Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Türkiye 19 Nisan 2015 - 08:35 Yorum: 0

Ekonomideki şu andaki bu geçici kriz aşılacaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu aralar kur sebebiyle zannediyorum 800 milyara kadar düştü. Ekonomideki şu andaki bu geçici kriz Allah'ın izniyle aşılacaktır." dedi.

Ekonomideki şu andaki bu geçici kriz aşılacaktır

Kocaeli’de yapımı tamamlanan tesis ve projelerin toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Parlamentosu’nun sözde Ermeni soykırımını tanıyan kararını hatırlatarak, “Daha Papa yaptığı yanlışı düzeltmeden bu defa Avrupa Parlamentosu benzer bir hezeyanı sergiledi. Avrupa ülkelerinin bir kısmında da benzer hezeyanlara eskiden beri şahit oluyoruz” dedi.

Seka Park’taki Kocaeli Bilim Merkezi’nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açılışlarını gerçekleştirdikleri yatırımların, Kocaeli’ne, ülkemize ve milletimize hayırlı olması dileğini ifade ederek, toplam yatırım bedeli 537 milyon lira olan 92 eserin toplu açılışının yapıldığını söyledi.

İstanbul’dan helikopterle gelirken devam eden çalışmaları havadan görme fırsatı bulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Köprüyü, Körfez geçişini, tabliyeleri yukarıdan gördük. Rabbime hamd ettim, 'Yarabbi, sana sonsuz hamdolsun, bize bu günleri gösterdin' dedim. Artık bu Körfez'i dolaşmadan, hemen köprüden karşıya geçmek suretiyle ister Karamürsel ve Yalova, ister İzmir, Bursa; nereye gideceksen git, artık yollar kısaldı” diye konuştu.


“TÜRKİYE, MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNİN ÜZERİNE ÇIKACAK”

“Yol medeniyettir. Yolun varsa medenisin, yolun yoksa o zaman gayri medenisin” düşüncesiyle çalıştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte biz bunları ülkemize yaşattık, yaşatıyoruz ve yaşatacağız. Türkiye, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkıyor ve çıkacak” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’ta yapılan Cumhurbaşkanı seçimine değinerek, alandakilere "Yüzde 58,5 oy oranıyla şahsıma gösterdiğiniz teveccüh sebebiyle Kocaeli'ye, sizlere tek tek şükranlarımı sunuyorum. İnşallah Kocaeli'nin bize verdiği desteğe, gösterdiği itimada, güvene layık olacağız" diye seslendi. Cumhurbaşkanı olarak, 17'nci il ziyaretini Kocaeli'ye yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kente gelerek kendisine oy verenlere şahsen teşekkür etmek istediğini belirtti. "Kocaeli ile bizim muhabbetimiz hem çok eski, hem çok güçlü" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son 3 Ağustos'ta, cumhurbaşkanı seçiminin hemen öncesinde kente geldiğini hatırlattı.

“KOCAELİ İLE PAZARA KADAR DEĞİL MEZARA KADAR BERABERİZ”

Yerel seçimden önce de 23 Mart 2014'te miting için Kocaeli'ne geldiğine, 15 Mart 2014'te İstanbul-İzmir Otoyolu Dilovası Hersek Burnu geçişi asma köprü kule temelleri batırma törenine katıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Mart 2013'te de Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunun İzmit Körfez Geçiş Köprüsü'nün temel atma töreni için Kocaeli'ne geldiğini kaydetti. Başbakanlığı döneminde her fırsatta Kocaeli'ne geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Sizlerle hasret giderdim, yaptığımız hizmetlerin sevincini paylaştım. Kocaeli ile pazara kadar değil mezara kadar beraberiz. Bu yolculuk böyle bir yolculuk. Sıradan bir yolculuk değil. Kocaeli ile benim bağım sadece bu dönemle sınırlı değil, ilk gençlik yıllarımdan başlayarak, hep Kocaelili kardeşlerimle yol yürüdüm, onlarla kader arkadaşlığı yaptım. Hamdolsun Kocaeli de, hayatımın tüm önemli dönüm noktalarında bu kardeşlerinin yanında yer aldı, teşvik etti, destekledi. Biz de sizlerin bu kadirşinaslığına layık olmak için elimizden geleni yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Bir kez daha vefanız, muhabbetiniz, güçlü desteğiniz için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Türkiye'yi bugünlere hep birlikte getirdik, inşallah ülkemizi 2023 hedeflerine de yine hep beraber ulaştıracağız. Yeni Türkiye'yi Kocaeli ile birlikte inşa edeceğiz.”

“KOCAELİ SADECE TÜRKİYE’NİN DEĞİL, TÜM COĞRAFYANIN SESİ”

Kocaeli'nin, sadece Türkiye'nin değil tüm coğrafyanın sesi olduğunu, 150 yıldır Balkanlar, Kafkasya ve Anadolu'nun her yerinden gelen kardeşlerine kucak açtığını, onlara ev sahipliği yaptığını söyledi. Alandakilerin sloganları üzerine Erdoğan, imam hatiplilerle beraber olduklarını, onları hiçbir zaman yalnız bırakmadıklarını ve bırakmayacaklarını ifade etti. "Gerek imam hatip davası, gerek meslek liseleri davası, davamız oldu. Ve bununla birlikte ülkemizde eğitim meselesini en üst düzeyde ele aldık" diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geldiğimiz noktada hamdolsun, artık katsayı diye bir sorun kaldı mı? Artık istediğiniz üniversiteye gitme hakkınız ve şansınız var mı? Öyleyse bundan sonra sizden bekliyoruz. Çok çalışacağız ve en ideal yerlerden inşallah mezun olarak, bu millete hizmete edeceğiz. Sizleri ahlak, fazilet ve erdem yarışında önde görmek istiyoruz. Onun için de sizlerden özellikle gayret istiyoruz ve sizler birliğin, beraberliğin ve dayanışmanın abidesi olacaksınız" dedi.

Geçen hafta Avrupa Parlamentosu’nda, Ermeni tehcirinin 100. yılını bahane ederek, yeniden ve daha güçlü şekilde Türkiye'ye saldırılmaya ve milleti karalamaya başladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Papa Francis'in de böyle bir ithamda bulunduğunu ve buna hemen cevabını verdiklerini belirtti. Şimdi yapılan yanlışlığın düzeltilmeye çalışıldığını aktaran Erdoğan, "Daha Papa yaptığı yanlışı düzeltmeden, bu defa Avrupa Parlamentosu benzer hezeyanı sergiledi. Avrupa ülkelerinin bir kısmında da benzer hezeyanlara eskiden beri şahit oluyoruz. Avrupa Birliği parlamentosu, böyle bir karar alsa ne yazar almasa ne yazar" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan'a giderken "Bir kulağımızdan girer öbür kulağımızdan çıkar" dediğini de hatırlattı.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLAN YAKLAŞIK 40 BİN ERMENİ VAR”

Tüm dünyaya, özellikle de Ermenilere seslenmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu meseleyi tarihi temelinden tamamen kopartarak siyasallaştırmak en çok Ermenilere zarar verir. Biz bu kararları alanların, bu yönde beyanlarda bulunanların asıl amaçlarının Ermenilerin hakkını, hukukunu korumak olmadığını gayet iyi biliyoruz. Yahu Ermenilerle yakından uzaktan alakası olmayanların, bu açıklama haddine mi? Nereden çıkıyor bu iş. Şu anda benim ülkemde, resmî Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaklaşık 40 bin Ermeni var. Bir de Ermenistan'dan kaçarak ülkemde misafir ettiğimiz Ermeniler var. Biz onlara zulmettik mi? Biz onlara ev sahipliğini yapıyor muyuz? Ya siz bunları görmüyor musunuz be vicdansızlar, nasıl oluyor da bu açıklamaları yapıyorsunuz? Nasıl oluyor da bunu yapıyorsunuz?"

Bununla ülkemizin zarar etmeyeceğini, insani ve vicdani görevlerini yaptıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı döneminde Van Gölü'nde, Akdamar Adası'nda, Ermeni Ortodoks kilisesini restore ettirmek suretiyle, dünya Ermenilerinin ibadetine kendilerinin açtığını anımsattı.

“TÜRKİYE’YE YÖNELİK HASMANE KAMPANYADAN HİÇBİR ŞEY ÇIKMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki Ermeni vatandaşlara en geniş anlamda sürekli irtibat halinde bulunduklarını da vurgulayarak, "Nasıl oluyor da siz kalkıp böyle bir adımı atıyorsunuz? Tamamen siyasi amaçlarla, tamamen Türkiye'ye yönelik hasmane bir yaklaşımla yürütülen bu kampanyadan hiçbir şey çıkmaz. Yel, kayadan ne götürebilir ki? Ama bu işten Ermeniler çok zararlı çıkar. Bu milletin Anadolu coğrafyasında yüzlerce yıl en sorunsuz şekilde yaşadığı toplum, Ermeni toplumu olmuştur. Ermeniler ne zaman ki bugün sözde soykırım iddialarıyla kendilerini öne sürenlerin oyununa gelmiştir, tahrikine kapılmıştır, işte o zaman aradaki dostluk bozulmuştur" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yüzyılın başında Rusların, Fransızların, İngilizlerin ve bölgede hesabı bulunan diğer devletlerin tahrikine kapılan Ermenilerin, yüz binlerce Müslüman'ın kanına girerek, tehcirin kapılarını bizzat kendilerinin araladığını söyledi. Millet olarak Ermenilerle hiçbir meselelerinin bulunmadığının en büyük ispatının, bugün Türkiye'de çoğu kaçak yaşayan 80 bine yakın Ermeni nüfusu olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim Ermenilere karşı sistematik bir düşmanlığımız olsa her şeyden önce bunlara müsaade etmezdik. Şimdi Ermeniler, bizim vatandaşlarımızla, Türk, Kürt, Arap, Çerkez demeden Ermeniler beraber yaşıyorlar. Şu anda gidiniz bizim Samatya semtine, Kocamustafapaşa'ya, oralarda beraberce birlikte yaşadıklarını görürsünüz" dedi.

Türkiye'nin, kendisine gelen, sıkıntısına, derdine burada derman arayan herkese olduğu gibi Ermenilere de sırtını dönmediğini, kapılarını kapatmadığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemizin Ermeni halkıyla esasta sorunu bulunmadığına işaret etti. Türkiye'deki Ermenilerin, özgürce eğitimlerini aldığını, ticaretlerini yaptığını, siyasi partilerde faaliyet gösterdiklerini, aday olduklarını, kamuda görev alabildiklerini, yani diğer vatandaşların sahip oldukları tüm haklardan eksiksiz yararlanabildiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan iftihar ettiklerini kaydetti.

“TÜRKİYE OLARAK DEFALARCA ERMENİSTAN’A EL UZATTIK”

"Bizimle ve kardeşlerimizle sorunu olan Ermeni diasporasıdır, Ermenistan Devleti'dir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak defalarca Ermenistan'a el uzattıklarını, iyi niyetlerini ortaya koyduklarını ancak Ermenistan, diasporanın ve diğer ülkelerin güdümünden çıkıp kendi siyasetini izleyemediği için netice alamadıklarını söyledi. Ermenistan'a kapılarının hala açık olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sözde soykırım iddiaları ve Karabağ'ın işgali konusunda olumlu adımlar atmaları halinde, kendileriyle her türlü iş birliğine varız. Bu iradeyi, bu cesareti gösterecek Ermeni siyasetçileriyle, Ermenistan yöneticileriyle görüşmeye, konuşmaya daima hazırız. Ama önce Karabağ sorunu hallolacak. Burada Amerika üzerine düşen görevi hala yapmadı. Rusya üzerine düşen görevi hala yapmadı. Fransa üzerine düşen görevi hala yapmadı. Minsk üçlüsü, uluslararası kurumlar, Azerbaycan'ı haklı gösterdiği halde onlar Azerbaycan'ın hukukunu korumadılar. Soykırım meselesini, siyasetin değil tarihçilerin tartışma konusu haline getirdiğimizde, zaten konu büyük ölçüde çözüm yoluna girmiş olacaktır. Bu yaklaşım, Azerbaycanlı kardeşlerimizin de kanayan yarası. Karabağ meselesinin de çözüm yolunu kendiliğinden açacaktır. Bizim duruşumuz bu kadar net, bu kadar açık ama karşımızda çok farklı hesaplarla, çok farklı niyetlerle hareket eden bir kesim var" diye konuştu.

“TÜRKİYE VEFALI BİR ÜLKEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermenilerin bu meselede adeta Türkiye karşıtı cephenin bir piyonu durumuna düşürülmüş durumda olduğunu, bu çağrılarıyla aslında Ermenilere de kendi iradelerine sahip çıkma imkânı verdiklerini vurguladı. Türkiye'nin vefalı bir ülke olduğunu, dostlarına yardımcı olma ve fayda sağlama konusunda Türkiye ile kıyaslanabilecek pek az ülke bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha Ermenilere bu fırsatı değerlendirme çağrısı yaptığına dikkati çekerek, "Gelin beyhude çabaları bir tarafa bırakın. Şayet niyetiniz üzüm yemekse Avrupa Parlamentosu diyor ki 'arşivlerinizi açın'. Bizim arşivler açık. Biz 10 yıldır, 15 yıldır bunu söylüyoruz. Ermenistan'ın arşivi varsa açsın. Başka ülkelerin varsa açsın. Bizimki zaten açık. Ama bunlar Türkiye'yi takip etmiyorlar ki. Elinizdeki belgeleri, dokümanları getirin ortak bir komisyon kuralım. Otursunlar meseleyi tüm yönleriyle araştırsınlar, değerlendirsinler. Objektif olarak adil bir hafızaya ulaşsınlar, biz de yolumuza devam edelim" dedi.

“YALANLAR ÜZERİNDEN MEŞRUİYET KAZANILMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "7 Haziran ve sonrası, terör örgütünün güdümünde siyaset yapan bir partinin genel başkanı çıkmış bu mesnetsiz Ermeni iddialarına iftiralarla sahip çıkıyor. Kendisi bir dönem sokağın, vandalların, şehir eşkıyalarının sözcülüğünü yapıyordu. Şimdi de Vatikan'ın sözcülüğüne soyunmuş. Biz Ermeni diasporasına sesleniyoruz, o buradan kendine vazife çıkarıyor, cevap veriyor. Bunlar kendi vatandaşlarına, kendi milletlerine işte bu kadar yabancılar. Açık söylüyorum. Bunlar dürüst değil. Sözcülüğüne soyundukları o yalanların, ne asıl sahiplerine ne de onlara bir faydası olmaz. Yalanlar, asılsız ithamlar üzerinden meşruiyet kazanılmaz. Şirin görünmeye çalıştıklarınız da size sahip çıkmaz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in grup başkanlarını Avrupa Parlamentosu'na cevap vermeye davet ettiğini anımsatarak, Meclis'teki 3 partinin buna imza attığını kaydetti. "Ama terör örgütünün temsilcisi konumunda olan parti buna imzayı atmıyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar nasıl demokrat? diye sordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradan Kürt kardeşlerine seslendiğine dikkati çekerek, "Hani bunlar Türkiye'nin partisiydi? Hani bunlar Türkiye'yi temsil ediyordu? Bu ucuz siyasete, bu ülkenin prim vermemesi lazım. Önce silahtan umduklarını, terör örgütünün katlettiği on binlerce masum insanın hesabını vermek zorundalar. Bunlar, Diyarbakır'da 40 kişinin ölümüne neden oldukları 6-7 Ekim olaylarının hesabını vermek zorundalar. Ondan sonra çıksınlar 'demokrasi' desinler. Ondan sonra 'özgürlük' desinler. Aksi takdirde kendi meşruiyetlerini sorgulanır hale getirirler. Ben bunu hatırlatıyorum" dedi.

“EKONOMİDEKİ GEÇİCİ KRİZ AŞILACAKTIR”

Türkiye'nin 12 yılda her alanda olduğu gibi ekonomide de çok büyük bir atılım gerçekleştirdiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti iktidara geldiğinde 230 milyar dolar olan gayrı safi milli hasılanın şu anda 840 milyar dolara yükseldiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu aralar kur sebebiyle zannediyorum 800 milyara kadar düştü. Ekonomideki şu andaki bu geçici kriz Allah'ın izniyle aşılacaktır. Analiz şirketleri hedefleri farklı bir şekilde ortaya koyuyorsa da Türkiye sıçramasına devam edecektir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 2030'da, 2 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hasılaya ulaşacağını, bunun için Türkiye'nin kendisine güvenmesi ve çalışması gerektiğini ifade etti.

“GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ İNŞA EDİYORUZ”

Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin güçlü olması şart. Güçlü Türkiye, şart. Biz, şu anda kendi helikopterimizi yapıyor muyuz? Yapıyoruz. İnşallah tankımızı da yapacağız, topumuzu da yapacağız. Şu anda, MİLGEM ile gemilerimizi yapıyor muyuz? Yapıyoruz. Bütün bunlarla beraber güçlü Türkiye'yi inşa ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Ekonomide, son dönemde bir patinaj görüntüsü yaşandığına şahit olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "2008 küresel finans krizi Avrupa ve Amerika başta olmak üzere tüm dünyayı kasıp kavururken hatırlayın, o zaman bir şey söylemiştim, 'Bu kriz Türkiye'yi teğet geçecek' demiştim. Birileri benim bu sözüme karşı çıktı. Bu sözümü istihzayla karşıladı. Peki ne oldu? Gereken tedbirleri aldık, bunları kararlılıkla uyguladık, güven ve istikrar ortamını güçlendirdik, Türkiye'nin rayından çıkmasına izin vermedik. Böylece, 2009'da yaşanan kısmı bir daralma dışında, Türkiye, büyümesini gelişmesini, kalkınmasını sürdürdü. Bugün de diyorum ki bu patinaj uzun sürmez. Hükümetimiz ekonominin, günün ihtiyaçlarına uygun şekilde yeni bir anlayışla, yeni yaklaşımla güçlendirilmesi konusunda yoğun bir çalışma içerisinde. Bu kapsamda yapılan hazırlıklar yavaş yavaş hayata geçiriliyor. Küresel düzeydeki ekonomik çalkantıların da bir dengeye oturmasıyla Türkiye 2023 ekonomik hedeflerine odaklanacak ve daha güçlü şekilde yoluna devam edecektir."

BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ÖNEMİ

Daha hızlı, daha seri kararlar alınabilmesinin önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en ileri ülkelerin sistemde değişime gittiklerini, başkanlık sistemiyle yönetildiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Niye?" sorusunu yönelterek, "Daha seri karar alalım, süratle neticeye ulaşalım ve ülkemizi bir an önce muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkartalım" dedi. Kültürde, siyasi genlerde, örf ve adette aslında bunun bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi bu adımı atmanın gayretiyle bu yolculuğa devam edelim istiyoruz. Bunun için de yeni Türkiye hedefinde yeni anayasa ve yeni anayasanın içerisinde de başkanlık sistemi şart. Bunun için de ne gerekiyor? 367. Ben ne dedim? '400 milletvekili verin ve şu başkanlık sistemini parlamentoda çözelim.' Şimdi bazıları diyorlar ki '400 ile bu olmaz'. Ne diyorsunuz? 367. 400 oldu ne ala, olmadı referandum ve bu referanduma inanıyorum ki benim halkım kalkacak buna 'evet' diyecektir. Şu anda kamuoyu araştırmalarında da bunu görüyoruz zaten. Hızla da buna devam ediyoruz, devam edeceğiz. Başkanlık sistemi noktasında artık çeşitlilik veyahut da çok başlılık, sistemin içerisinde olmayacak, bize de zaman kaybettirmeyecek. Ben diyorum ki bu ucuz siyaseti karşımızdaki bazı muhalif çevreler lütfen artık bıraksınlar. Bunlar şunu düşünüyorlar. Eğer Türkiye başkanlık sistemine geçerse bunların Türkiye'de koalisyonlarda bile yer alması mümkün olmayacak. Bunu görüyorlar. Bunu gördükleri için de buna karşı çıkıyorlar. Hodri meydan, çıkın. Ben cumhurbaşkanı olarak A partisi, B partisi, C partisi demiyorum. Bu yeni Türkiye hedefi için, yeni anayasa için, başkanlık sistemi için bunu değiştirecek kim olursa olsun ona gelin millet olarak sahip çıkalım diyorum."

“ESKİ TÜRKİYE ARTIK GERİDE KALDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık eski Türkiye'nin geride kaldığını, cumhurbaşkanın ilk defa halkın oylarıyla belirlendiğini belirterek, törene katılan vatandaşlardan milli iradeye sahip çıkmaları için destek istedi. Parlamenter sistemin en zayıf noktalarından birinin istikrar ve güven ortamını tehdit etmesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin güçlü, tek başına iktidar olmanın avantajlarını kullandıklarını, güven ve istikrar kavramını iyi yerleştirdiklerini, ülkeyi buralara kadar taşıdıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "5 yıllık başkanlık sistemi veya 5+5 yıllık başkanlık ile Türkiye hiçbir zaman denetimden uzak olmayacaktır. Parlamento yine olacaktır. Bu parlamento şüphesiz ki başkanı da yönetimini de yine denetleyecektir. Verdiği yetkinin dışında herhangi bir adım atarsa hesaba rahatlıkla çekebilecektir. Başkanlığa talip olan kişi de önünde 5 yıllık artı 5 yıllık süre olduğunu biliyor tüm planını programını da ona göre yapıyor, ekibini de buna göre kuruyor. Türkiye'nin 12 yılda 3 kat büyümesi cumhuriyet döneminin tamamında yapılanların kat be kat üzerinde hizmet ortaya konulması işte bu istikrar ve güven iklimi sayesindedir" dedi.

14 Ağustos 2014 tarihi itibarıyla parlamenter sistemin buzdolabına konduğunu, bugün Türkiye'nin geldiği yerin ortada olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama ben diyorum ki siz bir gayrete gelin, çalışın. Çalışırsanız bu iş olur" dedi.

“GEÇMİŞTE TURGUT ÖZAL’A KARŞI SÖYLEDİKLERİNİ ŞİMDİ BANA SÖYLÜYORLAR”

Dün Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölüm yıl dönümü olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini bir kez daha rahmetle, özlemle, minnetle yad ettiğini dile getirerek Allah'tan rahmet diledi. Özal'ın millete, vatana çok hizmeti olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özal'a karşı çıkanlar, hakaret edenler, hatırlayın ne tür hakaretler yapmışlardı. 'Sivil diktatör' diyorlardı Özal'a. Bugün aynısını bana söylüyorlar. Ne derlerse desinler biz milletimize hizmet sevdamızdan asla vazgeçmeyecek, aziz milletimizle birlikte yeni Türkiye'yi inşa edeceğiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ile kurdeleyi keserek açılışları gerçekleştirdi.

Törenin ardından açılışı yapılan Kocaeli Bilim Merkezi'ni gezen Cumhurbaşkanı Erdoğan, çekimleri Seka Film Platosu'nda sürdürülen “Filinta” adlı dizinin setinde incelemelerde bulundu.

Kocaeli programını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’a geçti.

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber