Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 19 Aralık 2014 - 13:57 Yorum: 0

Hazırlanmış, planmış bir operasyondur

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 1980 öncesinin karanlık olaylarından biri Maraş katliamının bugüne kadar aydınlatılamadığını belirtti.

Hazırlanmış, planmış bir operasyondur

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "mahkeme kararlarıyla da olsa siyasi parti binasında 17-25 Aralık afişleri asılıyor diye arama yapmanın demokrasi adına utanç verici" olduğunu söyledi.

Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 1980 öncesinin karanlık olaylarından biri Maraş katliamının bugüne kadar aydınlatılamadığını belirterek, demokrasinin daha iyi seviyeye gelmesi açısından geçmişteki karanlık olayların aydınlatılmasında büyük yarar olduğunu ancak bunların Hükümet gündeminde yer almadığını söyledi.

Yarbay Ali Tatar'ın ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatan Hamzaçebi, TSK'nın çok değerli bir subayının intihara sürüklendiğini, ölümüne neden olunduğunu savundu. Hamzaçebi, "Yarbay Tatar'ı ölüme götüren süreç Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetlerinin baskıcı sürecidir. Hukuksuz Ergenekon davasına bulaştırılmak istenen Yarbay Ali Tatar onur intiharı gerçekleştirmiştir. Bugün hukuksuz başka davayı yaratmakla meşgul olan Hükümet, geçmişteki bu hukuksuz davalarla birçok insanın ve TSK'nın zayıflamasına, darbe almasına neden olmuştur" dedi.

17 Aralık 2013'ün yıldönümü nedeniyle CHP'nin olayı bütün örgütleriyle Türkiye'ye tanıtmak için afişler hazırladığını, programlar düzenlediğini anlatan Hamzaçebi, ancak afişlerin bilbordlarda asılma imkanı bulamadığını kaydetti. Tüm bilbordların Hükümet ve kendisine bağlı kurum, kuruluş, şirket ve belediyeler tarafından kapatıldığın ifade eden Hamzaçebi, afişlerin CHP il binalarına asılması yoluna gidildiğini belirtti. Mahkeme kararlarıyla afişlerin asılmasının engellendiğini, ancak bununla yetinilmeyerek CHP il binalarına polis baskınları yapıldığını ve parti binalarında aramaya girişildiğini söyledi.

"Mahkeme kararlarıyla da olsa siyasi parti binasında 17-25 Aralık afişleri asılıyor diye arama yapmak, demokrasimiz adına utanç vericidir. CHP İstanbul il binasında dün yaşanan olaylar demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçecektir" diyen Hamzaçebi, afişlerin kaldırılmasını gösteren bazı fotoğraflar gösterdi.

Hamzaçebi, "Hükümet bütün gücüyle, polisiyle, vinciyle, iş makineleriyle CHP il binalarına baskın düzenlemiştir. Başbakan Davutoğlu 10 Aralık'ta TBMM'de bütçe konuşmasında Türkiye'yi yükseltecek projeleri olduğunu söylemişti. Projenin birinci adımı olarak da ' ileri demokrasi' kavramını kullanmıştı. Sayın Davutoğlu'nun ileri demokrasi anlayışının selefi Sayın Erdoğan'ın ileri demokrasi anlayışından hiçbir farkı olmadığı ortaya çıkmıştır. Sayın Davutoğlu çok saydam, çok şeffaf bir insan; kendisine baktığımızda arkasında duran Recep Tayip Erdoğan'ı rahatlıkla görebiliyoruz" diye konuştu.

17 Aralık'ın yıldönümünde İstanbul'da hakimlerin verdiği kararların kabul edilebilecek kararlar olmadığını, bu kararları toplum vicdanına oturtmanın mümkün olmadığını ileri süren Hamzaçebi, "CHP il binalarında 17 Aralık afişleri polis marifetiyle toplanırken, hakimler 17 Aralık operasyonu nedeniyle el konulan ve adli emanette tutulan paraların faiziyle 17 Aralık sanıklarına iade edilmesine karar veriyor. 17 Aralık, 25 Aralık süreci sonuçlanmış değil. TBMM'de Soruşturma Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor, nasıl sonuçlanacağını bilmek mümkün değil. Bunlar sonuçlanmadan hakimlerin paraları faiziyle birlikte ilgili kişilere iade kararı vermesi, demokrasimiz adına utanç verici olaydır" görüşünü savundu.

Başbakan Davutoğlu'nun "sabun köpüğü gibi programlar açıkladığını" ifade eden Hamzaçebi, bürokrasideki varolan bilgileri kes-yapıştır yöntemiyle metinlere aktararak program olarak sunduklarını söyledi. Davutoğlu'nun "iç tasarruflar yetersizdir, tasarrufları artıracak programı uygulayacağız"dediğini aktaran Hamzaçebi, "Kendisi güzel projeler ortaya koymuş. Allah rahmet eylesin, Oğuz Aral diye bir güzel insan vardı, Gırgır Dergisi'ni çıkarırdı . Orada çok güzel bir tipleme vardı; Prof Zihni Sinir... Çok güzel projeleri vardı. Zihni Sinir projeleri, Sayın Davutoğlu'nun projesinin gerisinde kalır" dedi.

Türkiye'de toplam yurt içi tasarrufların son derece düşük seviyede bulunduğunu, bunun tarihsel bir gerçek olduğunu ve artırılması gereğine işaret eden Hamzaçebi, "Davutoğlu'nun ortaya koyduğu proje, tasarruf artırıcı önlem plaketlerin verilmemesi...Plaketlerden tasarruf ederek iç tasarruflarımızı artıracağız. Sayın Davutoğlu plaket tasarrufunuz, kaçak sarayın yıllık giderini bile karşılamaya yetmez, o kaçak sarayın bir günlük giderine yetmez. Siz milletle dalga mı geçiyorsunuz, milleti saf mı zannediyorsunuz? Bunları ciddiye almıyoruz. Davutoğlu tasarrufları artırmak istiyorsa CHP'nin program ve projesine baksın, doğru yolu bulacak" diye konuştu.

Hamzaçebi, dört eski Bakan ile ilgili oylamadan ne beklediği ve Soruşturma Komisyonu'nun çalışmalarından tatmin olup olmadığı sorusuna karşılık şunları söyledi:

"Komisyon'un tatminkar çalışma yürüttüğünü söylemek mümkün değil. Dinlemesi gereken bir çok kişiyi dinlememiştir. Komisyonun objektif bir karar vereceği kanaatini taşımıyorum ama yine de millet adına umutlu olmak istiyorum. Bu kadar her şey milletin gözü önündeyken Komisyon'un 'burada bir şey yoktur' diyecek olmasının çok zor olduğunu düşünüyorum. Ancak iktidar partisi üyeleri ne kadar özgür iradeleriyle karar vereceğini bilemiyorum. Bekleyip göreceğiz. Eğer gerçekten özgür iradeleriyle karar verirlerse Komisyon'dan Yüce Divan'a sevk yönünde bir kararı çıkar diye tahmin ediyorum. Ama ne kadar özgür irade ortaya konacaktır, özgür irade olacak mıdır, bunu bilemiyorum. Ben yine de Komisyon üyelerinin karar vermeden önce vicdanlarını danışacaklarını ümit etmek istiyorum."

Hamzaçebi, 14 Aralık operasyonun "hazırlanmış, planlanmış, basın özgürlüğüne darbe vuran operasyon" olduğunu savunarak, "Gazetecilerin gazete çıkarıyor diye, haber yapıyor diye sorgulanması tam anlamıyla basın özgürlüğüne darbedir. Haber yapıyor diye bir gazeteci sorgulanamaz. Bu gazetecilerden bir silahlı terör örgütü yaratmak istiyorlar. Gazetecinin silahı kalemidir. Gazetecinin kalemini silah olarak gören bir anlayış var. Hiç şaşırmıyorum; daha önce de Ahmet Şık'ın basılmamış kitabı için 'öyle kitaplar var ki bombadan daha tehlikelidir' diyen bir Başbakan vardı. Aynı anlayış devam ediyor. Bu tamamen uydurulmuş davadır. Bu örgütün altı da boş çıkacaktır. Böyle bir örgütün varlığına ihtimal vermiyorum. 'Fetullah Gülen'i tanıyor musunuz?' Sana ne, tanır ya da tanımaz, seni ne ilgilendiriyor?" dedi.

Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Emir Sarıgül'ün istifasıyla krizin bitip bitmediği sorularına, "yeni öğrendim, şu anda henüz o konuda yorum yapacak durumda değilim" diyen Hamzaçebi, olaya Genel Merkez'in müdahale edip etmediği sorusuna ise konuyla ilgili bilgi sahibi olmadığını yineledi. Hamzaçebi, "Kol kırılır yen içinde mi kalır?" sorusuna, gülerek, "Yen içinde kalmıyor galiba. Her şeyin medya üzerinden konuşulmasını, tartışılmasını doğru bulmuyorum. Sorun, iddialar varsa parti içinde konuşulup, çözülmesi, aydınlığa kavuşturulması gerekir" karşılığını verdi.

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber