Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Ramazan Durmuş

Ders alabilenlere!

17 Şubat 2010 - 13:07 Yorum: 9

Tarih boyunca yerlerde sürünen bir kent Doğanşehir... Ama Cumhuriyet ile birlikte kendini bulan kent... Viranşehir"den Gülşehir"e ve Doğanşehir"e uzanan bir öykü...

Ankara, “2010 Doğanşehir Gündemi Forumu” ve “Polat Türkü Paneli”ne ev sahipliği yaptı. Yıllar önce Tarihi Opera Binası önünde davul-zurna eşliğinde Türkiye Şampiyonu olan Polat Halk Oyunları Ekibi"nin başarısının coşkusundan sonra yeni bir coşku yaşamak istiyordum!

Kurulması için kendince yıllardır hasret çeken, heyecan duyan, kurulunca kenara atılan biri olarak “Gel” diyen olmasa da böyle önemli bir günde mutlaka olmalıydım. 

Ankara Doğanşehirliler Derneği organize etti toplantıyı... Yönetim, bir ilki gerçekleştirirken elbette hatalar da olacaktı! Oldu da... Milletin vekili toplantıyı şereflendirdi, Doğanşehirli olmayınca (!) büyük bir ayıp işlendi.

Evet, toplantıya Milliyetçi Hareket Partisi"nden Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz de katılmıştı. Ama nedense birkaç dakikalık da olsa “Milletin vekili”ne söz verilmedi. Ve, Doğanşehir misafirperverliğine bu yapılanlar hiç yakışmadı.

Ankara"da Çankaya Yokuşu"na tırmanan Cinnah Caddesi"ndeki Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Merkez Birliği"nin salonundaki bu önemli toplantıya Doğanşehir"den, Malatya"dan, Mersin"den, İzmir"den, İstanbul"dan, Eskişehir"den de ilgi vardı.

Toplantının ilk gününde Kaymakamlık, Belediye Başkanlıkları çalışmaları ve planları konusu işlenmek üzere gerçekleştirildi. Başkanlığını Prof. Dr. Yalçın Karatepe"nin yaptığı oturumda, Doğanşehir Kaymakamı Cevdet Atay, Doğanşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaman, Erkenek Belediye Başkanı Mehmet Bayram, Polat Belediye Başkanı İsmet Güzel, Söğüt Belediye Başkanı Mesut Sülü ve Kurucaova Belediye Başkanı Mehmet Karakaş konuşma yaptı.

Birinci oturumda söz alan Polat Belediye Başkanı İsmet Güzel"in Osmanlı"nın Karye-i Polat"ın içler acısı halini dillendirişi yüreğimi kanattı. Tarihte 22 köye merkezlik yapan Karye-i Polat, şimdi Doğanşehir"in en az nüfuslu bir köyü olup çıkmıştı!

2010 Doğanşehir Gündemi Forumu"nun birinci gün programı sonrasında akşam ise eğlence vardı.

Eğlence bölümünde yoktum, çünkü eğlenecek halimiz yoktu! Eğlenmek için eğlenmeyi hak etmek gerekiyordu!

Ama duydum ki düzenlenen geceye katılan misafirler, Sanatçı Mehmet Seske ve Talip Ürkmez"in türküleriyle halaylar çekip eğlenmişler.

İkinci gün çok önemliydi!

Sahipsiz Polat"ın sahipsiz türkülerinin tarumar edilişi tartışılacaktı. Polat türkülerinin yaşadığı çilelerin tartışıldığı panelde Oturum Başkanlığını Prof. Dr. Ünver Nasrattınoğlu yaparken konuşmacı olarak Hekimhanlı Süleyman Özerol vardı. Özerol, “Polat türküleri ile Arguvan türkülerinde benzerlikler ve etkileşimler”den söz etti. Sonra Polat türkülerini sahiplenişiyle dikkatleri çeken Türk Halk Müziği Sanatçısı Mehmet Seske, yine Polat"ı sahiplenen bir konuşma yaptı. Sonra bir başka konuşmacı, Muharrem Temiz konuştu. Sonrasında da MESD Başkanı Mehmet Balkış ve İnönü Üniversitesi"nden Yrd. Doç. Dr. Ramazan Kamiloğlu katıldı.

Konuşmacıların söylediklerinden hafızalarda kalanları aktarmadan önce kendi görüşümü aktarayım:

Şu gerçek asla unutulmamalıdır; Polat"ın tarihini bilmeyen Polat havalarını da bilemez! Her ne kadar Polat, Doğanşehir"in bir beldesi ise de bu tarihi belde unutulmamalıdır ki 1946"larda Akçadağ"dan Doğanşehir"e nakledilmiştir.

Konuşmacının biri, bugüne kadar yazdıklarına itiraz edilmemesinden cesaret aldığını açık açık itiraf etti; gerine gerine Polat havaları için “eğlenceye hitap ediyor” dedi! Ağlatan türkülerimizi eğlencelik yapanlara güldüm tabi!

Şaştım, kaldım!

“Türkmen Kenti” Polat"ın dere havaları dinleyenleri ağlatırken nasıl eğlenceden söz edilebilir ki? Söz konusu konuşmacı da Polat havalarının varlığını 1984"ten bu yana bildiğini itiraf etti ki, yaşı da 50"lerde zaten...

Polat havalarını en iyi dillendiren Battal Küpeli"nin, Hanifi Ünver"in, Kör Kadir"in, Ufuk Erbaş"ın, Fehmi Günaydın"ın varlığından hiç söz etmedi, nedense bu konuşmacı!

Sonra değerli sanatçı Mehmet Seske söze başladı da içimdeki öfke ve kırgınlık savruldu, gitti. Sayın Mehmet Seske, konuşmacının tersine Polat türkülerindeki özellikleri tek tek sıraladı. Bu türküleri dillendiren yukarıda saydığım isimleri yadetti. Seske, “Söylenenler doğru değil. Polat türküleri başka bir şey... Ne Arguvan"a ne de Barak"a benziyor” derken bir Polatlı olarak adeta gönlümü okşadı. Öyle ya gerçek de bu değil miydi zaten! Yapılmak istenen Polat türkülerinin hakkını vermek değil mi idi?

Polat türkülerinin “Kırık” olduğunu iddia edenleri açıklamaları ile utandıran Sayın Mehmet Seske, Polat türkülerinin kaynaklarını yadederken de alkışlandı. Arguvan havalarını çalıp söylemekle suçlanan rahmetli Battal Küpeli"nin hakkını verirken de buna inanmak istemeyenlere gerçekleri haykırdı. Gerçekten de Polat havalarını Battal Küpeli"den dinlerken bir başka oluyor insan... Yani Polat türkülerini Polat"tan çıkan sanatçılardan ya da şiveyi değiştirmeden söyleyen namuslu sanatçılardan dinlemek geriyor. “Etek sarı sen etekten sarısın”ı “Sarısan” yapanlar gibi!

Sonra Polat Belediye Başkanı İsmet Güzel konuşacaktı; program öyle idi. Ama Başkan Güzel, ilk günün aksine ortalıkta görünmüyordu. Öksüz Polat"ı iyice öksüz bırakmıştı!

Daha sonra söz alan Muharrem Temiz, “Polat ağzı yok demedim” diyerek bir hakkı geri verdi! Sayın Temiz, Arguvan türkülerini anlattı; Polat"ın sahipsizliğini acı bir şamar gibi yüzümüze vurdu.

Panelin son bölümlerinde şu sözü salonun duvarlarında yankılandı! Konuşmacı, “Yahu Polat"ın tarihine birileri 240 yıl, birileri bir asır diyor. Siz daha tarihinizi bilmiyorsunuz” derken sanki Polat türkülerini sahiplenmek de neyin nesi der gibiydi! 

Bir diğer konuşmacı, İnönü Üniversitesi"nden Yrd. Doç. Dr. Ramazan Kamiloğlu, Polat türkülerinin varlığını henüz bir hafta önce öğrendiğini itiraf ederken, sanıyorum benim gibi salonda bulunan Polat aşıklarının da yürekleri parçalanmıştır her halde! Sayın Kamiloğlu, yoğun bir tempoda Polat türküleri için çalışacağını ifade ederek yüreklerimize su serpti!

Son konuşmacı, Malatya Müzisyen Eğitimciler Sanat Derneği (MESD) Başkanı Mehmet Balkış, parçalanan yüreklerimize bu kez merhem oldu. Sayın Balkış"ın konuşması dikkat çekiciydi. Sadece Ufuk Erbaş"ın Polat"tan 30"a yakın derleme yaptığına dikkat çeken MESD Başkanı Mehmet Balkış, Polatlılara güzel bir ders verirken, şöyle dedi:

“-Evet, Arguvan bir ekol ama Polat"ı da kenara atmayalım. Polat henüz kendini ispat edemedi.

Polatlılara sitem ediyorum. Düzenlediğimiz yarışmalarda 2 Polatlı gencimiz birinci oldu. Ne Polatlılardan, ne Belediyeden ne de Doğanşehir"den bir teşekkür alamadım. Bu bakımdan Polat"ın çok eksisi var. Polat"a has 20 eser kaynakları ve notalarıyla birlikte bende kayıt altında.

Sadece Ufuk Erbaş 30"a yakın derleme yapıyorsa gerisini siz düşünün. Polat"ın da hakkı verilmelidir. Bilmiyorlar demeyeyim ama Polatlılar hak almada maalesef beceriksizler!”

Evet, bir önemli toplantı böyle sonuçlandı. Birileri ev ödevinden söz etse de suratlarımıza indirilen ağır bir şamardı!

Umarım gereken dersi hep birlikte almışızdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI