CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, toplantı esnasında matbuat mensuplarına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Terör örgütü IŞİD tarafından, Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu işgal edilerek rehin alınan 46'sı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 49 kişinin 101 gündelik esaretten kurtulmasını büyük mutlulukla karşıladıklarını belirten Koç, esaretten kurtulanlara ve Türk milletine geçmiş olsun dileklerini iletti.

Türkiye Cumhuriyeti devletini küçük düşüren ve milletin onurunu kıran bu çeşit olayların bir daha yaşanmaması temennisinde bulunan Koç, CHP'nin bu konudaki görüş ve tutumunu açıkladı.

'IŞİD dört dörtlük bir terör örgütüdür' diyen Koç, bir terör örgütünün adının arasında 'İslam' kelimesinin geçiyor olmasının, en başta ulu din İslam'a ve Müslümanlara karşı yapılan en iri hakaret olduğunu söyledi.

İslam'ın kutsallarına harp açmış, İslam Peygamberi'nin emaneti olan kutsal mekanları, camileri, türbeleri yakıp yıkan, İslam estetiğine, kişinin ürettiği ulu his ve değerlere karşı savaş ilan etmiş bu vahşi terör örgütüne karşı savaş etmenin en başta İslam dünyasının görevi olduğunu anlatım eden Koç, 'IŞİD'in bir terör örgütü olduğunu' anlatım etmekten çekinmenin, terörden ötürü fazla aşırı ağır bedeller ödemiş Türkiye Cumhuriyeti devletini, dünya kamuoyu önünde zan altında bırakacağını kaydetti.

IŞİD'i terör örgütü listesine almanın yeterli olmayacağını öne süren Koç, 'AKP Hükümeti, IŞİD'in bir terör örgütü olduğunu derhal tüm dünya kamuoyuna ilan etmelidir. Türkiye, bugüne kadar çekindiği ve söyleyemediği IŞİD'e, 'bir terör örgütüdür' diyebilecek midir, diyemeyecek midir?' dedi.

'Büyük güvenlik açığına neden oldu'

Tüm dünyanın gözünün Türkiye'nin üstünde olduğunu anlatım eden Koç, şunları kaydetti:

'Devletimiz, uluslararası hukuka oranla Türk vatanının bir parçası sayılan Türkiye Cumhuriyeti Musul Konsolosluğunu işgal etme cüretini göstererek 49 insanımıza 101 gündür eziyet eden bu kanlı terör örgütüne sınırını bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, Türkiye Cumhuriyeti devletinin caydırıcılığını sorgulatan bu onur kaybı asla telafi edilemeyecek, ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini tehdit eden yeni cüretkar adımlara zemin oluşturacaktır. 49 insanımızı, 2 otobüse doldurarak, Telafer ve Rakka üstünden Akçakale hudut kapısına kadar, bizzat IŞİD militanları nedeni ile getirilerek teslim edilmesinden önceki 101 günü yoktur saymanın ülkemizin çıkarlarına bir faydası yoktur. 

Musul Konsolosluğunun muhatabı bulunduğu risk ve tehdit, açık istihbarat kaynaklarında dahi gün benzeri aşikarken, 46 yurttaşımızı ay yıldızlı bayrağımızın altında rehin verdiren basiretsizliğin nedeni daima ortaya çıkarılmalıdır. Konsolosluğumuza 'Tahliye etmeyin' buyruğu verici politik mesul kimdir? Zira bu müessif hadise bir tehdit değerlendirmesi hatası neticesinde meydana gelmişse bu değerlendirme hatasının cumhuriyet tarihsel boyunca bir ilk bulunduğu bilinmelidir. Yapılan bu hata, AKP Hükümeti'ni IŞİD'in elinde oyuncak yapan, devletimizin itibarını zedeleyerek caydırıcılığını sorgulatan büyük bir güvenlik açığına neden olmuştur.'

Türkiye Cumhuriyeti'ni zaaf arasında belli eden sürecin siyasi sorumlularının ortaya çıkarılmaması durumunda, mevcut güvenlik açığının, her çeşitli cüretkar girişimin iştahını artırmaya devam edeceğini öne devam eden Koç, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarları doğrultusunda, terör örgütü IŞİD'e karşı içeride ve dışarıda verilecek mücadelede, CHP şekilde hükümete her çeşitli politik desteği vermeye hazır olduğumuzu bir defa daha anlatım ediyoruz' diye konuştu.

'Siyasi muhatabımız hükümettir'

Haluk Koç, açıklamasının ardından, yalnızca IŞİD'e yönelik sorulara yanıt vereceğini belirterek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

'Türkiye'de mevcut bulunan kimi IŞİD militanlarının değiş tokuşta kullanıldığı söyleniyor, böyle bir istihbaratınız mevcut mı?' sorusuna, Koç, 'Değişik pozisyonda bulunan, mesuliyet noktası tartışılan şahısların açıklamaları oldu. Bunlardan biri de Sayın Cumhurbaşkanı. Amerika'ya giderayak yaptı. Bu konu hakkında Sayın Cumhurbaşkanı'nı söylediği sözler boyutunda muhatap almıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, Anayasamıza oranla 'sorumsuz' bir insandır. Yani, sorumsuz bir insanla siyaseten muhatap olmak istemiyoruz. Söylediği sözler bizim için tartışılması, sonrasında düşünülmesi gereken sözler. Bizim politik muhatabımız hükümettir, Sayın Davutoğlu'dur' yanıtını verdi.

'Kobani'de tampon bölge oluşturulmalı mı?' sorusuna, Koç, Ekim'de getirilmesi planlanan tezkerenin içeriği ve hükümetin tutumu belirgin olduktan sonra, bu sorunun cevabını vereceğini söyledi.