Ülkemizde fiyat artışları özellikle yaz aylarında durağanlaşır. Bunun en büyük sebebi de özellikle yaş sebze ve meyvedeki düşüştür. Bu durum yaz aylarında enflasyonda olumlu gelişmelere sebep olur, yıllık artışları oransal olarak aşağıya çeker.
Ağustos ayındaki enflasyon artışının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10.68'e çıkması, 2017 yılı enflasyon beklentisinin, yüzde onları aşacağı algısı yaratmıştır. Pek çok ekonomist bu görüşü paylaşmaktadır.
Her zaman söylediğimiz gibi yüksek enflasyon ülkelerde ekonomik dalgalanmaya sebep olur. Bunun sonucunda da ülkede istikrarsızlık var demektir..!
Dar ve sabit gelirliler için yüksek enflasyon KABUS'tur. Mevcut ekonomik durumunun geriye gitmesidir, yani yoksullaşmadır...
Ülkemizde dar ve sabit gelirliler diye bir sınıflandırma yaptığımızda bu gruba; asgari ücretli işçi, emekli, memur, küçük esnaf ve küçük çiftçiler girer. Bunların dışında sürekli aylık geliri olmayan yoksullar vardır, onlarda elbette bu guruptadır..!
Bilindiği gibi Ağustos ayında memurlar ve memur emeklilerini kapsayan bir Toplu Sözleşme görüşme süreci yaşadık. Memur ve memur emeklisi, 5 milyon çalışan ve emekliyi ilgilendiren 2018-2019 yılları ekonomik ve sosyal haklarını kapsayan Toplu Sözleşme pazarlığına oturan Memnun-Sen'in Başkanı Ali Bey ve ekibi, geçmiş yıllarda olduğu gibi bir kez daha beklentileri boşa çıkarıp, Hükümete teslim olmuştur. 5 milyonu aşkın insanın emeğini ve alın terini peşkeş çekmiştir.
Toplu Sözleşme öncesi ve görüşmeler sürerken tabiri caizse “Esip –Gürleyen” Ali Efendinin, kuzu kuzu İktidara nasıl teslim olduğuna dünya alem şahit olmuştur… Sadece milleti kendine bir kez daha güldürmüştür ..!
Ali Efendinin, geçmişte 2016-2017 yılları için yapılan Toplu Sözleşme Görüşmelerinde altına imza arttığı artışlar, her iki yılda da enflasyonun altında kaldığı gibi , 2018-2019 yılları için altına imza attığı Yüzdelik artışların da yine Enflasyonun altında kalacağı bu günden görünmektedir…
Ali Bey ve ekibi masada hiç pazarlık etmese de; memur ve memur emekliliklerine yapılan artışlar, yıllık enflasyonun altında kaldığında zaten farkı telafi edilmektedir. Yani Enflasyon Farkı verilmektedir. Yıllardır ülkeyi yöneten tüm siyasi iktidarlar böyle yapmıştır.
Enflasyon kadar zam SIFIR ZAMdır... Her zaman söylediğimiz gibi ekonomik büyümeden pay verilmediği, refah payı eklenmediği, daha da önemlisi "Vergi dilimleriyle düşen ücretler telafi edilmediği" sürece memurlar hep kayıpta demektir. Her geçen yıl ekonomik kayba uğruyor demektir.
Memurun ekonomik kayıplarının önüne geçecek bir Toplu Sözleşme metnine imza atamadıktan sonra, "Yetkiliyim" diye böbürlenip, masada ahkam kesmenin hiç bir anlamı yoktur. Olmadığı gibi 5 milyon insanın emeğini ve alın terini zayi etmektir..! Bu insanların ağır vebalini taşımaktır..! Maalesef bu gün yaşadığımız da budur...
Toplu Sözleşme Metnine "Vergi dilimleri nedeniyle, yıl içinde bir üst vergi diliminde vergi ödemek zorunda kalan memurların kayıpları telafi edilir" diye bile yazdıramayanlar, hangi kazanımdan söz edebilir?
Vergi dilimleri yüzünden Resmi Enflasyon artışı kadar bile zam alamayanlar "Sendikacıyız-Emek ve Hak savunucuyuz" diye, hangi yüzle memurun karşısına çıkabilirler? Anlamakta güçlük çekiyoruz ..!
Diğer yandan 2018 yılı ülkemiz için enflasyon tahminini % 9,75 olarak açıklayan Merkez Bankasının verileri ortadayken, masada 2018 Yılı için Memur ve Memur Emeklileri (5 Milyon kişi) için %4+3.5 'Artış'a nasıl imza atılır? Gerçekten anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu mutabakatın adı asla Toplu Sözleşme olamaz. Bu mutabakata imza atanlara da Sendikacı denilemez.
Son söz; Böyle bir mutabakata imza atanlar, attıkları imzanın gerekçesini 5 milyon insana izah etmekle mükelleftir…
