Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Siyaset 19 Nisan 2015 - 13:44 Yorum: 0

CHP lideri seçim bildirgesini açıkladı

CHP lideri seçim bildirgesinde ekonomik vaatlere ağırlık verdi.

CHP lideri seçim bildirgesini açıkladı

İşte Kılıçdaroğlu'nun seçim bildirge konuşması

“Değerli arkadaşlarım, değerli yol arkadaşlarım, önceki Genel Başkanlarımız, bizleri televizyonları başında bekleyen, dinleyen saygıdeğer yurttaşlarım, hepinize Ankara’dan gönül dolusu selamlar, sevgiler. 

Hepinizi muhabbetle selamlıyorum, yürekten selamlıyorum hepinizi. Yaşanacak bir Türkiye umuduyla, beklentisiyle, gerçekleştirme azmiyle hepinizi yürekten selamlıyorum. 

Hiçbir ayrım yapmıyorum. Öğrenci, öğretmen, işçi, işveren sizlere sesleniyorum. Memur, çiftçi, esnaf, emekli, ev kadını sizlere sesleniyorum. İşsiz, yoksul, merdiven altı atölyelerde kayıt dışı çalışan işçi kardeşlerim sizlere sesleniyorum. Köylü, kentli, Karadenizli, Akdenizli, Egeli, Anadolulu, Trakyalı hepinize sesleniyorum. Hepinizi yürekten selamlıyorum. 

Genç yaşlı demeden bütün milletime sesleniyorum. Sanat, kültür dünyasına sesleniyorum. Hukuk sistemine, hukuk alemine sesleniyorum. Avukatına, savcısına, hakimine sesleniyorum. Gelin hep beraber yeni bir başlangıç yapalım. Gelin hep beraber yaşanacak bir Türkiye’yi yeniden inşa edelim. Yaşanacak bir Türkiye’yi nasıl inşa edeceğiz, neden yaşanacak bir Türkiye diyoruz? Televizyonları başında bizi dinleyen saygıdeğer yurttaşlarıma sesleniyorum. 

Düşünün, bir daha düşünün, ikinci kez düşünün, üç kez düşünün, size kısaca bir tarih vereceğim kısaca. 13 yıl önce biz yoksullukla mücadele edeceğiz dediler. 13 yıl önce biz yasaklarla mücadele edeceğiz dediler. 13 yıl önce biz yoksullukla mücadele edeceğiz dediler. Şimdi 13.yılın sonundaki tabloyu size arz ediyorum lütfen iyi dinleyin. 

6 milyon 200 bin işsiz, 17 milyon yoksul, maaşı 1000 liranın altında olan 8 milyon emekli, prim borcu olduğu için hastaneye kabul edilmeyen, ölüme terk edilen esnaf kardeşim. 

Sosyal güvenlikten yoksun yüzbinlerce işçi. 

Açlık sınırına dayanmış 1 milyondan fazla insan. 

Kızgın, öfkeli, kırgın genç bir grubumuz. 

Kölelikten hallice kalıplara sokulmak istenen kadınlarımız. 

Yozlaştırılmış ahlak, namus ve şeref kavramları. 

Korkmuş, sinmiş bir medya. 

Kimliğini ve kişiliğini yitirmiş iş dünyası. 

Esir alınmış bir hukuk sistemi.

Değerli vatandaşlarım, sonuç bu. Bu tabloyu görüyorsak, bu tablo devletin resmi rakamlarına yansımışsa bu tabloyu Türkiye’nin vicdanına havale ediyorum. 

Ve şimdi dönüp şunu sorgulamak zorundayız değerli arkadaşlarım. 13 yılın sonunda ne oldu? 

13. yılın sonunda milletin polisle arasını açtılar.

Milletin hukukla arasını açtılar.

Milletin basınla arasını açtılar.

Milletin sporla, sanatla, kültürle arasını açtılar.

Milletin dinle, imanla arasını açtılar.

Milletin devletle arasını açtılar. Ve en önemlisi milletin milletle arasını açtılar. 

Değerli arkadaşlarım, bu tablo düşündürücü bir tablo. Bu tablo üzerinde o nedenle söyledim bir değil, iki değil, en az üç kez oturup düşüneceğiz ve vicdanımıza soracağız bu tabloyu Türkiye hak ediyor mu? Komşularla sıfır sorun dediler. Eyvallah dedik. Buyurun sıfır sorun yapın. Milletin komşularla arasını açtılar. Bir komşumuz bile kalmadı.

Değerli arkadaşlarım ve en acı olanı. 13 yılda geldiğimiz nokta; Türkiye son 6 yıldır 10 bin dolar barajını aşamamış orta gelir tuzağına gelip yakalanmıştır ve Türkiye büyümesini sağlayamıyor, kalkınmasını sağlayamıyor. Gelir bölüşümünü adaletli sağlayamıyor. Orta gelir tuzağından Türkiye’yi kurtarmak zorundayız. Biz bu tabloyu mu istiyoruz? Asla. Neyi istiyoruz? Huzur içinde yaşamak istiyoruz, barış içinde yaşamak istiyoruz. Onurlu yaşamak istiyoruz. 

Yaşanacak bir Türkiye istiyoruz biz. Çoluk çocuğumuzla, komşularımızla, mahallemizde, kentimizde, Türkiye’mizde barış içinde yaşamak istiyoruz. 

Tabloyu milletimizin önüne koydum. Bu tabloda bir rakam bile yanlış değil. Bu tabloda her şey gerçek. 

Karamsar bir tablo olduğunu biliyorum. Ama asla ve asla umutsuz değiliz. Bu tabloyu yakıp geçeceğiz. Yaşanacak bir Türkiye’yi elbirliğiyle kuracağız. 

Sevgili yurttaşlarım, bir seçim beyannamesinin ötesinde bir vizyon belgesini bugün milletimin önüne koyacağım. Türkiye, yaşanacak bir Türkiye, onurlu bir Türkiye, yükselen bir Türkiye, barış içinde yaşayan bir Türkiye, komşularına örnek olan bir Türkiye nasıl olacaktır? Bunu anlatacağım bugün size. 

Sevgili vatandaşlarım, 

Yaşanacak bir Türkiye’yi kurmak için 4 ayaklı bir strateji izleyeceğiz.

Stratejimizin birinci ayağında; katılımcı demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, devletin saydamlığı ve hesap verebilirliğini göreceksiniz. Birinci strateji ayağımız bu. 

Bakın değerli arkadaşlarım, neden buradan başlıyoruz. Türkiye ekonomik büyüklüğü itibariyle dünyanın 19. ülkesi. iki yıl önce 17. ülkeydik iki basamak geriledik. Şimdi 19. ülkeyiz. 

Ama insani gelişmişlik endeksine baktığımızda 190 ülke arasında 10. sırada değiliz, 20. sırada değiliz, 30. sırada değiliz, 40., 50. sırada değiliz, 60. sırada değiliz. Tam 69. sıradayız. Bizim hedefimiz, yaşanacak bir Türkiye’yi kurmanın hedefi Türkiye’yi insani gelişmişlik endeksinde ilk 20’ye taşımaktır. Bunu yapabilir miyiz? Yapabiliriz. Kadrolarımız var mı? Var. İnsanımız var mı? Var. Siyasal kültürümüz var mı? Var. Hepsi var. Bunu yapacağız. 

İnsani gelişmişlik endeksinde ilk 20 sırada yer alan ülkelerin tamamında kişi başına gelir en az 45 bin dolar. Bizim gibi ülkeler insani gelişmişlik endeksi düşük olan ülkelerde kişi başına gelir çok daha düşük. Ya gelişmemiş veya az gelişmiş ülke konumunda. 

Eğer bir ülkede demokrasi yoksa, bir ülkede özgürlükler yoksa, bir ülkede can ve mal güvencesi yoksa orada büyümeden, kalkınmadan söz edemezsiniz ve Türkiye orta gelir tuzağına bunun için yakalanmıştır. Ve Türkiye orta teknoloji tuzağındadır şuanda. Bunları aşmak zorundayız.

Değerli arkadaşlarım, 

Neden buradan başlıyoruz? Çünkü gömleğin ilk düğmesini doğru iliklemek zorundayız. Doğru iliklersek aşağıya doğru her şeyi sağlıklı kurabileceğiz.

Can ve mal güvenliği her şeyin önündedir. Can ve mal güvenliğinin güvencesi demokrasi ve hukukun üstünlüğüdür. 

Makul şüpheyle insanların malvarlığına el konulursa, makul şüpheyle insanlar hapislere atılırsa orada demokrasi yok demektir. 

Peki biz demokrasiyi, özgürlüğü, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü nasıl sağlayacağız?

Ne yapacağız bu konuda onları sizlere sayıyorum değerli arkadaşlarım. 

Bir; siyasi ahlak yasasını çıkaracağız. Siyaseti kirlilikten kesinlikle arındıracağız.

Bu ülkeye sözüm söz bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz. Ahlaki değerleri yüksek olan bir demokrasiyi getireceğiz bu ülkeye. Yeni bir siyaset kültürü getireceğiz. 

Siyaset asla zenginleşme aracı olmayacak. Siyaset halka hizmet etme aracıdır. Biz siyaseti halka adanmışlık olarak biliyoruz ve öyle kabul edeceğiz. Bu kültürü bu ülkeye kesinlikle getireceğiz. Nasıl? Siyasi ahlak yasasını çıkararak.

İki; 12 Eylül askeri darbesinin mirası olan ve demokrasimizde derin yaralar açan darbe yasalarını tümüyle ortadan kaldıracağız.

Bir garabet şey var %10 seçim barajı. %10 seçim barajını kaldıracağız milletin iradesini TBMM’ye aynen yansıtacağız. Anayasamızda ne diyor? Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyor. TBMM Genel Kurulunda ne yazılı? Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyor. Peki %10 seçim barajını egemenliğin üzerine vesayet düşürüyorlar. Bunu kaldıracağız. Sözüm söz CHP iktidarında kalkacaktır bu. 

Başka? Milletin vekillerini liderler değil, milletin vekillerini milletin kendisi seçecek. Bunun sözünü veriyorum. Lider sultasına son vereceğiz. Türkiye’de lider sultası olmayacak artık. 

Yaklaşık 5 milyon yurttaşımız yurtdışında yaşıyor. Bunlar oy kullanıyorlar. Ama kendi milletvekillerini seçemiyorlar. Siyasi partiler yasasını değiştireceğiz yurtdışı seçim çevresi getireceğiz. Yurtdışındaki vatandaşlarımızda kendi milletvekillerini TBMM’ye gönderecekler. 

Adli kolluğu getireceğiz Adalet Bakanlığına bağlı. Böylece soruşturmalarda siyasetin gölgesini kaldıracağız.

Hakça sorgulamalar olacak. Gizli tanık uygulamasına kesinlikle son vereceğiz.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu ikiye ayıracağız. Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu olacak. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ayrı bütçeleri olacak. 

Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarının Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulunu etkilemesini ortadan kesinlikle kaldıracağız. 

Avukatları ve savcıları, iddia makamıyla savunmayı aynı düzlemde karşılıklı oturtacağız. Birisi hakimin yanında olmayacak. Eşitleyeceğiz bunları. 

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber