Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
00:50 TCMB: “Menkul kıymet tesisine ilişkin düzenleme yürürlükten kaldırılmıştır”00:46 Akaryakıt istasyonunda faciadan dönüldü: Kaza yapan otomobil pompa önünde t...00:45 İstanbul Havalimanı’nda gövdesinin üzerine inen uçak bulunduğu yerden kaldı...00:42 Polonyalı turisti Pamukkale’de unutup Salda’ya gittiler00:36 İş yerinde bacağından silahla vuruldu00:28 Kaza ihbarında bulundukları polislere sürpriz yaptılar00:22 Otomobille çarpışan motosiklet sürücüsü ağır yaralandı00:21 70. Gillette Milliyet Yılın Sporcusu Ödülleri töreni yapıldı00:19 Böyle kaza görülmedi: İnşaat çukuruna devrilen araç kamyonun kasasına girdi00:19 İstanbul Havalimanı’nda gövdesinin üzerine inen uçak kaldırılmaya başlandı00:10 Devler Ligi’nde finalin adı: Real Madrid - Borussia Dortmund23:48 Kuzey Makedonya’nın yeni cumhurbaşkanı Gordana Siljanovska Davkova oldu23:46 Konya’da üç tekerlekli bisiklet otomobille çarpıştı: 1 yaralı23:45 TBMM Başkanı Kurtulmuş, Küba’nın bağımsızlık mücadelesinin öncüsü Jose Mart...23:44 Kayıp yaşlı kadın 300 metrelik uçurumda ölü bulundu23:39 Adana’da otomobil bisikletli yaşlı adama çarpıp kaçtı: 1 ölü23:38 Uğurcan Çakır: "İnşallah finalde Beşiktaş karşısında kupayı almak istiyoruz...23:37 Sobadan çıkan yangın iki evi küle çevirdi23:34 Tolunay Kafkas: “Trabzonspor haklı bir galibiyet aldı”23:29 Abdullah Avcı: “Kupayı 10. kez müzemize götürmek istiyoruz”
Ramazan Durmuş

Bu vatan kimin?

26 Aralık 2007 - 23:57 Yorum: 1

“Bu vatan kimin?” diyen ünlü şairimiz Orhan Şaik Gökyay"ı rahmetle anarken O"nun dizilerini, çocukluğumuzdan bu yana hep haykırdık, haykırıyoruz.

Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır;
Bir tarih boyunca, onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir...

Gökyay; şüphesiz “Bu vatan kimin” derken asla karamsar da değil! Bunu da şiirinin son bölümünde açık açık ifade ediyor:

Gökyay"ım ne yazsan ziyade değil,

Bu sevgi bir kuru ifade değil,

Sencileyin hasmı rüyada değil,

Topun namlısında görenlerindir…

Değerli MALATYA GÜNCEL okurlarına ve Türkiye sevdalılarına ben bu yazımda kısa bir ziyaret anımı aktaracağım ve günümüz şairlerimizden Fazıl Ahmet Bahadır"ın, Gökyay gibi aynı başlık altında farklı bir şiirini dikkatlerinize sunacağım.

Türk Ocakları; Türkiye"mizin en eski sivil toplum kuruluşu… Osmanlı"nın batağa sürüklendiği yıllarda Türk milletinin kurtuluşu için harekete geçenlerin bizlere mirası…  190 Tıbbiyeli Türk evladının, bugünkü millet sevdalılarına emaneti…

Böyle bir Ocağın varlığı; şüphesiz Yüce Atatürk"ün de istediği şeydi…  Böyle bir sivil kuruluşa Yüce Önderimizin verdiği değer de Ankara"daki tarihi Türk Ocağı Binası ile ortadadır. Ancak ne yazıktır ki, bu bina bugün Türk Ocakları"nda değildir! Böyle olması da benim için hep kanayan bir yaradır.

Evet, bu konu ayrı bir yazı konusu… Bir yazımızda da inşallah değerlendiririz. Ben bugün mübarek Kurban Bayramı sonrasında ilk yazıda sizlere kısa bir Konya ziyaretinden not düşeceğim.

Bir günlük bu ziyarette tanımaktan bahtiyarlık duyduğum Ankara Türk Ocağı Şubesi"nin kıymetli yöneticileri ve ailelerinin yanı sıra Türk Ocakları Konya Şubesi Başkanı sayın Vedat Erden"e de bir teşekkür borcumu ödemek arzusundayım. Bizleri misafir ettiği Konya Şubesi Toplantı Salonunda Sayın Başkan"dan dinlediğim ve çok etkilendiğim bir şiiri ise Türk"e sevdalılarla paylaşmak istedim.

Türk Ocakları Kayseri Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu öğrendiğim Saygıdeğer Fazıl Ahmet Bahadır"ın “Bu Vatan kimin?” başlıklı şiirini tüm Türkiye sevdalılarına hediye ediyorum:

***

Bu toprağın cefasını biz çektik,

Sefasını eller sürdü yıllarca.

Kırılmadık, incinmedik, küsmedik,

“Vatan” dedik, candan aziz belledik,

Ululemr"e itaatse eyledik.

“Ver” dediler;

Vergi verdik.

Oğul verdik.

Kan verdik.

“Öl” dediler,

Birileri rahat yaşasın diye,

Sakınmadık, gizlemedik, can verdik.

“Al” denir mi diye boşa bekledik,

Denmedi bir türlü, ne iştir oğul!

 

Farklıydı güneşi, havası, suyu,

Uzak diyarlarda asırlar boyu,

Dili başka, dini başka ordularla boğuştuk.

Zaferleri sahiplendi vezirler,

Bozgunların günahını biz çektik.

Balkan"da kol kaldı, Yemen"de bacak,

Kafkas Cephesinde yürekler dondu,

Yüz binler gömüldü Çanakkale"ye…

Uğrunda sönünce bu kadar ocak,

Zannettik ki vatan bizim olacak,

Olmadı bir türlü, ne iştir oğul!..

Son bir gayretle yollara düştük,

Vatan bizim dedik,

Gene dövüştük.

Eylül"de denize bakıp İzmir"den

Kılıcı soktuk kınına,

Astık duvara mavzeri.

Gazi diye üç beş sene hatırımız sayıldı,

İzzet, ikram, saygı gördük her yerde.

Sonra unutuldu gitti şanımız.

Topal kaldı, çolak kaldı adımız.

Arşı salladı da ah-u zarımız

İşiten olmadı, ne iştir oğul!

 

Tarihler, nesiller, şartlar değişti.

Devirler, sınırlar, adlar değişti.

Değişmedi gitti alın yazımız,

Bu, dün de böyleydi,

Bugün de böyle.

Savaştan savaşa bizimdir vatan,

Barışta sahibi değişir oğul.

Hikaye hep aynı, farkı anlatan,

Bu kötü kaderi değiştir oğul!

* * *

Türk milletinin kötü kaderinin değişeceği, yüreği Türklük ateşiyle yanan evlatların yüzlerinin güleceği günlerin yakın olması dileğiyle…

Tanrı Türk"ü korusun…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI