Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 16 Aralık 2014 - 12:33 Yorum: 0

Gözaltına almalar izaha muhtaç bir garabet

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Türkiye'de, bir medya organına baskın düzenlenmesi, gazetecilerin, yönetmenlerin akıllara durgunluk veren suçlamalarla gözaltına alınmaları izaha muhtaç bir garabettir" dedi.

Gözaltına almalar izaha muhtaç bir garabet

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul merkezli 'paralel yapı' operasyonu kapsamındaki gözaltıları değerlendirdi. Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan 'makul şüphe' değişikliğinin ilk meyvesini verdiğini belirten Bahçeli, '17-25 Aralık 'Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması'nı kapatan yandaş Sulh Ceza Hakiminin, bir defa daha devreye girerek, hukuku siyasal amaçlara eklemlemeye çalışması bununla birlikte değerlendirilmesi gereken bir husustur' görüşünü savundu.

Gözaltına tahsil edilen kişilere, 2009-2010 yıllarında 'Tahşiyeciler' ismiyle anılan gruba iftira atmak, suç ve kanıt uydurup kumpas kurmak, silahlı terör örgütü kapsamında sahtecilik yapmak suçlamalarının yöneltildiğini belirten Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: 

'Bu vaziyet karşısında Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kumpas kurulmasıyla ilgili somut itiraf ve ihbarların kayda kıymet görülmediği, hatta ciddi ve ciddi sayılmadığı anlaşılmaktadır. Tahşiyecilerin kumpas kurbanı bulunduğu neticesine varan ve bu maksatla hukuku harekete geçiren politika zihniyetinin, Türk askerine yönelik ağır tahrik ve tuzak meselesinde çekimser davranması en açık tabirle çifte standarttır.

AKP Hükümeti, uzunca bir süredir rüşveti perdelemek, yolsuzluğu gündemden düşürmek, dikkatleri diğer cihet ve taraflara çekmek için adalet cinayetleri işlemektedir. Bir yıldır iktidarın sığınağı ve propaganda vasıtası bulunan 'paralel devlet' söylemiyle ahlak ve kanun prensipleri taammüden çiğnenmektedir. AKP, muhalif sesleri kısmak, özgür basını susturmak, anlatım ve haber alma hürriyetini engellemek için bütün gücüyle uğraşmakta, bütün gücünü kullanmaktadır.

Demokrasi ve hukukla yönetildiğine inanmak istediğimiz Türkiye'de, bir medya organına baskın düzenlenmesi, gazetecilerin, paradigma film yönetmenlerinin akıllara durgunluk verici suçlamalarla gözaltına alınmaları izaha muhtaç bir garabettir. Sözde vuruş davalarında görülen usulsüzlük ve haksızlıkların bir benzerinin tekrarı fazla aşırı hazin, fazla aşırı düşündürücüdür.'

İbretlik son...

Devlet Bahçeli, 'rüşvetçilerin, yolsuzluk şebekelerinin, devletin kasasına göz diken çetelerin korumaya alındığını', suç ve suçlularla savaş eden polislerin peşi gerisi kesilmeyen operasyonlarla eziyet yaşadıklarını' ileri sürerek, bunun 'kindar ve ahlaksız' bir yönetimin yapıtı olduğunu iddia etti. Bahçeli, şöyle devam etti: 

'17-25 Aralık'ta foyası ortaya çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, gerçekleri bastırmak, doğruları öğütmek, dürüstlüğü mahkum etmek için başlattığı inkar ve hücum kampanyası bundan sonra fazla aşırı tehlikeli boyutlardadır. Erdoğan'ın, yıllar yılı yediği içtiği ayrı gitmediği çevrelere 'inlerine gireceğiz' diyerek zalim ve fazla aşırı şiddetli reaksiyon göstermesi esasen ruhundaki panik ve korkunun tezahürüdür. Nitekim ileri demokrasi sözleri ilkel bir hesaplaşmaya dümen kırmış, normalleşme beyanları namert ve nankörlüğü alttan alta teşvik etmiştir. Erdoğan'ın 25 Ocak 2012 tarihinde, hakkı, hukuku ve demokrasiyi savunduğunu gururla söylediği, Türkiye’nin vizyonunu genişletip ufkunu açtığından övgüyle bahsettiği Zaman Gazetesi'ni girilecek 'in' seviyesine düşürmesi ibretlik bir sondur.

Çok değil, takribî üç sene evvel, Erdoğan vasıtası ile ateşte açan çiçek bu şeklinde görülen, muhteşem yapıt şekilde takdim edilen, bu toprakların sesi ve nefesi şekilde ülkemizin düşünce ve medya dünyasına renk kattığı ileri sürülen bir gazete bugün fitne kaynağı şekilde sunulmaktadır. Ne olmuştur da, yılarca aralarından su sızmayan, saklı bir protokole imza atmışcasına bir ve birlikte devinim edenler şu günlerde iki ayrı husumet kampında mevzilenmiştir? Paylaşılamayan, anlaşılamayan, uzlaşılamayan aslında nelerdir, hangi konulardır? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 17-25 Aralık'ın arkasındaki gerçek gücü üst us şekilde tanımlaması, Cemaat yapılanmasını da maşa şekilde tanım etmesi teferruatlı biçimde açıklanmalıdır. Hakikaten varsa, Türkiye'ye son 1,5 yıldır içeriden ve dışarıdan operasyon oluşturan mihrakların kimler olduğunu Erdoğan aziz milletimize anlatmalı, herkesi bu kapsamda aydınlatmalıdır. Korku üreterek bir yere gidilemeyecektir.'

Paralel kavramı müdrik bir kıvama acilen getirilmeli

Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne enlem bir yapılanma nüfuz etmişse, kanun ve anayasa marjinal olacak biçimde gayri meşru bir organizasyon kurulmuşsa, buna göz yummanın, buna izin vermenin de büyük bir vebal, vatana ihanetle eşdeğer iri bir suç olduğunu belirtti. 

'Paralel' kavram ve karmaşasının, 'müphem bir kisveden, müdrik bir kıvama' acilen getirilmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, açıklamasında, 'Erdoğan'ın bir sene önce, 'ne istediler de vermedik' sözleriyle sitem ettiği cemaate bugün hasım kesilmesi, 12 yıllık iktidar zamanında taraf yana, kucak kucağa dururken ansızın bire enlem tezlerine sarılarak vuruş seferine çıkması en başta milletimizi kandırma, leke ve pası örtme teşebbüsüdür. Şayet enlem ülke varsa, enlem virüs ülke bünyesine bulaşmışsa bunun sorumlusu, bunun suçlusu muhataplarından evvela Recep Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetleridir. Yalana, riyakarlığa, istismara ve saptırmaya kanacak yoktur' görüşlerine yer verdi.

Türkiye baştan ayağa durulanmalıdır

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, 'gün sınav günüdür' şeklindeki sözlerini de eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti: 

'(Gün sınav günüdür) sözleriyle saraya şirinlik oluşturan Başbakan Davutoğlu, evvela yargının karşısında yolsuzlukların hesabını verecek bir imtihana etrafıyla birlikte, vesayeti altında bulunduğu Erdoğan'la ele ele girmelidir. Adalet itimat vermeli, 17-25 Aralık'ın elebaşlarıyla ile alakalı iddia bulunan herkes müstakil mahkemeye çıkmalı, Türkiye baştan ayağa durulanmalıdır. İlaveten ulus iradesine tam bir bağlılık ve sadakat gösterilerek önümüzdeki yılki milletvekilliği umumi seçimi sükunet, emniyet ve istikrar arasında yapılmalıdır. Türkiye ihanet ve hırsızlıkla hesaplaşmadan, adaletsizlik ve hukuksuzlukla yüzleşmeden, geçmişteki pis ilişkilerden arındırılmadan düzlüğe çıkamayacaktır. Kimin suçu varsa, kimler sahip oldukları yetki ve olanakları kötüye kullanmışsa kanun önünde adisyona çekilmelidir. Millet vicdanı fakat bu biçimde müsterih olacak, berrak siyaset, berrak yönetim, tertemiz bir cemiyet fakat bu sayede ortaya çıkacaktır. Bu kapsamda gecikmeye ve ötelemeye tahammül yoktur. Hukuka sığmayan eylem ve eylemlerden ötürü ulus ve tarih önünde makul ve somut delillerle zanlı olanların kuldan utanmıyorlarsa Allah'tan korkmaları kendi hayırlarınadır. 17-25 Aralık'a misilleme yapmak için 14 Aralık'ı icat edenler, kendi üzerlerinde atılı duran, peşlerini bir gölge bu şeklinde takip eden yolsuzluk suçlamalarından kurtulmak için adaletin huzuruna çıkacak haysiyet, cesaret ve namusu gösterebilmelidirler. Zaman alsa da bedel ödense de hak kayıplarına ve mağduriyetlere sebep olsa da rüşvet ve yolsuzluğa ismi karışanlar eninde sonunda adaletin soluğunu enselerinde hissedeceklerdir.'

Devlet Bahçeli, bugünkü meseleyi 'hükümet-cemaat' kutuplaşmasına irca edenlerin, siyasileşmiş, tarafsızlığını ve bağımsızlığını kaybetmiş yargıya ümit bağlayanların yanıldıklarını, kusur yaptıklarını her zaman anlayacağını anlatım etti.

ETİKETLER: Devlet Bahçeli , Gözaltı , Medya
Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber