Ben hep şuna inanırım...
Bu gün ülke olarak bizim her şeyden ziyade erdeme, irfana, ahlâka, hikmete ihtiyacımız var
İlim, teknik, teknoloji, ekonomik, refah elbette bunlar olmasın demiyorum
Bütün bunlar ahlâkla, irfanla, erdemle ancak bir mana ifade eder, demek istiyorum
Ahlâkın olmadığı yerde, paranın, teknolojisinin, bilginin bir mana ifade etmesi şöyle dursun; bunlar buhranları derinleştiren birer unsur olurlar
Türkiye olarak ciddi bir ahlâk buhranı içindeyiz
İşin kötü tarafı buhrandan çıkış yolları aramak şöyle dursun; buhranda olduğumuzun dahi farkında değiliz
Belki de bilip de bilmiyormuş gibi yapıyoruz
İnananıyla-inanmayanıyla, muhafazakârıyla-laikçisiyle, zenginiyle-fakiriyle, köylüsüyle-şehirlisiyle, dindarıyla- ateistiyle
Hep birlikte bir kör dövüş içindeyiz
Ölüm uykusundayız
Akla ne ahlâk, ne değer, ne nesil, ne de insanlık geliyor
Var yok maddiyat, refah, daha fazla aş, daha fazla iş, daha fazla para ve daha fazla tüketim
Ahsân-i takvim sırrına mazhar olunmak için yaratılan insan, tüketim kulluğuna kendini kaptırmış
Maddenin esiri, kölesi, kulu oluvermiş
Ebedi hayatı kazanmaya namzet yaratılan insan, madde, makam için didişip durmakta
Düşünüyorum da, iyi ki elli, atmış yıl ömür biçiyor bize yaratıcı
Ya hafazanallah önceki kimi insanlar gibi bizlere de altı yüz, yedi yüz yıl ömür biçilmiş olsaydı neler yapmazdık acaba?
Mali, iktisadi, siyasi, Avrupa Birliği için tam üyelik vesaire vesaire kanunları, maddelerinden başımızı kaldırıp da; millî ahlâkî değerlerin esamisini bile okuyamaz olduk
Kimilerinde bu zamanda bu iktidarın millî ve manevi değerler ile ilgilenmesi parti kapatmaya davetiye olacağı inancı
Kimleri için de maneviyattan, ahlâktan bahsetmenin çağdaş ve laik bir sistemden dönüşün sinyali
Kimileri için muhafazakâr bir iktidarın başta olmasının sarhoşluğu
Kimileri için biraz da biz istifade edelim bu dünya, iktidar nimetlerden aldanışı, gafleti
Kimileri için din ve dine ait her şeyin afyon oluşu
Kimileri için gün bu gündür, dünyaya bir daha gelmeyeceğiz ya aldatmacası
Kimileri için dinin, inancın, ibadetten ibaret kılınması, mabede hapsedilmesi
Kimileri için zamana ayak uydurmanın mecburiyeti inancı hâkim
Her birimiz kendimizce bir mantığa bürünmüş ve felakete gözü kapalı, gönüllü olarak gidiyoruz
Bu günlerde bir siyasi parti liderini istifaya götüren bir süreç yaşandı
İnsan olarak elbette üzülüyoruz
Keşke olmasaydı
Olay bir komplo mu? Şantaj mı, montaj mı?
Dönecek mi, dönmeyecek mi?
Bu istifası bir siyasi manevra mı?
Bunlar beni ilgilendirmiyor
Benim dikkatimi çeken başka bir nokta var
Vahim bir değişimin ayak izleri, emaresi olarak okuyorum
Bir siyasi lider uygunsuz bir görüntüden dolayı istifa ediyor parti başkanlığından
Bu bir erdemliktir bence
Ancak ekranlara yansıyan gözyaşlarını anlamak ve açıklamak mümkün değil
Neden bu insanlar ağlıyor
Liderlerini çok sevdiklerinden mi?
Bizim kültürümüzde hiç kimse böyle bir isnat, iftira karşısında dahi, -velev ki böyle bir suça karışan evladın annesi bile - gözyaşlarını ceyhun etmez(di)
Olsa olsa başına gelen bu felaket ve afetten, utancından ağlar(dı)
Evladı da olsa böyle bir tablo karşısında şeriatın kestiği parmak acımaz der, inadına inadına deyip de sahiplenmez(di)
Böyle bir isnat, iftiradan kendini aklamadığı müddetçe gidip de boynuna sarılmaz, ağlamaz(dı)
Böyle bir -şayet iftira bile olsa- şaibe karşısında göğsünü gere gere dışarıya çıkamaz(dı), üzüntüsünden telef olur, yıkılır(dı)
Evet ama Niye tuzak kurdular demez, diyemez(di)
Böyle bir gayri ahlaki bir cürüm işlemek başka, bu cürümü ortaya çıkarmak için kurulan tuzak, komplo başka
Bu ikisi de gayrî ahlâkî
Ama bu iki gayrî ahlakî durumdan bir doğru, bir erdem, bir merhamet, şefkat, bir sahiplenmek çıkmaz(dı)
Ben bu güne kadar, bu makama gelmek için bunca yıl ömrümü verdim, istifa etmem deme pişkinliği hiç gösterilemez(di)
Ve her şeyden daha önemlisi,
Bütün bu olup bitenler gözler önünde cereyan ederken, görüp bakanlar da yahu ne yapalım kaderde varmış deyip inadına inadına demezler(di)
İnsanların böyle nahoş olaylara sevinmesi elbette insanlıktan çıkmış olmanın ifadesidir
Böyle bir vakadan yola koyularak kişiyi ayıplama, taşlama, lanetleme yarışına koyulmak da günah olarak da kişiye yeter
Ancak olup bitenleri sıradan bir vakıa olarak görüp kabullenmek anlaşılır şey değildir
Böyle bir duruş ve kabulleniş gerçekten milli ve ahlâkî değerler açışında önümüzde denizin bitmiş olduğunun göstergesidir
Ekranlara yansıyan gözyaşları ve inadına inadına yapılan tezahüratlar ve sahiplenmeler milli ve ahlâki değerlerin ayaklar altına alınmasının sinyali olarak okudum
Milletleri millet yapan, bir milleti diğer milletten ayıran bazı kendine has değerler vardır
Onları bitişi, milletlerin felaketi olur
Napolyon ne güzel söylemiş değil mi?
Milletler parasızlıktan değil, ahlâksızlıktan çöker
Münferit bir olayı ballandıra ballandıra veyahut beddua ede ede evirip çevirerek anlatmanın bir manası yok
Bence her fert şapkasını önüne alıp gidiş nereye? diye kendisine sormalıdır