Camiler ve Din Görevlileri Haftasına Dair Mülahazalar
1-7 Ekim haftası Camiler ve Din Görevlileri Haftasıydı
Bu hafta çerçevesinde Malatya İl Müftülüğümüz bir dizi etkinlikler gerçekleştirdi.
Konferanslar, paneller, ziyaretler, ikramlar, yarışmalar, cami temizliği
Hepsi de güzel şeyler tabi
Ve ödüller dağıtıldı
Bence en önemli ve yerinde verilen ödül de Gazeteciler Cemiyet Başkanı Haydar Karaduman"a yerel medyanın müftülüğün hizmetlerini kamuoyuna paylaşmasında gösterdikleri gayretlerden dolayı verilen ödüldü
Camiler, mabetler, okullar niçin yapılır?
Halkımızı bilinçlendirmek, onlara dünya ve Ahiret mutluluğunu sağlama yolunda lazım olan bilgiyi doğru vermek, gerekli maddi ve manevi sermayelerini sağlamak için değil mi?
Şimdi düşünün camilerimizin yapımına katkıda buluna hayırsever vatandaşlarımızı takdir edeceksiniz de, halkımızı doğru bilgilendirme, onlara dinini öğretme hususunda medyamızın gayretini göz ardı edeceksiniz?
Olacak şey mi?
İşte Malatya İl Müftülüğümüz bu tezatlığı görmüş olmalı ki, yerel medyamızın Kutlu Doğum, Ramazan ayı ve diğer günlerdeki gayretlerini göz ardı etmemiş.
Yerel medyanın hepsine şükranlarını Gazeteciler Cemiyeti Başkanına verdiği bir plaketle dile getirmiş oldular
Yerinde bir ödül
Bu haftaki kutlamalar ile ilgili mülahazalara gelince
Gönül ister ki bu haftalarda problemler, sıkıntılar, aksaklıkların tespiti ve halli için çalışmalarda bulunursun
Böyle günlerde personelin memnuniyetini, motivasyonunu sağlamaya yönelik hizmetler yapılsın
Dertlerine derman aransın
Kısaca, insanlara yatırım yapılsın
Bu hizmeti yapan din görevlilerin ellerini taşına altına koymaları yetmiyor, gönüllerini koymaları lazım
İşte bu gönülleri kazanma yolunda, gönüllerde his ve heyecan oluşturmak için gayret edilsin
Evet bu hizmeti yapanların dünya menfaatlerine tamah etmemeleri gerekir
Ancak izzetli ve onurlu bir yaşam için de hak edilen değer verilmelidir
İnsanlarımızın gönüllerinden din görevlerine verdiği değer hiç şüphesiz tartışılamayacak kadar büyüktür.
Hele sen ne kadar maaş alıyorsun, ne tür haklarınız var, vizyonunuz ne?... gibi değerlendirmelerin mihenk taşı olduğu bir dünya da izzetli, onurlu bir yaşam için sadece insanlarımızın gönüllerinden yer edinmek yetmiyor ki?
Öncelikle ilgili makam ve mevkiler personeline değer vermeli, onlara sahip çıkmalı
Hakkaniyeti gözetmeli .
Bu kişisel gayretlerle de olacak bir iş değil
Bir çiçekle bahar gelmez elbet .
Bu işin disiplini, hukuku günümüze göre güncellenmeli
Bunun içinde üzerinde tartışılmış, sivil toplum örgütlerin görüşü alınmış, ortak aklın ürünü olan teşkilat yaşası bir an önce çıkmalı
Biz yaptık, çıkardık olmamalı
Diyanet teşkilatının ülkemizde birlik ve beraberliğimizin sağlanması adına çok önemli bir kurum olduğu sık sık dile getirilecek,
Diğer yandan da bir yükmüş gibi, üvey evlat muamele görülecek
Bir yandan Peygamber mesleği icra edildiği söylenilecek,
Diğer yandan şahsiyet ve onur zedeleyesi muameleye tabi tutulacak
Bunlar kabullenilecek şeyler değil
Yıllar yılı din görevlilerine dair toplumda olumsuz bir bakış oluşturulmaya çalışıldı.
Vizyon diye bir şey bırakılmadı
Buna rağmen halkımızın gönlünde dine ve diyanete dair olumlu kanaatleri büsbütün silemediler
Şüpheler belki oluştu
Ama misyon ve vizyonun şuurunda olan bir kısım din görevlileri o şüpheleri giderdi, gideriyor.
Ama bu gün belli vizyon ve kimlik oluşturuvermek için bireysel değil, kurumsal bir gayret gerekiyor artık
Bir an önce yeni bir yapılanmaya gidilmeli
Her Cuma günü Muhterem cemaat bu hafta da sizin yardımlarınıza başvurulacak, elinizden gelen yardımı esirgemeyin sözlerine son verilmeli
Camiler ve Kuran Kursları, görevliler cemaatin, cami derneklerin inisiyatifine bırakılmamalı
Geçmişte yapılmış olan bir çok caminin inşaatı, binası, çevre düzeni problem
Lojmanlar başlı başına bir facia genel itibariyle
Güneş görmeyen, rutubetli, bir iki odadan oluşuvermiş, belli bir mimariden, estetikten yoksun lojmanlardan ne vizyon olur, ne gurur, şahsiyet kalır ne de onların hanımlarının ve çocuklarının sağlık ve psikolojisi sıhhatli olur
Artık günümüz dünyasında kuruma yakışır mabetler ve lojmanlar yapılmalı
Mimari estetik aranmalı
Kendimize has bir üslubumuz oluşturulmalı
Ben yaptım oldu, bizim cami,i bizim lojman felsefesi terk edilmelidir
Din görevlilerinin kaderi cami derneklerine ve cami cemaatine, idarecilerin şahsi tasarrufuna bırakılmamalıdır
Hep sorumlulukların zikredilip sorunların tartışılmadığı, zikredilmediği sorun ve problemlerin çözümü konusunda adımların atılmadığı kutlamalar işin doğrusu katılımcıları fena halde sıkıyor