Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Prof.Dr. C. Yakıncı
Prof.Dr. C. Yakıncı [email protected]

Halı ve Hat Sanatı Müzeleri açılmalı

24 Mayıs 2010 - 21:07 Yorum: 4

Türkiye Halı ve Hat Sanatı Müzeleri açılmalı

 

Son zamanlarda ihtisas müzeleri gündemde. Oyuncak müzesi, kent müzesi gibi…

Bu müzelerde sadece bir konu ile ilgili kapsamlı doküman bulunmaktadır. Örneğin Kayseri kent müzesi elektronik ortamda hizmet vermektedir. Şehrin tarihi, coğrafyası, ticari hayatı vb. konular detaylı olarak tanıtılmaktadır. Başka bir bakış açısıyla bu müzeler, bir konu ile ilgili tüm bilgi ve belgelerin toplanmasına ve sergilenmesine vesile olmaktadır. Başka bir örnek verirsek; İran"daki halı müzesinde 80-100 metre kare büyüklüğünde ülkenin değişik yörelerine ait el halıları, farklı dünya olaylarını anlatan el halılarını görmek mümkündür.

Ülkemiz bazı konularda dünyada ün kazanmıştır. Bunlardan biri hat sanatı diğeri ise halıcılıktır. Dünyada el halıcılığı konusunda sayılı ülke vardır. İran, Hindistan, Çin, Türkiye gibi. Ülkemizde, Bünyan, Hereke, Ladik, Yağcı Bedir, Milas, Çanakkale gibi çeşitli yörelere ait el halıları vardır. Bu halıların tarihi değerli olanları ve sanatsal değerli olanları mevcuttur.

Ülkemizde üretilmiş sanatsal ve tarihsel değeri olan tüm halıların sergileneceği “Türkiye Halı Müzesi”nin bu konudaki büyük bir açığı kapatacağını düşünmekteyim.

“Kur"an Arabistan"da indi, Mısır"da okundu ve Türkiye"de yazıldı” denir. Bu söz hat sanatının ülkemizde zirve yaptığının en güzel göstergesidir. Bu konuda değişik müzelerde örnekler görebilmekteyiz fakat bu sanatı sistematik bir şekilde toplayıp sergileyen bir müzemiz olmasına ne dersiniz?

Kültür Bakanlığının Türkiye Halı ve Hat Sanatı müzeleri konusunda çaba göstermesini bekliyoruz.

YAZIYA YORUM YAP
UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderilen, yorumlar/yorumcuya aittir.
Hiç bir şekilde Malatyaguncel.com sorumlu değildir.
İHA tarafından geçilen tüm haberler, bu bölümde malatyaguncel.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen İHA ajansıdır.
YORUMLAR 4
Yorumcu
Şahin Emiroğlu 28 Mayıs 2010 - 14:08
Hocam, bir zamanlar Zat-ı Alilerinin ismini Malatya Ansiklopedisini hazırlayan komitenin başkanı olarak okumuştum. Bugün başka bir konuyu google'den araştırırken "İl il evliya türbeleri" listesi önüme çıkıverdi. Kitap baskıya verilmemişse,sizin çalışmalarda lazım olur düşüncesiyle aşağıya kopyalıyorum. Bilvesile en derin saygılarımı sunar, Samsa Çavuş Türbesini keşfedip üzerine bir türbe yaptıran meslektaşınıza da selam olsun. <br> <br>Malatya: <br>Abdullah Fahri Baba <br>Abdurrahman Efendi <br>Arabgirli Ömer Baba <br>Boranlı Mustafa Baba <br>Fethullah Mûsulî <br>Hacı Ahmed Efendi <br>Hamîd-i Aksarâyî <br>Keşşâf Hoca <br>Somuncu Baba <br>Tâcüddîn Velî Manisa <br>Ahmed Şemseddîn Marmaravî <br>Balzat Hacı Baba Velî <br>Mecdüddîn Îsâ <br>Sefer Efendi <br>Şeyh Sinân <br>Taşkesenli İbrahim Efendi <br>Terzizâde Ahmed Efendi
Yorumcu
Hattat 27 Mayıs 2010 - 22:43
Hocam Kuran Türkiyede değil "İstanbul"da yazıldı. Matbaa geldiğinde 40.000 hattatın işi elinden alınmıştı. Bazı insanlar matbaanın gecikmesini islamın teknolojiye karşı olduğuna bağlamak istiyorlar, ancak durum öyle değil. Şeyhulislam 40.000 hattata istihdam alanı bulmadan matbaaya izin vermemişti. Sanırım bu durumu en iyi anlayanlar da günümüzde özelleştirmeye karşı çıkan işçilerdir.
Yorumcu
Şahin Emiroğlu 27 Mayıs 2010 - 22:36
Sayın Hocam, güzel konulara temas etmişsiniz. Ancak Türkiyede bilinmeyen bir el tarihi eserlerimizin altından üstünden girerek gurur kaynağı eserlerimizi hunharca katletmektedir. Bu gidişle kala kala mermer üzerine talik yazılarla hak edilmiş mezar taşları ecdat yadigarı olarak kalacak gibi görünmektedir. Şöyleki, maalesef Türkiyede cami duvarlarındaki yazılar adım adım hat sanatından anlamayan müteahhit taşeronların badanacıları tarafından onarılırken yazıların asil duran asılları yok edilmektedir. Bunun için Ayasofya ve civarındaki türbelerin onarımlarını size örnek olarak gösterebilirim.Keza Vakıflar tarafından müteahhitlere çeşitli ihalelerle onarılmak üzere verilen camiler türbeler medreseler yani vakıf ederlerinin denetçileri sadece arkeolog ve mimarlardan oluşmaktadır. Mimarlar da camilerin süslemelerinin özelliklerini, tezhiplerini hatlarını anlamadıkları için asıllarına uygun yapılmasını dahi denetleyememektedirler. Bu hamur çok su götürür değerli hocam. Bence müze açarak taşınır tarihi eserlerimizi koruma altına alabiliriz. Yoksa bir duyuma göre mezar taşlarını dahi çalıp yok eden Yunan kökenli İslam Medeniyet ve Sanatları düşmanı bu bilinmez paralı kişiler tarihi eserlerimizi satın alıp alıp yok edecekler korkusunu git gide rüyalarıma girmektedir.
Yorumcu
İhsan KALENDER 26 Mayıs 2010 - 10:39
Teknoloji KLASİK sanatların canına okumaya devam edecektir. Giderayak hem sanatçı hem de sanat kaybolmaya bitmeye mahkumdur. Kala kala bir-iki müzesi kalsın bari..!..
YAZARIN DİĞER YAZILARI