Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Efendisiz Türkiye!

05 Nisan 2009 - 09:18 Yorum: 1

Sözlükler, Yunanca"dan Türkçe"ye “Efendi”yi, “Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse” diye açıklar.

Bakın birileri de “Efendi”yi yazmıştı da herkes birbirinden şüphelenmişti!

Ama benim insanımın “Eğitim görmüş kişi için adlardan sonra kullanılan unvan” olarak yıllar yılı yaptığı tarifi hiiiç umursamamıştı!

Şimdi “Dünyanın Efendisi” unvanını IMF"ye bırakmak zorunda kalan ABD"nin Başkanı"nın Türkiye ziyareti de denk gelince “Efendisiz Türkiye” kararlılığımı sizlerle paylaşmak istedim.

Bu “Efendi” işine nereden takıldın diye soracaksanız, hemen anlatmaya başlayayım!

Gazetelerden başlıklar...

“…Obama, muhalefet liderlerini birlikte kabul etmek istedi.”

“...Başbakan, aile fotoğrafında Obama ile yan yana durdu!”

“…ABD Başkanı Barack Obama ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ayakta bir süre samimi, ancak ciddi bir biçimde aralarında konuştukları gözlendi.”

“…Obama, Başbakana gülümsedi!”

Bu gazete başlıklarında hissettiklerimi sahi sizler de hissediyor musunuz? Ne güzel de, “Evet efendimcilik” oyunu sergiliyorlar!

Yukarıdaki örneklemeleri uzatıp gidebiliriz. Ama gerek yok, kim ki “Efendi” arıyor; bizim işimiz olmaz!

Çünkü Türk"e “efendi” olmaz! Bu bir!

* * *

Özelleştirme hayranlarına da acil bir not iletelim...

Son hesaplamalara göre Türk bankacılık sektörünün yüzde 50"si yabancıların eline geçti. Özelleştirme sevdalısı AKP hükümeti, şimdi iki bankayı daha elden çıkardı, çıkaracak. Varın, siz ondan sonrasını!

Ama yook, durun bakın ve özelleştirme hastalarının içyüzünü görün:

Biliyor musunuz Avrupa"da bankacılık sektöründe yabancı sermaye oranı ortalama olarak yüzde 20"i geçmiyor.

İşte örnekler;

Almanya yüzde 5, İtalya yüzde 8, İspanya yüzde 10, Hollanda yüzde 11, Danimarka yüzde 17, Avusturya, Fransa ve Yunanistan yüzde 19.

Gerisini artık siz düşünün!

Yüce Önder Mustafa Kemal “İktisadi bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmaz” diye boşuna mı bar bar bağırmıştı?

Örnekleri çoğaltalım;

Unutmayın, ekonomik bağımsızlığımız olmadığı için, 1854 Kırım Savaşında, 3 milyon altın borç veren İngilizlerin efendiliğini kabul etmiştik.

Birinci Dünya Savaşı sırasında da bize 5 milyon altın veren Almanlar “Efendimiz” oldular. 1950"lerde de malum Marshall yardımı ile ABD “Efendi” rolünü üstlendi. Şimdilerde ise IMF...

Peki, “Efendisiz” yaşadığımız dönem yok mu; elbette var. O da 1923"ten 1937"e kadarki Cumhuriyet dönemi!

Hala “Zafer” mi yoksa “Hezimet” mi olduğuna karar veremediğimiz Lozan masasında Lord Curzon"un “Bir gün bu istediklerimizi bugün değilse bile ilerde bize verirsiniz” dileği acaba bu günlerde gerçekleşiyor mu?

Yıl, 1920… Tarih 31 Temmuz… Yer; Afyon!

Bakın Büyük Önder Atatürk ne diyor:

“…Arkadaşlar!

Milletler bağımsızlıklarını hiç kimsenin lütuf ve atıfetine borçlu değildir. Hiç kimse kimseye, hiçbir millet diğer millete hürriyet ve bağımsızlık vermez. Milletlerde tabiaten ve yaratılıştan mevcut olan bu hak, milletlerce kuvvetle, mücadele ile mahfuz bulundurulur. Kuvvetli olmayan, dolayısıyla mücadele edemeyen bir millet, mahkum ve esir vaziyettedir. Böyle bir milletin bağımsızlığı gasp olunur.”

Ve, bağımsızlık savaşımızın önsözü olan Çanakkale"de “Efendisiz Türkiye” için ölenler, bugün mezarlarından kalkıp bize neden öldüklerini sorsalar, acaba ne cevap verirdik!

Sahi, Türk"ün vatanını efendilerine peşkeş çekmek isteyenlere moda deyimle “Dur, bir dakika!” diyebileceğimiz günler ne zaman gelecek?

TÜRK, “EFENDİSİZ” YAŞAR!

TÜRK MİLLETİ “EFENDİSİZ TÜRKİYE” ÖZLER!

“Efendi” hayranlarına duyurulur!

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI