Yüce Atatürk, Yaratılışımdaki en büyük özellik Türk olarak dünyaya gelmemdir diyor.
Ne mutlu Türk"üm diyene ifadesiyle de Türk"ün çağımıza damga vuruşuna ön ayak oluyor.
Ama, yüce Atatürk için haddini bilmezler, istediklerini söylüyorlar. Söylemeye de devam ediyorlar.
Al biri daha çıktı... Hem de Türkiye Cumhuriyeti"ni yöneten iktidar partisinin ikinci adamı... Sonra da düşünce ve ifade özgürlüğünün arkasına saklanıverdi!
Böyle işgüzarlık böyle riyakarlık olmaz, olamaz!
Kimden söz ettiğimizi isimlendirmeye gerek yok sanırım. Bu zat, öyle demokrasi şampiyonu kesiliyor ki şu söylediklerine lütfen dikkat edin:
-Bir insanın insan olabilmesinin temel unsuru düşünce özgürlüğüne ve bunu ifade edebilmesine bağlı...
Sevsinler senin düşünce ve ifade özgürlüğünü...
Türk"ü hürriyetine kavuşturan Ata"yı alaya alacaksın; sonra demokratlıktan söz edeceksin. Sevsinler senin anlayışını; sevsinler senin düşünce ve ifade özgürlüğünü...
Şimdi kriz miriz yok diyen A-KA-PE"nin Genel Başkanı ve Başbakanın, kendi yanı başındaki yardımcısının yaptığını neyle izah edeceğini çok merak ediyorum.
Değerlerime her canınız istediği zaman laf edeceksiniz; sonra da kriz miriz yok!
Sevsinler, sizin olmayan krizinizi!
Son zamanlarda Başbakan"ın adeta bıkmışçasına A-KA-PE"nin krizden beslenmeyeceğini ilan etmesine rağmen, peki bu zat nereden besleniyor?
Bu zata, bu saatten sonra ne söylesek beyhude Çünkü zırhına çoktan bürünmüş:
Düşünce ve İfade özgürlüğü...
Ataya dil uzatacaksın sonra da özgürlükten söz edeceksin!
Benim asıl merak ettiğim insanlar ise; konuştuklarında Atatürk sevdasını dillerinden düşürmeyen A-KA-PE içindeki muhterem zevattır.
Demokrasi havarisi bu zat, özgürlüklerin arkasına saklanırken ve Türk milletini hayrete düşüren sözlerini tekrarlarken O"na tepki veren şu sözlerin sahiplerini, ben göreve davet ediyorum.
Bu sözler sarfedilmemesi gereken gerici laflar.
Ve, bir diğerinin tepkisi:
-Bizi bugünlere getiren Atatürk devrimleridir.
Şimdi, malum şahıs yani A-KA-PE"nin ikinci adamı sözde sözlerine açıklama getiren basın açıklaması ile sözlerinin arkasında durduğunu gösteriyorsa; bu zata tepki koyanların da malum şahısla aynı çatı altında bulunmanın vebalinden kurtulmaları gerekmiyor mu?
Gereğini yapanlar hemen şimdi ayağa kalksın, yapamayanlar ise sözlerini geri alsın!
* * *
Şimdi, biraz soluklanıp Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk"ün GENÇLİĞE HİTABESİ"ni hep birlikte okumaya davet ediyorum:
Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı!
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur!
* * *
NE MUTLU TÜRK"ÜM DİYENE...
