Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 27 Kasım 2014 - 14:32 Yorum: 0

Hakkım da yok yetkim de

TBMM Başkanı Çiçek, 4 eski bakan ile ilgili Meclis Soruşturma Komisyonu haberlerine yayın yasağı konusunda kendisinin başvuru yapmadığını, buna hakkı ve yetkisinin de olmadığını belirtti.

Hakkım da yok yetkim de

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, NTV diri yayınında gündeme ait soruları yanıtladı. Çiçek,  dört eski bakan hakkında Soruşturma Komisyonu haberlerine getirilen yayın yasağına ilişki soruya, gelişmeyi memleket dışı seyahatte öğrendiğini anlatarak, kendisinin böyle bir başvurusu olmadığını kaydetti. 

 'Benim tam olarak böyle bir başvurum olmadı. Başvuru yapmaya hakkım da bulunmamakta yetkim de yok. Bunun bilinmesi lazım' diyen Çiçek, Türkiye'de bir süreden buyana her konuyu siyaseten tartışmanın hastalık biçimine geldiğini anlatım etti. Siyaseten tartışılan konunun öteki boyutları, başka disiplinlerle, İlim dalları ve mevzuatla ilgisi varsa bunu ortaya koyup, ondan sonra bu işleri tartışmanın  daha doğru neticeye götüreceğini kaydeden Çiçek, şunları söyledi:

'Halbuki öyle değil, bir haber çıkıyor orta yere. Haberin önünde ne var, arkasında ne var; haber doğru mu  yanlış mı, bunlar araştırılamadan derhal siluete ateş ediliyor. Çok ağır ifadelerde bulunuluyor. Meclis Başkanlığı'nı hırsızlığı, yolsuzluğu himaye etmek bu şeklinde son derece yanlış, son derece ayıp bir üslupla bizi suçlamaya çalışıyorlar. Bunu Anamuhalefet partisinin sayın önderi yapıyorsa bu daha da ayıp bir şey. Çünkü aramızda bir yasa var. Bu işi yapıp yapmadığımı sorma olanağı olabilir,  o partinin arasında çok aşırı kıymetli hukukçular var, Komisyon'da olanlar var, bunlardan sorup ondan sonra bir değerlendirme yapması gerekirken....'Meclis Başkanı'nın yaptığı doğru değildir' deyiverse, bir dereceye kadar veya 'eğer bu haber doğruysa...' diye bir koşul cümlesi kullanarak bunu yapsa onu da ben anlayışla karşılarım. Ama direk beni itham eden, beni zan altında bırakan İzah yapıyor. Bunu ayıpladığımı, doğru bulmadığımı anlatım etmek isterim. Meclis Başkanlığı'nın onurunu, itibarını korumak en evvel Meclis Başkanı'nın görevi yer aldığı kadar bu Parlamento'da vazife oluşturan benden sonra en çok vazife ve mesuliyet onlara düşüyor. Birbirimizle ilgili değerlendirme yaparken yasa ve nezaket çerçevesinde yapmamız gerekirken sanki hadise gerçek, Meclis Başkanı'nın böyle bir müracaatı var,  böylesine us almaz bir iş yapmış olmakta ve onun üstüne de hemen ne varsa bir makineli tüfek ateşine tutuluyoruz biz. Sadece o açıklamayla kalmıyor. O açıklamadan sonra yazılan yazılar bizi işin merkezine oturtarak, bugünkü yazılara bakarsanız Meclis Başkanı'nın böyle bir müracaatı varolduğu kabul edilerek değerlendirme yapılıyor. Bir cemiyet hiç bu kadar zihni kirlenmeye maruz bırakılabilir mi? Bu kadar bilgi kirliliği yaşanabilir mi? '

Çiçek, yayın yasağı hakkında kararı okuyarak, gayet açık olduğunu vurguladı. Herkesin  müracaatı yapanın TBMM Başkanlığı değil, Meclis'te kurulmuş bulunan Soruşturma Komisyonu olduğunu gördüğünü ifade eden Çiçek, Meclis Soruşturma Komisyonu'nun TBMM İçtüzüğü ve yasa bilimindeki yerine bakmak gerektiğini kaydetti. Konuyla ilgili yazılmış en mühim kitaplardan birinin Metin Feyzioğlu'nun 'Meclis  Soruşturması' isimli kitap olduğunu, buraya bakmak gerektiğini anlatım eden Çiçek, 'Meclis Soruşturması bir politik kontrol vasıtası değil, adli kontrol aracıdır. Çünkü Meclis Soruşturması açılmasıyla ortak ceza muhakemesinin tahkikat aşamasına başlanmış olunmaktadır' denildiğine dikkati çekti. 

Meclis Soruşturması'nın, Meclis'in bir yasama faaliyeti değil, Anayasa'nın 100 . maddesinin verdiği yetkiye dayanarak yürüttüğü adli bir faaliyet olduğunu belirten Çiçek, ''Mahkeme gibi...' denilmesi üzerine, 'aynen' karışılığını verdi. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bu değerlendirmeyi yapanlar o süre aklına estiğine oranla değil yer aldığı konuma oranla değil, bu olayla ilgili tutumuna oranla değil, öncelikle adli bir etkinlik olduğunu kabul ederek ona oranla değerlendirme yapmalı. TBMM'nin adli etkinlik , bir ceza muhakemesi faaliyeti icra ettiğine her süre dikkat edilmelidir. Şimdi konuşanlar buna dikkat etmiş olmakta mu? Ben yazmıyorum, söylemiyorum; ben yazılmış olanları söylüyorum.  Ben bir taraftan Meclis'in itibarını korumaya, öteki taraftan da yaptığım her işi hukuka müsait yapmaya mecburum. Herkes böyle yapmaya mecbur. Ama madem ki Meclis Soruşturması'nı konuşuyoruz, o zaman bununla ilgili konuşan, söyleyen, iş ve muamele oluşturan kim varsa, Komisyon en başta olmak üzere bir ceza muhakemesi faaliyeti icra ettiğine her zaman dikkate edilmelidir.'

 

-'Kıyamet kopuyor' 

 

TBMM İçtüzüğü'nde Meclis Soruşturması'nın saklı olduğuna yer verdiğini hatırlatan Çiçek, 'Ben koymadım; doğrudur, yanlıştır. Dün Meclis  gece 01.00 dolaylarında kapandı. Sabaha kadar yasa çıkarıyoruz. Eğer bunların hiçbirine uymayacaksak , herkes her istediğini söyleyecek, her bildiğini istediği bu şeklinde yapacaksa, o zaman gece yarılarına kadar çalışmanın da bir anlamı yok. Bu kurallar doğrudur, yanlıştır, bu yazılanlar doğrudur yanlıştır ama reel, gerçek bulunan budur. Bunları değişim yapmak de bizim görevimizdir' dedi.

Çiçek, 'Günümüz dünyasında hiç bir şey saklı kalmaz, her şey açıkta yapılmalı' denilebileceğini işaret ederek, CMK'nın 'soruşturmanın gizliliği'ni düzenleyen 157. maddesi ile 'soruşturmanın gizliliğinin ihlali'ni düzenleyen 285. maddesini anımsattı. Çiçek, Türkiye'de son 3-4 senedir enfazla yasa devletine, hukukun üstünlüğüne vurgu yapıldığına işaret ederek, şunları söyledi:

'Evvela yürürlükte bulunan kurallara müsait devinim etmektir. Buna hepimiz mecburuz. Bir şahıs işlemi yaparken kendisinin yetki hududu arasında bunları yapması lazım. Bizim Meclis Soruşturması'nda yetkili bulunan ne Başkanlık'tır ne Başkanlık Divanı'dır, yegane yetkili bulunan işin bu kısmında Meclis Soruşturma Komisyonu'dur. O da adli bir vazife yapıyor. Bunlar çalışacaklar. Nihayet 4 ay, önümüzdeki ayın 27'sinde bitiyor. Bir rapor hazırlayacaklar, Genel Kurul'a gelecek. Ondan sonra da yetkili Genel Kurul'da. Gizli oyla yapılacak. Peki niye açıkça yapılmıyor, saklı yapılıyor? Bunun benim hesap ettiğim , inandığım iki nedeni mevcut veya yazılanlar öyle. Bunlardan biri; delillerin ortadan kaldırılmasını önlemek içindir. Soruşturmanın gizliliği budur. Çünkü eğer her şey açık olursa, bir kısım  deliller ortadan kalkabilir. Ceza muhakemesi hukukundaki mühim sebeplerden bir tanesi bu. İkincisi de insan onurunu korumaktır. Çünkü 4 sene bünyesinde enfazla duyduğunuz kavramlardan bir tanesi masumiyet karinesidir. Hüküm kesinleşinceye kadar herkes masumdur. Eğer biz daha işin başında kullanıcılarını 'suçludur, hırsızdır, ahlaksızdır, namussuzdur, katildir' diye hüküm verecekseniz o süre tenkit faaliyetinin, soruşturmaların bir manası kalmaz. Bunu bugün değil, geçmişte müteaddit defalar söyledim. Meclis Başkanlığı şekilde biz Soruşturma Komisyonu'nun hiç bir işine karışamayız. Karıştığımız takdirde yargısal bir işleme yetkimiz, hakkımız ve haddimiz bulunmadığı vaziyette müdahale etmiş oluruz. Dolayısıyla bu işi Meclis Başkanlığı çerçevesinde değerlendirmek yerine, Komisyon'un faaliyetleri olarak değerlendirmek gerekir. İçtüzük, 'Komisyon çalışmaları gizlidir. Komisyon'a kendi üyeleri dışındaki milletvekilleri katılamaz' diyor. Eğer orada yapılan bir usul hatası, yanlışlık, hukuksuzluk, yetkisizlik varsa, o Komisyon bünyesinde tartışılacak ve karara bağlanacak. Sonra bu iş ve işlemler eğer Meclis Genel Kurulu da karar verecekse Yüce Divan'a gidecek orada da bir değerlendirme,  denetim konusu olacak. Biz onun dışına çıkarıyoruz, mevzuat, benim yetkim belli, benim başvurmadığım ortada, sanki ben başvurdum, kıyamet kopuyor.'

 

-'Meclis hesabına üzgünüm' 

 

Cemil Çiçek, 'Ana muhalefet sözcüsü sizin için imzası mevcut dedi' denilmesi üzerine, şunları kaydetti:

'Yanlışlık burada, yalan demeye utanıyorum, getirsinler. Komisyonlar bağımsız çalışıyor, bağımsız komisyon, yazışmaları direk yapar. Nereye yapıyor ve yapacaksa, gelen yazılar da tahkikat saklı yer aldığı için direk Komisyon'a gider. Bize gelmez, gelmemesi gerekir. Bazen bu yanlışlığı  yapanlar olabiliyor. Komisyon üyeleri dışında orada vazife yapanların dışında kimse bu soruşturmanını içeriğini bilmiyor, bilmemesi gerekiyor. eğer Meclis Başkanlığı bu işe vasıtası olacaksa  o zaman gizilik ihlal edilmiş olur. Biz yazılan yazıların arasında ne mevcut onu bilmiş oluruz. Bunları bizim bilmemiz isteniyorsa, o süre bu hükümlerin değiştirilmesi gerekir. Benim ne hakkım mevcut ne yetkim mevcut ne de görevim mevcut böyle bir konuda. Şimdi ortaklık aydınlandı, başvurunun Komisyon Başkanlığı'nın yaptığı çıktı ortaya. Neden, niye yaptı bunu izah ederler kendileri. Ben onun yerine şöyledir, böyledir diye hüküm verme mecburiyetinde değilim, başkasının işine karışmış olurum. Meclis Başkanlığı ve Başkan sıfatıyla benim yaptığım bu konu hakkında bir muamele söz konusu değil. Zaten bir yere ova yazılacaksa Meclis Başkanlığı, ya Meclis Başkanı veya vekil bıraktığı şahıs nedeni ile imzalanır. Soruşturma Komisyonu bir adli etkinlik yaptığı için yazışmalarını kendisi yapar. Gelen döküman da direk oraya gider. Bizim bu işlerle bir alakamız yok. Siyaset zaten gerilmiş geçiyor. Hiç olmazsa masum olanları, bu işte dahli olmayanları yerli yersiz, 'hırsızı koruyor, senin amacın midir' filan bu üslup iyi bir üslup değil. Belli sorumlulukları taşıyan bireylere yakışan üslup değil. ' 

Çiçek,  konuyla ilgili apar topar verilen soru önergesinde de aynı suçlamaların yer aldığını belirterek, 'Bir deli taş atıyor, kırk akıllı çıkaramıyor derler. Tam da öyle bir olay yaşıyoruz. Ben böyle bir tartışmadan ötürü Meclis hesabına da üzgünüm, bu üsluptan da üzgünüm. Birbirimize karşı daha saygılı olmalıyız. Bilgi kirliliğinin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Birazcık önümüze gelen konuyla ilgili araştırsak da ondan sonra ne söyleyeceksek söylesek... Hiç ne fırsat ne olanak kaçar. Bize uzatılan mikrofonun karşısında her şeyi devirip dökmeye, aramızdaki hukuku zedelemeye,  birbirimizi kırıp dökmeye, toplumda kutuplaşmaya varacak mesajlar vermeye zorunlu değiliz. Biraz bekleriz, yarım saat, bir iki saat bekleriz, ertesi gün konuşuruz. Hiç fırsat filan da kaçmıyor. Bunlar doğru değil' ifadelerini kullandı. 

Muhabir: Melda Çetiner Karagöz

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber