sözünü söyleyebilirmisiniz. O halde süreç denilen herkesin iyimser olarak bakmaya çalıştığı anlaşmadan birini söyleyebilirmisiniz. O halde Olmayacak duaya neden Amin diyelim. Ben 43 yıllık gazeteci hatta o yörede 30 yıl gazetecilik yapmış , Kandil""ide, Zap"ı Bekaa"yıda, Köy katliamlarınıda, köy boşaltmalarını da, diğer tüm Kürtçü örgütleri çok iyi bilen bir kişi olarak söylüyorum. Haa sizin gibi her eleştirene "Ergenekoncu" gözüyle bakanlara zatenbir diyeceğim yok. Siz Papağan gibi Liderinizin her dediğine Evet demeye devam edin. Saygılar.
Yorumcu
Raşit Kısacık 28 Mart 2013 - 16:54
Yukarıdaki yazımı peşinen AKP Genel Başkanı&quot;nın gözleri ve söylemi ile bakıp beni eleştiren İhsan Kalender kardeşime yanıttır.<br /> Sayın Kalender kim istemez bu ülkede barış ve kardeşliği? Bu ülkede bir dönem insanlar &quot;Komünizm gelecek&quot; Bu işin altında bir Komünist parmağı var&quot; diye korkutulurdu. Hatta Merhum Celal Bayar sürekli &quot;Komünizm bu kış gelecek&quot; der dururdu. Şimdi ise Hükümeti ya da sizin gibi düşünenleri eleştirenleri hemen &quot;Ergenekon&quot; damgası ile damgalıyorsunuz. . Ben PKK&quot;nın silah bırakmayacağını, yurt dışına gidemiyeceklerini, Bugün PKK gitse bile TKK Adıyla yeniden karşımıza çıkacağını, Avrupa&quot;nın PKK&quot;nın bitmesine izin vermeyeceğini, çünkü elindeki Türkiye düşmanlığo kozunu kaybetmek istemiyeceğini Vs belirtiyorum. Süreç süreç diyip duruyorsunuz.
Yorumcu
İhsan KALENDER 27 Mart 2013 - 13:26
Milletimizin huzuru güvenliği adına atılan bu hayr'lı ittifaka çelme atmak,anlamazlıktan gelmek hoş değil.Adamlar ZEHİRDEN PANZEHİR üretmişse,BARIŞA ve KARDEŞLİĞE el uzatmışlar ise daha ne istiyorsunuz.Otuz yıllık acıya gözyaşına son verilmiş ise kötümü oldu yani!..İllada bir çomak sokmak mı gerekiyo yani!..Aslında sizi ve sizin gibileri anlamakta biz zorlanmıyoruz.ERGENEKON zihniyeti ile yaklaşımlarınızı kınıyoruz.Terörden nemalanan VAMPİRLERE,TÜRKİYE BUNDAN SONRA İZİN VERMEYECEKTİR.Siz bunu anlayın yeter..!..Çok merak ediyorsanız BEKLEYİN GÖRÜN.Ama, sağlanmış bir BARIŞA ÇOMAK SOKMAKTAN vazgeçin artık.Milletimiz HUZURA ve KARDEŞLİĞE susamışken KEM-KÜM etmenin alemi yok.Unutmayınız ki; TEK MİLLET TEK VATAN ve TEK BAYRAK olarak KARDEŞÇE ve BARIŞ içinde yaşayacağız...Vesselam...
YAZARIN DİĞER YAZILARI