Kayseri Erciyes Üniversitesini incelediğinizde, kişilerin adlarıyla anılan fakülteler, hastaneler, hastane yataklı servisleri, poliklinikler, ilköğretim okulları vb. görülmektedir. Kayserili hayırseverlerin Erciyes Üniversitesine yaptıkları yatırım miktarı 100 milyon dolara yaklaşmış durumdadır. Devlet bütçesi dışındaki kaynakların eğitimin hizmetine aktarılması, iş dünyası ile üniversite arasında kurulan dayanışma tüm ülkeye model olmaktadır.
Ülkemizin diğer üniversitelerine iş dünyasının katkısı sınırlı kalmaktadır. Örneğin Malatya İnönü Üniversitesinde ve Turgut Özal Tıp Merkezinde varlıklı Malatyalıların yaptığı katkı hemen yok denecek kadar azdır.
Neden varlıklı Malatyalılar doğdukları şehirdeki İnönü Üniversitesine yatırım yapıp adlarını bir yüksek eğitim kurumunda ölümsüzleştirmiyorlar?
Buradaki neden, bağış yapacak zenginlerin yeterli sayıda olmaması, zenginlerin bağış yapmak istememesi olamaz.
Kimyasal olaylarda reaksiyona girmeyen fakat o olmazsa reaksiyonun oluşmadığı bir madde vardır. Onun adı da enzimdir. Enzimler kimyasal reaksiyonda tetikleyici rol oynarlar.
Konumuza gelirsek, iş dünyası ile üniversite arasında bir tetikleyici enzime ihtiyaç vardır. Tetikleyici enzim rolünü alacak bu kişiler reaksiyonun gerçekleşmesine başka bir deyişle iş dünyasının üniversiteye yatırımında rol oynayacaktır.
Bu durumda hem doğduğu toprakla ödeşmek isteyen zenginler hem de üniversiteler karlı olacaktır.