Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 25 Ekim 2014 - 20:03 Yorum: 0

Bu iş muhalefete kalırsa kara güne kaldık demektir

Adalet Bakanı Bozdağ, çözüm sürecine ilişkin, "Bu dönemde, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın liderliğinde bu süreci bitirip neticeyi alamazsak, bu işi çözecek adam yok" dedi.

Bu iş muhalefete kalırsa kara güne kaldık demektir

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, çözüm sürecine ilişkin, 'Bu dönemde, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın liderliğinde bu süreci bitirip neticeyi alamazsak, Tayyip Erdoğan ile Sayın Davutoğlu çekildiğinde bu işi çözecek adam yok. Bu iş muhalefete kalırsa kara güne kaldık demektir' dedi.

Bozdağ, AK Parti Tekirdağ İl Başkanlığınca düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ülkede demokrasinin standardını yükseltmek için önemli adımlar attıklarını söyledi.

Bazı şeylerin ülkede konuşulmasının tabu olduğunu, konuşulduğunda ise polisin yurttaşı aldığını ve mahkemelerin ise ceza kestiğini belirten Bozdağ, günümüzde o konuların Türkiye'nin  normalleri durumuna geldiğini anlattı.

Hükumetin büyük bir demokratikleşme reformunu 12 yıldır yaşama geçirdiğini vurgulayan Bozdağ, 'Bundan sonra da yaşama geçirmeye devam edeceğiz. Hükümetlerimizi alaşağı etmek için pek fazla fazla vuruş teşebbüsleri oldu ama hiçbirine Allah'ın izniyle eyvallah demedik. Millete güvendik, milletle birlikte yol aldık, milletle birlikte maksata yürüdük, bundan sonra da yürümeye devam edeceğiz' diye konuştu.

AK Parti'nin hem kurum evresinde hem de sonrasında aleyhinde birçok dava açıldığını ve hükümetin önünün kesilmek istendiğini dile getiren Bozdağ, Erdoğan için 'Muhtar dahi olamaz' diye manşet atıldığını hatırlattı. Erdoğan'ın şimdi Türkiye'nin cumhurbaşkanı olduğunu kaydeden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Sizin sayenizde, bu aziz ulus yardımıyla oldu. İktidar olmayı engelleyemeyince, milletvekillerini engelleyemeyince, Balyoz, Ergenekon bunun şeklinde bir sürü vuruş teşebbüsü çalışmaları oldu. Muvaffak olamadılar. Cumhuriyet mitingleri oldu, 27 Nisan e-bildirisi oldu, Anayasa Mahkemesi 367 utanç kararını verdi, muvaffak olamadılar. Yolumuza, yürümeye devam ettik. Kapatma davası açtılar gene muvaffak olamadılar. Bugünlere basit gelinmedi. Yıl 2011, hatırlayın, yüzde 50 oy almışız, Genelkurmay Başkanı dahil o devirde tüm güç komutanları istifa etti. Bu, 3 yıl öncelikle bulunan hadise. Türkiye buraya basit gelmedi. Arkasından 7 Şubat, MİT Müsteşarı'na dönük pis ihanet operasyonu, peşinden Gezi operasyonu, peşinden 17 ve 25 Aralık operasyonları. Bütün bunların tümü büyüyen, gelişen, değişen Türkiye'nin alternatifini kesme mücadeleleridir, saldırılarıdır. Bunlar eşkıyalıktır fakat bilmiyorlar ki artık bu ülkede eşkıyaların hükümran olma devirleri kapandı.'

Bozdağ, Türkiye'nin 2002 yılında 35 milyar dolar bulunan ihracatının bu sene 160 milyar dolar sıralarında beklendiğini bildirdi.

İhracatın 12 yılda 125 milyar dolar arttığına dikkati çeken Bozdağ, 'Bunun külfeti ne biliyor musunuz, başkalarının cebinden de 125 milyar dolar nakit çıkmış demektir. Bu kadar cebinden nakit çıkanlar sorunsuzca durular mı? Savunma sanayisinin yüzde 25'i Türkiye'de ulusal idi, şimdi yüzde 60'ını biz yapıyoruz. Türkiye tankını, helikopterini, insansız hava aracını, kendi gemisini, her şeyini kendi yapıyor' değerlendirmesinde bulundu. 

- Çözüm süreci

Çözüm sürecine kararlılıkla devam edeceklerini, bu problemi yalnızca AK Parti hükümetinin çözebileceğini söz eden Bozdağ, şunları kaydetti:

'Bu dönemde, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın liderliğinde bu süreci bitirip neticeyi alamazsak, Tayyip Erdoğan ile Sayın Davutoğlu çekildiğinde bu işi çözecek adam yok. Bu iş muhalefete kalırsa kara güne kaldık demektir. Onun için bu konu ile ilgili samimiyiz. Hükümet şekilde çözüm sürecini kararlılıkla yürüteceğiz ama bu süreç muvaffakiyetli olmasın diye içeriden dışarıdan fazla fazla uğraşanlar var, onlara da fırsat vermeyeceğiz. İnatla, inançla, samimiyetle, cesaretle, kararlılıkla bu süreci yürüteceğiz. Bazı yapılar, şehitlerin ailelerini, gazileri kışkırtmak istiyor. Onların yakınlarına giderek, 'Bu kadar şehidi boşu boşuna mı verdik?' şeklinde söylemler anlatım ediyorlar. Onlar, terörün bitmesi, gözyaşlarının akmaması, ülkenin birlik ve beraberliğin sağlanması için şehit düştü. Şimdi terörü bitirirsek, silahlar susarsa, örgüt tasfiye olursa, bundan sonra bu ülkede kavga olmazsa, şehitlerimiz kabirlerinde keyifsiz mı olur? Rahatsız olmaz, tersine onlar mesut olurlar, Rabbine döner derler ki 'Rabbim hamdolsun, uğruna şehit düştüğümüz mücadeleyi kardeşlerimiz, evlatlarımız başardı, terörü sona erdirdiler, kardeş ülkede ailelerin birbirine düşmesine, gözyaşının ve kanın akmasına son verdiler. Hamdolsun.' Böyle düşünüyoruz. Hiç fakat hiç kimse şehitlerimizin yakınlarını, gazilerimizi tahrik etmeye kalkmasın. Onlar fazla fazla iyi biliyor bizim ne yapmaya çalıştığımızı. Onlar iman sahibi insanlar ama bazıları kimin ocağına ateş düşerse düşsün, 'Bu terör bitmesin' diyor. Hangisi doğru? Terörü bitirmek mi yok ise diğer ocaklara ateş düşsün diye çaba edenlerin değirmenine su taşımak mı?'

- Ortadoğu'daki gelişmeler

Türkiye'nin çevresinin yangın yerine döndüğüne gösteren Bozdağ, Suriye ve Irak'ta son devirde yaşananları anımsattı.

Ana muhalefet partisinin liderinin, 'Bu kadar Suriyeliyi Türkiye'ye almak ihanettir' söyleminde bulunduğunu aktaran Bozdağ, şöyle konuştu:

'Şimdi soruyorum, Suriye ile 910 kilometre sınırımız var. Irak'la da 350 kilometre sıralarında sınırımız var. Şimdi yanımız yanıyor, sınırın ötesindekilerle bu taraftakiler amca çocukları, benzer Tekirdağ'dakilerle Bulgaristan'dakiler gibi, benzer Edirne'dekilerle, İpsala sınırındakiler gibi. Akraba hatta teyze, dayı, amca çocukları. Hem Bayırbucak Türkmenleri var, Türkiye tarafında akrabaları, Araplar var, Kürtler var, Türkiye'de de karşılıkları var. Hepimiz benzer sürede Osmanlı bakiyesiyiz, aynı tarihin torunlarıyız, evlatlarıyız, mirasçılarıyız. Yangın var, yanıyorlar. İnsanlar, 'İmdat, bizi kurtarın' diyor. Ne yapacaksınız? Oraya arkamızı dönemeyiz. Suriye'deki yangının dumanı bize geliyor, orada yananların kokusu bize geliyor, oradakilerin feryadı bize geliyor. Hiçbir şey yokmuş bunun şeklinde gözümüzü kapatamayız. Ağzımızı, kulağımızı kapatamayız. Çığlıkları duyacak, olanları görecek, haksızlığa karşı hakkı söyleyecek ve bu noktada davranış sahibi olmalıyız. Bunu yaptık. Bu tavrı yalnızca bugün yapmadık. Halepçe'de katliam bulunduğu süre da aynısını yaptık. Bulgaristan'da Belene kampları kurulduğu süre da Kosova'da, Makedonya'da, Bosna'da harpler bulunduğu vakitler oradan kaçan Arnavutlara, Boşnaklara kucağını açan gene Türkiye oldu. Afganistan'da 1979'da başlayan harp nedeni ile oradaki soydaşlarımıza da Afganlara da kucağını açan gene biz olduk. Geçmişte de bize açtılar. Bakın Kıbrıs'ta Libya bize destek oldu. Cihan Harbi'nde, Kurtuluş Savaşı'nda Pakistanlı, Afganistanlı, Hindistanlı Müslümanlar bize bileziklerini, altınlarını gönderdi. Şu an Kılıçdaroğlu kalkmış, 'Şimdi bu ihanettir' diyor. Sen daha kendi tarihini bilmiyorsun. Bu zihniyet başta olsaydı var ya rahmetli Özal değil de Kılıçdaroğlu başta olsaydı, emin olun Tekirdağlıların amca çocukları bu Jivkov katliamına, soykırımına tabi bulunduğu süre kulağının üzerine taraf gelir yatarmış, emin olun. Biz vazifemizi yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.'

ETİKETLER: Bu , , muhalefete , kalırsa , kara , güne , kaldık , demektir
Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber