Modern tarihin en uzun kuşatması şekilde kabul edilen ve bin 601`i çocuk yekün 10 bin 514 şahıs hayatını kaybettiği Saraybosna kuşatmasında çocuklarını kaybeden Bosnalı ebeveynler, İsrail'in saldırılarında çocukları katledilen Gazzeli anne ve babaların acılarıyla yine geçmişin hüzünlü günlerini hatırladı.

Gazze'den gelen fotoğraf ve görüntüler, 22 sene evvela başlayan ve tam bin 425 gün süren Saraybosna kuşatmasında, evlerinin bodrum katlarında, hastane odalarında, okullarda can sağlayan Bosnalı çocukları hatırlattı.Gazze'ye yönelik askeri harekatın başladığı günden beri, saldırılara tepki işaret eden Bosnalılar, iki defa Gazze'ye destek yürüyüşü düzenleyerek, Filistin halkının acısını paylaştığını gösterdi. İsrail'in saldırılarında çocukları katledilen Gazzeli anne ve babaların yaşadığı acıyı ise en çok aşırı Bosna savaşında çocuklarını kaybeden anne ve babalar anlıyor.

Kuşatma Altındaki Saraybosna'da Öldürülen Çocukların Aileleri Derneği Başkanı Fikret Grabovitsa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aradan geçen 22 yıla karşın evladını kaybetmenin acısının dinmediğini belirterek, ''Anne ve babaların, evlatlarını kaybettikleri an ne hissettiğini çok aşırı iyi biliyorum. Bu nedenle, Gazzeli anne ve babaların acısını paylaşıyor, onların beraberinde olduğumuzu bilmelerini istiyorum'' dedi.

Zalimlerin, çocuklara yönelik katliamları durdurması gerektiğini kaydeden Grabovitsa, ''Tüm normal ve onurlu insanların, başta Gazze olmak üzere dünyanın ayrıcalıklı bölgelerindeki şiddet olaylarına tepki göstermeye çağırıyorum. Çünkü görünen o ki, bu saldırıları durdurabilecek olan ABD ve ortakları bunu istemiyor. BM hiç bir şey yapamıyor. Bu konu hakkında bir şey yapabilecek bazıları varsa o da dünya genelindeki insanlardır'' halinde konuştu.

''Çocuklar oynamak ister, onlar savaştan ne anlar''

Kuşatma altındaki Saraybosna'da beş yaşındaki oğlu Mirza'yı kaybeden Zlatka İmamoviç, oğlunun 12 Mart 1993'te, evlerinin yakınına isabet eden bir topun patlaması neticesinde öldüğünü, tıpkı patlamada kayınpederini de kaybettiğini söyledi.

İmamoviç, ''O gün daima bir aradaydık. Birkaç dakikalığına ayrıldık, döndüğümde oğlumun cansız bedenini gördüm. Bu tam bir katliamdı. İlk bakışta bu bir karabasan benzeri göründü, şoktaydım, oğlumun uyanacağını bekliyordum, fakat uyanmadı'' diye konuştu.

Oğlunu kaybetmenin acısının her geçen gün büyüdüğünü, fakat bireyin bu acıyla yaşamaya alıştığını söyleyen İmamoviç, ''Oğlum yaşasaydı, bugün 26 yaşında olacaktı. Birinin elinizden sevdiğiniz bir şeyi alması nasıldır iyi biliyorum. Bu nedenle Gazzeli anne ve babaların acılarını paylaşıyorum'' halinde konuştu.

Acılı anne, çocukları öldürebilecek kadar zalimleşen askerlerin nasıl bir zihne sahip olduğunu merak ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Böyle bir fiil yapabilecek bir insanla tanışmak isterdim. Neden öldürmeye kendi çocuklarından başlamıyorlar? Eğer bir çocuğu varsa, o bugün çocuğuyla okula gidiyor, onun mezuniyetine katılıyor, onunla oynuyor, fakat buna karşın benim oğlumu öldürdü. Dün bizim yaşadıklarımız, bugün Gazze'de yaşanıyor. Çocuklar oynamak ister, onlar savaştan ne anlar? Askerler yalnızca çocukları değil, anne ve babalarını da öldürüyor. Çünkü çocukları olmaksızın hayat, yaşam değil.''

''Çocukların tek silahı oyuncakları''

Kuşatma altındaki Saraybosna'da öldürülen Mirza'nın babası Senad İmamoviç ise harpler içir ''bir daha hiç bir zaman, hiç kimse yaşamasın'' ifadesinin geçmişten bugüne sık şekilde kullanıldığını, fakat dün Bosna'da yaşananların bugün Gazze'de, Suriye'de, Mısır'da yaşandığını söyledi.

İsrail'in, bazan öldüreceğini seçmeden bütün Gazze'ye saldırdığını ifade eden İmamoviç, ''Öldürdükleri çocuk mu, İhtiyar mı aksi taktirde sivil mı onların umrunda değil. Allah'ım bütün bunlar sona ersin ve bir daha kimse bunları yaşamasın. Savaşlarda en çok siviller ziyan görüyor, tek silahları oyuncakları olan minikler ölüyor. Onlar politikadan, savaştan ne anlar'' dedi.