1915 Çanakkale zaferi büyük bir imanın, sarsılmaz cesaret ve mertliğin bir simgesi, ecdadımızdan bizlere bir ders, bir kılavuz niteliğindedir.
2000 yıllık tarihimiz; inanç, kararlılık ve yiğitlikle kazanılmış birbirinden değerli zaferlerle doludur. Gerek Suriye ve Libya'da verdiğimiz mücadelede; gerek Çin'in Vuhan şehrinde ortaya çıkan Koronavirüs hususunda ülke olarak geçirdiğimiz zor günleri atlatmak için Çanakkale ruhunu yakalamamız; milletçe dayanışma ve birlik içinde gerçek ve mecaz anlamlarıyla virüslere karşı mücadele etmemiz elzemdir. Hangi görüşten olursa olsun, vatandaşlarımız, siyasi partilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız ülkemize yönelen tehditlere karşı yek vücut halinde göğüs gerdiği zaman, tarihimizin de net bir şekilde gösterdiği gibi, hiç bir fitne ve fesat bu topraklarda başarı şansı bulamayacaktır.
1915’te; Çanakkale’de “sen, ben, o” yoktu, “biz” vardı. Bugün de ülkemizi hedef almış hiçbir plan, hiçbir güç, hiçbir terör örgütü amaçlarında başarılı olamayacak, milletimizi ayrıştırmayı, ülkemizi parçalamayı başaramayacaklardır.
Türkiye Cumhuriyeti, köklü tarihi tecrübeleri, cesur ve kararlı duruşuyla bu belaların üstesinden mutlaka gelecektir.
Bu düşüncelerle, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’nin 105. yıldönümünde toprağımızı, bayrağımızı, ezanımızı borçlu olduğumuz kahraman atalarımızı rahmet ve minnetle yad ediyor, bize emanet ettikleri bu vatana ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağımızın sözünü veriyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun..