Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
08:24 Sınav günü gürültü kirliliği yapılmaması yönünde uyarı08:18 Bakan Yerlikaya: “İstanbul’da düzenlenen ‘Mahzen-29’ operasyonlarında organ...08:17 İran ordusu komutanlarından Siyaveş Mihendust, “Gece meydana gelen patlama...08:16 Çizgi kitap kahramanı "Şakrak" Erzincan’da çocuklarla buluştu08:05 İstanbul’un Beşiktaş, Avcılar, Esenyurt ve Kağıthane ilçelerinde düzenlenen...08:03 İzmir’deki silahlı kavgada yaralanan adam hayatını kaybetti08:02 Erzincan’daki maden kazasını araştırmak için mecliste komisyon kuruldu07:28 İsrail’den İran’a İHA saldırısı06:45 Tokat’ta korkutucu depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı06:06 Zorlu Holding binasına silahla ateş açıldı06:03 İzmir’de tekstil atölyesinde çıkan yangın, bitişikteki binaya da sıçradı06:01 İsrail, İran’a füze saldırısı başlattı05:03 Filistin’in BM’ye tam üyeliğini öneren karar tasarısı BM Güvenlik Konseyi’n...04:48 Fatih’te hareketli gece: Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla saldırıp ka...04:38 Aksaray’da kontrolden çıkan otobüs bahçe duvarına çarptı: 8 yaralı04:25 Trump’a yönelik tarihi “sus payı” davasında 12 kişilik jürinin seçimi tamam...03:41 Esenler’de araç içinden havaya ateş ettiği anı sosyal medyada paylaşan şahı...02:50 Bolu’da damat dehşeti: Karısını ve kayınpederini bıçaklayarak öldürdü02:27 Ankara’da 3 aracın karıştığı zincirleme kaza: 3 yaralı02:23 İki aracın çarpıştığı kazada karı koca yaralandı
Siyaset 25 Ekim 2014 - 12:33 Yorum: 0

Bremen'in Alevilik kararı tamamen siyasi

TBMM Dışişleri Komsiyonu Başkanı Conkar, Almanya'nın Bremen Eyaleti'nin Aleviliği ayrı bir "din" olarak tanımasını "siyasi, kötü niyetli bir girişim" olarak değerlendirdi.

Bremen'in Alevilik kararı tamamen siyasi

TBMM Dışişleri Komsiyonu Başkanı Ahmet Berat Conkar, Almanya'nın Bremen Eyaleti'nin Aleviliği ayrı bir 'din' şekilde tanımasını 'siyasi, fena niyetli ve Türkiye bünyesinde Alevi-Sünni uyumunu bozmaya yönelik bir girişim' şekilde değerlendirdi.

Almanya'nın Bremen Eyaleti'nin Sosyal Demokrat Belediye Başkanı Jens Böhrnsen, 14 Ekim Salı günü Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu temsilcileri ile 'Aleviliği ayrı bir din şekilde tanıyan devlet sözleşmesi' imzaladı.

Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını cevaplayan TBMM Dışişleri Komsiyonu Başkanı Conkar, 'Bremen Eyaletinin Aleviliği, Musevilik ve Hristiyanlık bunun şeklinde ayrı bir din şekilde tanıması tamamen siyasi, fena niyetli ve Türkiye bünyesinde Alevi-Sünni uyumunu bozmaya yönelik bir girişimdir' şeklinde konuştu.

Aleviliğin İslam dışında görülemeyeceğini, tersine İslam içerisinde gelişen ve kabul görmüş bir yorum olduğunu anlatım eden Conkar, 'Hiç bir devletin yada federal eyaletin, İslam dini bunun şeklinde ölçüleri net bir din üstünde operasyon yapmaya gücü yetmez. Bu tarz gayretler muvaffakiyetsiz olmaya mahkumdur.' dedi.

Conkar, Alevilik üstünden yeni bir fitne çıkarılmak istenildiğini lakin sağduyu ve hakikatin bu tip fitne amaçlı projeleri tarihin çöplüğüne atacağını vurguladı.

Türkiye'deki ve Almanya'daki sağ duyulu ve İslam'ı benimsemiş Alevi vatandaşların bu tarz siyasal çabalara en zinde biçimde tepkilerini koyacaklarını belirten Conkar, 'Türk Milleti bütün unsurları ile İslam'a ve İslam içerisinde bir yorum bulunan Aleviliğe en sağlam biçimde sahip çıkar. Kendi değerlerinin istismar edilmesine asla müsaade etmez' diye konuştu.

Dışişleri Komsiyonu Başkanı Conkar, 'Esas bulunan bizim ulus şekilde ayrıcalıklı mezhep ve meşrepleri benimseyerek esas paha ve ölçülerde doğrunun ve hakikatin birlikte olmamızdır' görüşünü aktardı.

'Fitne sokmaya çalışıyorlar'

MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu ise Bremen Eyaleti'nin Aleviliği ayrı bir din şekilde tanımasını '(Almanlar) Aleviler ile Sünni müslüman grupları sanki birbirinden farklıymış bunun şeklinde bir niteliğe sokarak fitne sokmaya çalışıyorlar, öteki hiçbir şey değil' halinde değerlendirdi.

 Halaçoğlu, kararın tam olarak siyasal ve Türkiye'yi etnisiteye ve mezhep şekilde ayırmaya çalışmanın bir işareti olduğunu belirterek, 'Karar ne Alevilere sempati duyularak tahsil edilmiş bir karar, ne de insan haklarına oranla tahsil edilmiş bir karar, tam olarak siyasal bir karardır' dedi.

Almanya'nın ırkçı saldırılardan ötürü yakılan Müslümanları bir tarafa bıraktığını vurgulayarak, 'Almanya bu işlerin ardında koşacakken, bu olaylarla ilgilenecekken, tutmuş öteki işi kalmamış gibi Aleviler ile Sünni Müslüman grupları sanki birbirinden farklıymış bunun şeklinde fitne sokmaya çalışıyorlar, öteki hiçbir şey değil' diye konuştu.

Almanya'daki terör örgütü NSU davasının 1,5 yıldan bu güne kadar devam ettiğini hatırlatan Halaçoğlu, ' Almanya bunun ardından koşsun, böyle işlerle uğraşacağına.Almanya devletse, adil olacaksa, insan haklarına müsait davranacaksa evvela bunlara baksın' ifadelerini kullandı.

Halaçoğlu, Alman Antropolog Peter Alford Andrews'in 1989'da yayımlanan 'Türkiye Cumhuriyetinde Etnik Gruplar' kitabına da atıfta bulunarak, 'Bu kitap (Türk halkını) etnik şekilde ayırmaz, dini şekilde ayırır. Sünni Türkmenler, Şii Türkmenler, Alevi Türkmenler, Tahtacı Türkmenler diye ayırır. Bunların tümü etnik küme şekilde sayılır. Bu kitabı unutmayın ve her zaman alın okuyun' tavsiyesinde bulundu.

Türkiye ve Almanya'daki Alevi derneklerinin bu kara tepki göstermesi gerektiğini vurgulayan Halaçoğlu, sözlerini şöyle sürdü:

 'Alevi dernekleri çıkarlarını İslam'ın dışında görmezler. İslam ile alakası olmayan, dinle alakası olmayan, ateis olanlar var ki; Hz. İsa'dan evvela Aleviliğin mevcut olduğunu iddia ederler. Bunlar Alevi değil, Paganizmin temsilcileridir. Arap Aleviliği ile Anadolu Türkmen Aleviliği birbirinden farklıdır. Ama her ikisi de Sünni Müslümanlar bunun şeklinde Allah'ın birliğine, Kuran'a, Peygamber'e ve Hz. Ali'nin Allah'ın veli kulu olduğuna inanırlar. Temel paydalar ortaktır. İbadet biçimleri farklıdır ve geleneklere oranla değişir. Bunları görmezden gelerek farklılıklardan söz edemezsiniz. (Almanlar bu kararla) 'Şii ve Sünni Müslümanlar tıpkı dinden değillerdir' demeye getiriyor. Buna karşı yapılacak tekbir şey vardır; Türk milleti Sünnisi ve Alevisi ile kucaklaşmalıdır. Herkese güzel bir mesaj vermelidir. Bunu yapmak mecburiyetindedir Türkiye.'

'Bu bir karşılıklı tanınma sözleşmesi'

CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiray da söz konusu kararı, 'Bu bir dini tanımadan daha çok; kendisini Alevi şekilde tanımlayan Türk asıllı vatandaşların Bremen Eyaleti ile içerisinde karşılıklı tanınma sözleşmesi' halinde değerlendirdi.

Akkiray, Avurpa'da ve Amerika'da ülkelerin din sahasına müdahil olmak yerine organizatör olmayı tercih ettiklerini anlatım ederek, 'Almanya'da yaşayan Türk asıllı vatandaşların varlığı yarım asrı geçti. Alman bölgesel yönetimleri, dini, etnik ve siyasal gruplara yoğun şekilde çok konu için kolaylıklar sağlıyor. Demokrasilerde olmazsa olmamaktadır budur aslında' dedi.

Almanya'daki sürecin bir dini ayrışmadan daha fazla aşırı müşterek hayat sözleşmesi olduğunu belirten Akkiray, belki Türkiye'de de bu tip sözleşmelere gereksinim duyulabileceğini dile getirerek, 'Alevi toplumu içerisinde kendileri İslami ve İslam dışı şekilde olarak gören yurttaşlarımız var. Aleviliği İslam'ın içerisinde görenlerin sayısı görmeyenlere oranla yoğun şekilde fazladır. Alevilik ritüelleri ve hayat biçimi ile kendisini 'İslam içerisinde bir yol' şekilde kabul eder' görüşünü aktardı.

Türkiye'nin mezhepsel ayrışmayı ve hesaplaşmayı bitirmesi gerektiğini savunan Akkiray, 'Parmak hesabı ile Alevi haklarını bulunmamakta saymak geleceğimiz için daha kocaman sorunlara sebep olacak. Umarım sesimize kulak verilir' diye konuştu.

'Başka devletlerde de yapılmalı'

CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu ise kararı 'çok yerine bir hareket' şekilde değerlendirerek, 'bunların öteki devletlerde de yapılması lazım' dedi.

Loğoğlu, Almanya'nın Aleviliği bir din şekilde kabul etmesinin gerekçelerinin kendi mevzuatı ve kendi hukuksal ve anayasal yapısı çerçevesinde atılan bir adım olduğunu belirterek, 'Aynı adım Türkiye’de atılsa bunun manası ve neticeleri öteki olur' diye konuştu.

Almanya'nın böyle bir adım atmasının 'doktiriner' bir yaklaşımdan kaynaklanmadığını savunan Loğoğlu, 'Bunu yapmalarının sebebi, devlet hazinesinden, devlet bütçesinden, o statüyü verdikleri gruba, şahıslara yada çevrelere yardım yapmak, onların hayatını kolaylaştırmak, dini vecibelerini yerine getirmelerinde daha bir rahatlatmak. Dünyevi bir adım, uhrevi bir adım değil' ifadelerini kullandı.

Faruk Loğoğlu, bu kararın Türkiye'deki Alevileri nasıl etkileyeceği sorusuna, 'Aleviler çıkarlarını şimdiye kadar nasıl gördülerse öyle izlemeye devam edecekler. Onların da Türkiye’de her çeşitli hakka sahip olmaları lazım' cevabı vererek, 'Cemevleri ibadet yeriyse, bu statüyü Türkiye'nin yasa devleti şekilde tanıması lazım. Eşitlik prensibi icabı tanıması lazım, laik bir memleket şekilde bunu yapması lazım' dedi.

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber