CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ve emekli Orgeneral Saldıray Berk'in de aralarında olduğu 14 sanığın 'terör örgütü üyeliği' suçundan yargılandığı davada, Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Cihaner meselesinde 6. defa zorla getirme müzekkeresi yazılmasına karar verdi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu salonundaki duruşmaya, sanık İlhan Cihaner ve duruşmadan vareste tutulan Saldıray Berk katılmazken, kimi sanıklar ve sanık avukatları hazır bulundu. CHP İzmir Milletvekilleri Rıza Türmen ve Mustafa Balbay, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin de izlediği duruşmada, Daire Başkanı Hüseyin Eken, oturum içerisinde dosyaya giren belgeleri tutanağa geçirdi.

Buna göre, İlhan Cihaner'in zorla getirilmesine ait müzekkereye Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün 1 Temmuz 2014'te yanıt verdiği, cevap ekinde TBMM Başkanlığının, 'Anayasanın 83. ve 87. maddelerinde zorla getirme kararının milletvekiline tebliğ edilmesi ve düzenlenecek tebliğ-tebellüğ belgesinin yetkili makama gönderilmesi hususunda bir hüküm olmadığı, bu durumda başkanlıklarınca yapılacak bir muamele bulunmadığına' ait yazısına yer verildiği belirtildi.

Erzincan Emniyet Müdürlüğünün, kimi saklı tanıkların ve yakınlarının koruma tedbirlerinin uzatılıp uzatılmaması konusunu daireye sorduğu tutanağa geçirildikten sonra sanık avukatlarına söz verildi.

Cihaner'in avukatı Turgut Kazan, koruma tedbirleri uzatılıp uzatılmayacağı sorulan saklı tanıkların bu davayla merakı bulunup bulunmadığını bilmediklerini kaydederek, 'Klasörlere bakmamız lazım. Beyanda bulunmak için zaman istiyoruz' dedi.

Sanık avukatlarından Zeynel Yüksel de saklı tanıkların birçoğunun hüviyet bilgilerinin ortaya çıktığını belirterek, gizli tanık sıfatlarının uzatılmasında fayda görmediklerini söyledi.

Avukat Deniz Aksoy ise gizli tanıklara baskı yapıldığından bahisle kimi insanlar meselesinde Erzincan Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığını ve saklı tanıkların kimliklerinin açığa çıktığını kaydederek, 'Emniyetçe koruma Önlem kararları uzatılması istenen son iki tanığın dosyamızda ifadeleri yok. Bunlarla ilgili Erzincan'daki tutanakların getirtilmesi şeklinde bu kişilerin bu davanın da saklı tanıkları olup olmadığını anlayabileceğiz' diye konuştu.

Sanık avukatlarından Mustafa Güler, saklı şahitler Takvim ve Cesur'un bu dosyada beyanı bulunmadığını söyleyerek, Avukat Aksoy'un taleplerine azda olsa katılmadıklarını anlatım etti.

Cihaner'in avukatı, 2 karara işaret etti

Cihaner'in avukatı Kazan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, geçen günlerde verdiği takipsizlik kararı ile Anayasa Mahkemesinin, eski Yargıtay Daire Başkanı Hasan Erdoğan kararlarının, bu davayı yakından ilgilendirdiğini söyledi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, takipsizlik kararında, 'hukuka müsait delil' tartışmasının uzunca yapıldığını anlatım etti.

Kazan, kararda, 'ucuz yoldan' dinleme kararı alınabilmesi için suç örgütü suçlaması yöneltildiği, lakin tahkikat neticesinde örgüte ulaşılamadığının anlatıldığını aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:

'(Bu dinleme kararları, örgüt olmadığı için hukuka aykırıdır) deniliyor. Dolayısıyla yargıç kararıyla hazırlanmış o dinlemelerin kullanılamayacağını belirterek, takipsizlik kararı veriyor. Savcılık böyle bir münakaşa yaparak, takipsizlik kararı veremez. Bunu ancak mahkeme yapabilir. Anayasa Mahkemesinin Hasan Erdoğan kararına oranla de Adalet Başmüfettişinin dinleme isteme yetkisi olmaması nedeniyle onun arzusu üstüne verilen dinleme kararı hukuka marjinal yoldan sağlanmış delildir, değerlendirmesinde bulunuluyor. Yani, 'Yargıç kararıyla yapılsa dahi bu dinlemeler geçerli değildir, kullanılamaz' deniliyor. Hukuk yalnız yargıtay daire başkanı ve AKP kurucusu için mi geçerlidir? Öyleyse bu soruşturmada başsavcı meselesinde tahkikat yapma yetkisi olmayan Osman Şanal tarafından delil diye karşınıza sunulanları nasıl kullanacaksınız?'

Yurt Atayün'ün cevabı

Kazan, var davanın, 'kumpas' tartışmasının ilk halkası olduğunu ileri sürerek, 'Müvekkilimin, başsavcılık odasından yaka paça götürülmesiyle kumpasın ilk adımı atılmıştır. Çünkü kumpas, ele geçirilen Emniyet ile birlikte yargıyı, MİT'i ve silahlı kuvvetleri ele geçirme planıydı' diye konuştu. 

'Emniyet, yargı ve savcı üçlüsünün, geçen çağda suç örgütüne dönüştüğünü' savunan Kazan, Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğüne, kimi adların 'terör örgütüyle bağlantısının araştırılması' için yazdığı yazının 5 gün içerisinde cevaplandığını, cevabın verenin, geçen günlerde gözaltına alınarak, tutuklanan zamanın İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün olduğunu anlattı.  

Kazan, Ergenekon davası sanıklarından Veli Küçük'e selam verenlerin Ergenekon üyeliğiyle suçlanırken, Fahri Kasırga'nın 'hızla yükseldiğini, hızla geliştiğini' söyledi. 

Bu davanın dayandığı delillerin hiçbirisinin hukuka müsait olmadığını iddia eden Kazan, 'Hiç diğer bir eleştiri faaliyeti yapmadan, müvekkilimin sorgusunu almaya lazım duymadan derhal beraat kararı verilmesini istiyorum' dedi.

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Beytullah Metin, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 'Ergenekon' ana davasına ait gerekçeli kararının incelenmesinin sürdüğünü belirtti. 

Sanık avukatlarının, saklı tanıklarla ilgili karşılaştırma ve incelemeye ait zaman istemlerinin kabulünü istek eden Metin, eksiklerin giderilmesi isteminde de bulundu.

Cihaner meselesinde bir defa daha zorla getirme müzekkeresi

Daire, sanık Cihaner'in savunması alınamaması ve dosyanın olduğu evre nedenleriyle hemen beraat kararı verilmesi talebini reddederken, Cihaner'in ati oturum duruşmada hazır edilmesi için meselesinde yine zorla getirme müzekkeresi yazılmasını kararlaştırdı.

Bazı sanık avukatlarının saklı tanıklarla ilgili taleplerinin de reddine karar verici daire, dosya içeriğine göre, saklı şahitler Can ve X hakkındaki koruma tedbirlerinin sürdürülmesini, bunlarla ilgili yazışmaların Yargıtay Başkanlığınca yapılabileceğinin Erzincan Emniyet Müdürlüğüne bildirilmesini kararlaştırdı.

Diğer saklı şahitler Cesur ve Takvim'in dosyada saklı Şahit şekilde ifadelerine rastlanmadığı gerekçesiyle bu tanıklarla ilgili yazışma yapılamayacağının bildirilmesini kararlaştıran daire, saklı Şahit Can'ın ağabeyi, benzeri ve çocukları ile saklı Şahit Göyne'nin korunmasına ait Önlem kararının, ağır ve mühim bir tehlike olmadığı gerekçesiyle kaldırılmasına karar verdi.

Gizli Şahit Fırat ile Fatih Kutbay ve Avukat Kazan'ın daha evvela dinlenmesini istediği Yozgat nüfusuna kayıtlı, 1977 doğumlu Dursun Çiçek ve Ferhan Murat'ın Şahit şekilde dinlenip dinlenmeyeceğinin daha sonra karara bağlanmasına hükmeden daire, sanıkların savunmaları yapılmasından sonra hükme temel olabilecek bilgi ve belgelerin okunması ile tanıkların dinlenmesinin değerlendirilmesini kararlaştırdı.

Duruşma, 12 Aralık 2014'e ertelendi.