3 Mayıs… Bozkurtların Ankara Yürüyüşü ve Türkçülük Bayramı’nın coşkusu ile yazıma giriş yapmak istiyorum. Türk’ün Bozkurtları Ankara’da kötü gidişe dur diyecek. Ve, kurtarıcısını bekleyen Türk milletine umut olduğunu gösterecek. Bozkurtların nice şehitlerimizin izleri bulunan Ankara Beşevler’den başlayacak yürüyüşü de şahlanışımızın göstergesi olacak inşallah...
Böyle bir coşkunun heyecanı ile bugünkü gündemimiz, yarınımızın güvencesi gençliğimizin problemleri... Ankara’da Yenimahalle’de düzenlenen “Büyük Gençlik Kurultayı”ndan geriye yansıyan önemli tespitlerle konumuzu taçlandıralım istiyorum.
Türkiye’de gençlik ne durumda? Türkiye’de gençlik AKP iktidarında ne kadar yol aldı. Öncelikle kısaca bunlara şöyle bir bakalım.
İnsana güç veren manevi duyguların zayıfladığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. En başta kişileri birbirine bağlayan manevi bağlar koptu. Aile dediğimiz kutsal ocak evlere şenlik ki, boşanmalar çoğaldı. Gençliği alkol bataklığına ittik. Zina ve fuhuş ortalığa düştü; kanser ve iş kazaları önüne geçilmez hale geldi. Çaresizlikler, ayrılıklar, ihanetler, terkedilmişlikler, yalnızlıklar, umutsuzluklar, intiharlar, cinayetler ve bir o kadar mutsuzluk kurbanı insanlar... Maalesef genç işsizler ordusu bir Türkiye ile karşı karşıyayız ki bu, en tehlikeli durum.
Kısaca gençliğin içinde çırpındığı duruma baktıktan sonra “Büyük Gençlik Kurultayı”na katılan Milliyetçi Hareket’in Ankara 2. Bölge adaylarından Özcan Yeniçeri’nin geceye damgasını vuran sözlerini nakletmemek olmaz.
Gençlik sorunlarına bakışının analizini yapan Özcan Yeniçeri Bey’e göre, çocuklarımızı kuzu gibi yetiştirme hakkımız yok. Bilgisayar ve teknolojiyle uyuşan bir gençlik ise çok önemli.
Gençliğe kendi değerlerimizi öğretmemiz gerekiyor. Her şeyin önünde ideal geliyor. İdealizm ise gençliğin yönünü bulmada çok önemli. İstikamet ise idealinize doğru olursa sizi hedefe ulaştırabilir.
Ama gençlik gelecekten ümitsiz… Diplomalı işsizler ordusu gençlik, en büyük sorun. Diploma vermekle sorun çözülemiyor, aksine büyüyor. Gençlik patlamaya hazır bomba. İktidar kendi rüyasına dalmış, gençliği üretime yönlendirecek yerde sınavları bile yapamayarak her şeyi eline yüzüne bulaştırıyor.
Bir başka büyük dert, Türkiye’nin üretim özürlü olması; hazıra konarak sadaka kültürüne kayış...
Sayın Özcan Yeniçeri’nin akla hayale gelmedik cinayetlere dikkat çekişi de bir o kadar önemli. Bunun nedeni araştırıldığında ise ortaya çıkan sonuç korkunç. Türkiye’de en çok vampir kitapları okunuyor!
İçinde bulunduğumuz çağda düşmanı taklit ederek ayakta kalmaya çalıştığımız da bir gerçek. Amerika’nın ya da bir başka ülkenin çıkarlarını Türkiye’nin önünde görenlerle karşı karşıyayız. Yıllar önce bağımsız Türkiye diye bağıranların ay-yıldızlı bayrağım yerine orak-çekiçli başkasının bayrağını dalgalandırdıklarını da hatırlatmadan geçmeyelim.
Sonra “Ortaçağ Batılı için neden karanlık çağ, hiç düşündünüz mü?” diye soruyor Özcan Bey... Ve sıralıyor; Ortaçağ Türk’ün ve İslam’ın en parlak çağı. Ama bu çağ, Batılı için karanlık ve bize de yutturulan bu!
Ve 13’ün uğursuzluğu gerçeği... Yolcu uçaklarında bile uğursuzluğuna öylesine inanılmış ki 13 nolu koltuk yok... Ama soruyor Özcan Bey... Peygamberimizin doğuş tarihi mi uğursuzluk... Yoksa İstanbul’un fethi mi uğursuzluk... Tüm bunların olduğu tarih 13 rakamıyla süslü ama bu rakam nedense bizim için uğursuz! Yani insanımız, kendisini başkası sanma hastalığıyla baş başa!
Milliyetçi Hareket’in milletvekili adayı Özcan Yeniçeri Bey’in bana göre çok önemli olan tespiti ile yazımızı noktalayalım ve haftaya merhaba diyelim.
“-Türk gençliği kendi rüyasını görebilmelidir.”
Ve son gençliğimize son sözümüz...
Kendini başkası sanma! Başkalarının ruhuyla yatarsanız, onun rüyasını görürsünüz!
