Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Cengiz Demirci

Cennetin Anahtarı Kadınlar

02 Mart 2015 - 10:36 Yorum: 1

Erkek veya kadın, kim mümin olur da güzel amellerden işlerse, işte onlar cennete girerler. Zerre kadar da haksızlığa uğratılmazlar. Nisa 124

Anlam veremediğim, bir kalıba  sokamadığım bununla birlikte kadınların varlığına  yeteri kadar mana ve önem vereceğine inanmadığım  kadınlar günü için söylenecek  çok  şey var ama önce ,tarihi süreç içinde kadının rolünü tarif etmek gerekmez mi ?  

Kadınlar tarih boyunca ezilmiş, kimlik sorunu yaşamış,  özellikle ortaçağ   zihniyetinde Ya bütün hayatı işgücü, cinsellik, üreme gibi birtakım dar kalıplar arasında sıkıştırılarak sınırlandırılmış ;Ya da temel nitelikleri bastırılarak, toplumdan soyutlanmış, kimliksizleştirilmiş ya da var oluş mücadelesi dahilinde hak etmediği bir kimliği kabul etmek zorunda bırakılmıştır.

Modern hayatta ise toplumsal rol, daha fazla refah ve cinsellik günümüz kadınını başlıca beklentileri  ve bu beklentiyle birlikte ön plana çıkan   önemli  sorunlar   haline gelmiştir.

 Modern hayatta olması gereken kadın tipi ise tehlikelerden kurtulabilmek için yaradılış gereği kendisine yüklenen genel geçer değer yargılarından uzaklaşmamalı, yaşadığı toplumda topluma yön verecek var olan değerleri kaybetmemeli, özgürleşirken dini ve manevi değerlerden kopmayan kadın tipi olmalıdır.

 Özellikle çalışan kadınlar asıl amaçlarının aile huzurunu temin etmek olduğunu unutmamalıdır. Kadınların çalışmasına kesinlikle karşı olmamakla birlikte, kadınların feminizm etkisiyle  değişen bilincine karşı olduğumu belirtmek isterim. Kadınlarımız özgürleştikçe kadınlığını kaybetmemelidir.

Günümüzde kadın –her kadını tabii ki kast etmeden ve  aynı kefeye koymamakla birlikte – erkek gibi giyinen, kendini bir işte   çalışmadığı zaman sözüm  ona erkekten aşağı  gören, ”benim bedenim benim kararım “diyerek  kürtajın hak olduğunu savunan bu sözden hareketle  cana kıymayı da meşru zemine çekmeye çalışan, sancısız doğum yapmanın  yollarını arayan nerdeyse annelik dürtülerinin kaybolmaya başladığı bir kadın tipidir.

 Halbuki kadın erkeğinin, ilham perisi ve  onun  hayatının manası olduğu gizemini korumalıdır.  kadının kendisi hayatın anlamıdır. Allahın  - her ne kadar  gericilik diyerek  ayağa kalkanlar  olsa da – Cennet’i ayakları altına serdiği  kadına, kadınlar  günü diye  bir gün tahsis etmek onu yüceltmek  yerine daha da küçümsemek  anlamı  taşımıyor  mu ?

 Kadın Dünya’nın merkezi, erkeğin  kutsal yolculuğunda yolunu aydınlatan nur ,ulaşacağı cennetin anahtarı ,onun  dünya ve ahretini kazanması için rehber olmalıdır.

Kadınlarımız ailesini örf adet, gelenek, görenek, ahlak kısacası aile fertlerinin olumlu kişilik gelişiminde çocuklarını ve eşini eğiten kadın olmalıdır.  Bunun içindir ki kadınlarımızın çocukluk çağlarından itibaren eğitilmeleri ailesine ve çevresine rehber olarak yetiştirilmeleri gerekir.

Milli şuur kazanmış, dini terbiyeyle yetiştirilmiş ilim sahibi bir annenin yetiştireceği çocuk tipiyle, tam tersi bir annenin yetiştireceği çocuk tipi arasında tabi ki farklar olacaktır. Kadınlarımız Müspet ilimler yönüyle kendini yetiştirmiş, ahlaki kurallarına sıkı sıkıya bağlı, yaşadığı toplum için iyi bir öğretmen, iyi bir anne ve eş  olmak için çaba harcamalıdır. Eğitimle kazanılacak bu meziyetler için en büyük görev eğitim camiasına düşmektedir. İster örgün isterse yaygın eğitimde parmak basılmamış konu bırakmadan  "Önce usul, sonra vusul”  sözünü ilke olarak kabul etmeli bu doğrultuda çalışmalıyız

Birazda yaşamlarıyla- tabiri caizse- burnumuzun kemiğini sızlatan, örnek kadınlardan da bahsetmek istedim. Hangisinden bahsedeceğimi bilemiyorum

Berdelle yada  töre gereği  çocukluk  döneminden kadınlığa  adım atmış küçük kadınlardan mı ? bahsedeyim, yoksa  1921  kışında  İnebolu’daki cephaneleri mukaddes saydığı vatan uğruna  , ağır  kış şartlarında çocuğu gibi sakınarak  İnebolu’dan Ankara’ya kadar önünde  kağnısı, sırtında bebesiyle gözünü kırpmadan ilerlerken donarak şehit olan  Şerife Bacı’dan mı? 

Yoksa  annesi  öldüğü için Albay babasıyla 8 yaşından itibaren cepheden cepheye koşan,   Gediz cephesinde zor anlar  yaşandığında cepheden kaçmaya çalışan 70.  Alayın , 600 kişilik ordusunun önünü atıyla keserek cesaret timsali olmuş  Nezahat  onbaşıdan mı ?

Halide Edipler, Nene hatunlardan mı? 

Yunanlıların akınlarını kesmek için Çanakkale’de ölen kocasının hediye ettiği tek yadigârı elmas küpelerini satarak tüfek alan Çete Emir Ayşe den mi?

Sütçü imamların, Yörük Ali Efelerin, Fevzi Çakmak’ların ya da sudan sebeplerle idam edilen Menderes’lerin hanımlarına ne demeli.  Onlarda kadın değil miydi? Bırakın aile hayatı yaşamayı, cepheden, cepheye vatan uğruna   yiğitlerine  yardıma koşmadılar mı?  Vatan haini ilan edilip yalnız bırakılmadılar mı?

Kadın dediğin Veysel KARANİ’nin annesi gibi olmalı, sayılıp hürmet görecekse Veysel KARANİ hürmeti gösterilmeli. Kadınlarımızın,  “Cenneti ayaklarının altında tutanlar “ zümresinde olan anneler olmaları dileklerimde, Allaha emanet olun.

Tefekkürlü duygular, iffet onun örtüsü, 
Deruni bakışlarda papatyalı göz süsü, 
Mahremiyet gizemi çepeçevre büyüsü, 
Asırlar boyu süren edep erkân döngüsü, 
Anadolu anası metanetli duruşu, 
                                    (T. TORUN)

YAZARIN DİĞER YAZILARI