Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 23 Ağustos 2014 - 18:43 Yorum: 0

Hiç kimse milli iradeden büyük değil

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "MHP, yaşanan anayasa cinayetlerine en üst düzeyden tepki vermeyi sürdürecektir. Hiç kimse, milli iradeden ve hukuktan daha büyük değildir" dedi.

Hiç kimse milli iradeden büyük değil

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Anayasanın birinci maddesinin 'devlet şeklinin cumhuriyet', üçüncü maddesinin ise 'cumhuriyetin özellikleri içinde sosyal kanun ülke prensibinin' bulunduğunu anlatım ettiğini belirtti.

En net tanımıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kanun devleti olduğunu vurgulayan Bahçeli, 'Bu değişmez ilke, demokrasinin kurul, müessese ve kurallarıyla etken işlemesinin de teminatıdır' ifadesini kullandı.

Bahçeli, kanun devleti anlayışının, demokrasinin varlık güvencesi, şahsi hak ve hürriyetlerin koruyucu zırhı olduğunu kaydetti.

Anayasanın altıncı maddesinin, Türk milletinin, egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara nazaran ve yetkili organlar eliyle kullanacağını hüküm altına aldığına gösteren Bahçeli, tıpkı maddeye göre, egemenliğin kullanılmasının hiç bir surette, hiç bir kişiye, zümreye yada sınıfa bırakılamayacağını bildirdi.

Bahçeli, bunun yanı paradigma tıpkı maddenin, 'hiçbir kimse yada organın kaynağını Anayasadan almayan bir ülke yetkisini kullanamayacağını' belirttiğini vurguladı.

Buna göre, iktidarın bütün politik ve idari tasarruflarının temelinde Anayasanın yer aldığını anlatım eden Bahçeli, şunları kaydetti:

'Anayasada karşılığı bulunmayan, Anayasaya alenen aykırılığı tartışma götürmez bir gerçek bulunan fiil, karar, icraat, tavır, eda ve uygulamanın meşruiyetinin sakat olması bir yana suç teşkil edeceği de kuşkusuzdur.

Başbakan ve bakanlardan oluşan hükümet, devletin en üst İdare kuruluşu şekilde otoritesini ve yaptırım gücünü Anayasa ve yasalardan almaktadır. Hükümet lazım işleyiş gerekse de hükmü şahsiyet anlamında hukuka bağlı olmak, faaliyetlerini hukukla sınırlandırmak durumundadır. Bu ihtiyari bir hal olmayıp zorunluluk arz etmektedir. Aksi bir uygulama ise kanun ve anayasayı çiğnemek anlamına gelecektir.'

Her koşul altında hükümetin, hukukun çizdiği sınırlar dahilinde ve hukuka müsait devinim etmek zorunda bulunduğunu vurgulayan Bahçeli, 'Hukuk kaidelerindeki oynamalar, esnemeler, aşınmalar ve tahribatlar demokrasiyi budayacak, polis devletinin önünü  açacaktır' değerlendirmesinde bulundu.

'Durum aşırı vahim, aşırı kritiktir' 

Hukuk devletinden verilen ödünlerin,  demokrasinin içini boşaltacağını, temsil ve katılımı işlevsiz kılacağını belirten Bahçeli, 'Türkiye, hukuksuzluğun kol gezdiği, kanun devletinin devamlı ağır yaralar aldığı bir süreç ve dönemden geçmektedir' görüşünü savundu.

AK Parti hükümetinin Anayasa ve yasaları rafa kaldırdığını iddia eden Bahçeli, şöyle devam etti:

'Seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pervasızca anayasayı ihlal etmekte, suç işlemektedir. Yüksek Seçim Kurulunun cumhurbaşkanı seçiminin kati sonuçlarını açıkladığı tarih 15 Ağustos'tan bu güne kadar resmen Cumhurbaşkanı olan Erdoğan, Anayasanın 101. maddesine aykırı hareket etmektedir.

Söz konusu madde açık ve anlaşılabilir içeriğe sahiptir. Anayasanın 101. maddesinin son fıkrasına göre, cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisiyle ilişiği kesilecek ve TBMM üyeliği sona erecektir. Artık Erdoğan, 12. Cumhurbaşkanı'dır. 15 Ağustos'tan sonra politik faaliyetlere katılması, başbakanlık, parti umumi başkanlığı ve milletvekilliği görevlerini uhdesinde taşıması Anayasaya nazaran imkanı olmayan olacaktır. Ancak Erdoğan hala görevlerinden ayrılmayarak, adeta meydan okur bu şeklinde parti ve hükümet işleriyle ilgilenmekte, AKP'ye Genel Başkan atamaktadır.'

Anayasanın 104. maddesinin cumhurbaşkanının vazife ve yetkilerini sıraladığına dikkati çeken Bahçeli, bu çerçevede sayılan görevlerin beraberinde cumhurbaşkanının devletin başı olduğu, bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin birliğini temsil edeceği, Anayasanın uygulanmasını, ülke organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözeteceğinin net olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanının aynı zamanda Anayasanın uygulanmasını gözetmekle mesul olduğunu kaydeden Bahçeli, 'Fakat Erdoğan halihazırda taşıdığı yüksek amacın ruh, disiplin ve liyakatinden aşırı ırak olup Anayasayı takmamaktadır. Bu kanunsuzluğun kanun devletini katlettiği, demokrasiyi zehirlediği meydandadır. Türkiye'de hukuk, bizatihi seçilmiş cumhurbaşkanı ve yandaşları nedeni ile boğazlanmaktadır. Durum aşırı vahim, aşırı kritiktir' iddiasında bulundu.

'Bu yakın tehlikenin önüne bugünden geçmekle görevliler'

'Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere, adalet kurumları yaşanan anayasa felaketine sessiz ve tepkisiz kalmamalıdır' görüşünü savunan Bahçeli, açıklamasında 'Her fırsatta konuşan ve değişik meseleler meselesi için fikirlerini paylaşan Anayasa Mahkemesi Başkanının suskun ve durgun durumda haberleri seyretmesi da anlaşılır bu şeklinde değildir' görüşünü aktardı.

Hukuksal boşluğun büyümesi, Anayasanın yüzde yüz arka plana düşmesi zorunda Türkiye'nin toplumsal dirliği, milli birlik ve beraberliğinin aşırı mühim düzeyde sarsıntı geçireceğini belirten Bahçeli, 'Sorumluluk mevkisinde bulunan herkes bu yakın tehlikenin önüne bugünden geçmekle görevlidir' görüşünü bildirdi.

'Hiçbir yetkisi olmadığı halde AKP'yi çekip çeviriyor'

'Öte yandan Erdoğan, başarısız, yetersiz, aciz ve maceracı Dışişleri Bakanını AKP'nin başına konuşlandırarak BOP'un Türkiye cuntasını tam şekilde kurmuştur' iddiasında bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:

'Anlaşılmaktadır ki BOP'un Türkiye şubesi halen açık ve faaldir. Küresel proje ve planların bölgesel düzlemde takip ve temininde bütün gücüyle kuvvet ve enerji sarf eden Dışişleri Bakanının Başbakan olması ülkemiz adına travmadır. 1 Mayıs 2009'dan itibaren Dışişleri Bakanlığı görevini ifa eden Davutoğlu'nun politik mazisi felaket, fantezi ve hüsranla anılmaktadır.

Türkiye'yi BOP katarına eklemleyenlerden biri bulunan bu şahsiyetin, milli dinamiklerin hilafına devinim etmesi, Türk devletinin imkan, iddia ve yaptırımlarını hiçe sayması sicilinin en karanlık noktalarıdır. Erdoğan hiç bir yetkisi olmadığı halde AKP'yi çekip çevirmekte, kendisinden sonraki politik konsept ve tablo için telaşla dizayn yapmaktadır. Ve bu maksatla AKP'ye uzaktan kumanda Genel Başkan yerleştirerek gelecekle ilgili niyetlerini de ele vermektedir. Recep Tayyip Erdoğan, Türk milletinin vermediği bir yetkiyi kanun anarşisiyle Ahmet Davutoğlu'na lütfetmiş, olağanüstü  kongrenin iradesini beklemeden ve çirkince dayatmalarla AKP'ye bostan korkuluğu dikmiştir. Egemenlik Anayasaya yüzde yüz karşıt olacak biçimde bir şahsın ve etrafında öbekleşen zümrenin eline geçmiştir.'

'AKP'deki oligarşik yapılanmanın Türk milletinin, Türk demokrasisinin ve Türk kanun sisteminin hayrına olmayacağı kesindir' ifadelerini kullanan Bahçeli, 'MHP, yaşanan anayasa cinayetlerine en üst düzeyden tepki vermeyi sürdürecektir. Hiç kimse, milli iradeden ve hukuktan daha büyük değildir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı, inat ve ısrarla devam ettirdiği Anayasayı tanımayan tutumuna son vermezse, sonuçlarına elbette katlanacaktır' değerlendirmesinde bulundu.

MHP'nin haberleri aşırı yakından takip ederek mücadelesini eğilim ve heyecanla yürüteceğini belirten Bahçeli, açıklamasını 'Bilinsin ki Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan'ın mülkü ve keyfi olarak kullanacağı miras mülkü değildir. Bu ülkede noksan de olsa kanun vardır, kurallar vardır, teamül ve ülke gelenekleri hala ayaktadır' halinde tamamladı. 

ETİKETLER: Hiç , kimse , milli , iradeden , büyük , değil
Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber