Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Hakkı Yiğit

Enseyi karartmayınız lütfen…

12 Nisan 2015 - 02:40 Yorum: 4

Yeni bir seçim sath-ı mailine girmiş bulunmaktayız.

Kimileri gürültü kirliliği, israf, bütçe, zihin kirliliği, Hacivat Karagöz oyunu, göz boyama, kutuplaşma, yalan deryası… vs… vs… gibi nedenlerde bu süreci sevmeyebilir.

Ama ben öyle düşünmüyorum doğrusu... Şöyle ki:

İnsanlarda olduğu gibi toplumların da “bast hali”,” kabz hali”  vardır…

“Kardeşim bu vatan bitmiş…

Memleketi, milleti düşünen yok…

 Gün dünden beter…

 Biz iflah olmayız…” gibi ümitsizliğe millet olarak düştüğümüz kabz halinde işte bu günler bir hızır gibi imdadımıza yetişip bizlere bast halini yaşattırıyor(!)

Hafazanallah şayet bu mukaddes(!) mübarek(!), seferberlik ve dahi Malazgirt’i, Çanakkale’yi anımsatan bu günler olmazsa; bu güne kadar adını şanını duymadığımız, duyup da nuru cemaliyle müşerref olamadığımız nice vatan sevdalısı, memleket aşığı, fedakâr ve cefakârları nasıl tanıyabilecektik(!)

 Milli şairimizin Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ mısrasını dillerinde virdi zeban eyleyen ve er meydanlarında:

 “ Ey! Ahali, sevgili vatandaşlarım, hemşehrilerim! Bu can size gurban olsun. Bu ten bu bedende olduğu müddetçe ben sizin onurunuzu, vatanınızı, âli menfaatlerinizi kimseye çiğnetmem.  Anam beni niçin doğurmuş…” nevinde insanın bam teline dokunan, gözyaşları ceyhûn ettiren, gözlere fer, dizlere derman veren bu yiğitleri nerde tanıyacaktık(!)

Hafazanallah küfre denk olan “ümitsizlik girdabından” nasıl kurtulacaktık…

Bundan dolayı bendeniz bu günleri yes ve ümitsizliğe düşmüş bir milletin bu girdaptan çıkışı; üzerine serpilmiş ölü toprağı silkeleyip yeniden şahlanışa geçtiği Cenab-ı Allah’ın lütfü kereminden bizlere ihsanda bulunduğu tarihi anlar olarak görmekteyim…

Ancak birçoğunuzun anlamadığı gibi bendenizin de anlamadığı bir nokta var.

Bu göz kamaştıran kahramanların vedahi göz yaşartan fedakârların doğuşunun da gurubunun ani olması, ömürlerinin kısa olmalarıdır.

Böylesine her zamankinden daha çok Milli Birlik ve Beraberliğe muhtaç olduğumuz bu “farzlı” “vacibli” “haram”lı günler de hem de topyekûn millet olarak “işte tam da aradığımız,  yıllardır hayalini kurup beklediğimiz kahraman…” dediğimiz bu vatan âşıklarının kendilerine “dilbeste oldukları Hazretler”  tarafından kendileri hakkında hakkaniyet ve demokratik bir şekilde vermiş oldukları görev yerlerini ve sıralarını beğenmeyip; kimlerinin isyanvâri bir eda ile “Biz bu oyunda yokuz arkadaş…  Bu nasıl bir demokrasi?  Nerde kaldı halkın sesi, talebi?” nevinde ki yüksek sesli mırıltılarını vedahi  “Ölmek var, dönmek yok…” deyip beyaz kefenlere bürünerek çıktıkları bu kutsal yolda(!) ilk yokuşta yolu terk etmelerini gerçekten anlamış değilim arkadaş…

Ama yine de güzel günler… Bu kadar kusur kadı kızında da olur. Bardağın dolu tarafını görmek lazım…

Düşünün iki, üç ay boyunca çoğumuz başkasının hesabını yapmaktan evimizin hesabını yapmaya fırsat bulamayacağız.

Çaylarımız bedava olacak…

Ekabirlerden arayan soranımız bol olacak…

Sadece banka, borç mesajları gelemeyecek günümüzün aydın, seçim gününe sağlık ve sıhhatimizin yerinde olması ayaklarımızla sandığa gidecek güç ve takatin rabbimiz tarafımızda bize verilmesi için bol dualı mesajlarımız olacak…

Kimi sezonluk esnafın, tüccarın yüzü gülecek;  kimi esnaf işlerin açılması için gün sayacak…

Tv. Ekranlarının paralı müdavimleri çok olacak; gazetelerin boş sayfaları ön cephede çekilmiş vatan millet Sakarya edebiyatlı şık vesikalık fotoğraflarla dolacak…

Memur; yeni kurulacak hükümette alacak zammı hesaplayacak…

Sokaklar Şenlenecek… Müzik bedava olacak…

Oyu olan her birey kendisinin möhim bir adam olduğunu hissedecek…

Her hanede, mekânda; her fırsatta hükümet kurulacak, hükümet yıkılacak…

Teşehhüd miktarı bir bardak çay içme zarfında kabine üyeleri belirlenecek ve görev dağılımı yapılacak ve dahi bütün bunlar oy kullanan her bireyin bizatihi kullandığı oyun etkisiyle olduğuna inanılacak...

Şimdi diyeceksiniz bunlar hepsi “Yalancı Bahar…”

Yahu zaten dünyanın kendisi de yalan değil mi?

İtiraf ediniz, yalancı da olsa her bahar güzel değil mi?

 Hem unutmayınız, her yabancı bahar bir gerçek bahara gebedir…

Enseyi karartmayınız lütfen… 

YAZARIN DİĞER YAZILARI