Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Sumru Çelikcan

Dedikodu

26 Mayıs 2007 - 14:55 Yorum: 4

Malatya kimsenin yadsıyamayacağı kadar güzel, nezih bir memlekettir. Evet, memleketimizi hepimiz çok seviyoruz. Fakat seviyor olmamız, olumsuz yanlarını görmemize engel olmamalı, olmamalı ki yanlış gördüğümüz şeyleri düzeltebilelim. Dedikodu hayatımızda herkesin benimsediği bir gerçek oldu artık. Hatta dünyada adını dedikodu koyduğumuz eylem zaman zaman yapmak tatlı olsa da, çoğu zaman iftira boyutuna gelip çok insanın canını yakabiliyor.

Gerek magazin programlarında, gerekse kendi arkadaş toplantılarımızda kısacası hayatımızın her alanında dedikodu yapmaya vaktimiz var. İş yerimizle ilgili, arkadaşlarımızla ilgili, herkesle ilgili kuracak bir iki cümlemiz olur genelde, iyi ya da kötü. Bu konuşmalarda haklıya hakkını vererek konuşuyorsak, eyvallah. Fakat tüm kötü duygularımızla birilerinden duyduğumuz şeyleri, üstüne birazda abartma sanatımızı ekleyerek yaptığımız tüm konuşmalar dedikodunun ta kendisidir. Birinin bilip bilmeden yaptığı yanlış bir konuşma bir de bakıyorsunuz ki facia haline gelmiş. Bu seferde çık bakalım o işin içinden çıkabilirsen. Biliyoruz ki yalan yalanı doğurur. Dolayısıyla bir ağızdan çıkan yanlış bir kelimeyi düzeltebilmek o kadar zor ki. Yalanlar zinciri bir başladı mı ağızdan ağza sakız gibi dolaşan bir dedikodu furyasının içinde buluveriyor kendini insan.

Dediğim gibi bu durum dünyada kabullenilmiş bir olgu. Ancak Malatya da nedense had safhada. Acaba ilimizin küçük, herkesin birbirini tanıyor olmasından mı kaynaklanıyor. Hal bu ki tam tersi olmalı. Küçük bir memlekette yaşıyorsak ve herkes birbirini tanıyorsa daha çok kenetlenmeli ve aynı toprağı paylaştığımız insanların mutsuzluklarıyla mutlu olmamalıyız. İnsan ne niyet güderse hayatı boyunca onu yaşar. Hırslarımız, başkalarıyla yarışlarımız olacak fakat önemli olan bunu yaparken hırslarımızın mantığımızı geçmemesi gerekir. Bunu yapan kimseye zarar vermeden, dedikoduyu iftira boyutuna getirmeden, kimsenin canını acıtıp üstüne basarak bir yerlere gelmeye çalışmayan, kendileriyle yarışan ve amaçlarına ulaşan insanları takdir ediyorum. İş hayatında, siyaset hayatında, arkadaşlar arasında her alanda hayatımızın gerçeği olan dedikoduyu, yani gerçek dışı iftiraları bir kenara bırakalım da huzur içinde, kimsenin ahını almadan yaşayalım. Enteresan olan bir şey daha var ki, kim kimin hakkında konuşsa ertesi gün yüzüne hiç utanmadan bakabiliyor. Tabi bu da ayrı bir pişkinlik örneği. Bu yazıyı okuyup da bunları yapan insanların birazcık yüzü kızarır umarım.

Dedikodu, boş hayatta hiçbir yerleri hiçbir zaman olamayacak, sayılmayacak insanların işidir. Zaman zaman cinayetlere bile neden olan iftira boyutundaki dedikodulara dur diyelim ve kimsenin kimseyi bizim yanımızda atmasına, dedikodusunu yapmasına müsaade etmeyelim. Unutmayalım ki, bizim yanımızda hiç çekinmeden dedikodu yapan insan yarında gidip bir başkasına bizim dedikodumuzu yapacaktır ve bu zincir böyle devam edecektir. Herkesin kendiyle yarıştığı, kardeşçe, bütünlük içinde olduğu bir Malatya dileğiyle…

YAZARIN DİĞER YAZILARI