Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Sağlık 22 Ağustos 2015 - 13:13 Yorum: 0

Hipertansiyon Kalp hastaları için temel risk oluşturur

Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Gürlek, hipertansiyonun ciddi bir sağlık sorunu olduğunu ve ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığını kaydetti.

Hipertansiyon Kalp hastaları için temel risk oluşturur

"HİPERTANSİYON, ÖLÜMCÜL SONUÇLAR DOĞURABİLİR"

Tüm dünyada ve ülkemizde oldukça sık görülen ve birçok organı olumsuz etkileyerek ölümcül sonuçlar doğurabilen hipertansiyon hakkında bilgi veren Gözde Akademi Hastanesi, Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Gürlek, hipertansiyonun ciddi bir sağlık sorunu olduğunu ve ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığını kaydetti.

"KALP İÇİN TEMEL BİR RİSK"

Gürlek, hipertansiyonun kalp için temel risk oluşturduğuna dikkat çekerek, “Hipertansiyon kan basıncının (tansiyonun) normal değerlerinden yüksek olması demektir. Kalp bir pompa gibi kanı atardamarlara gönderir. Daha sonra gevşer. Kalp kasıldığında kanı gönderdiği andaki basınç büyük tansiyonu, gevşediği sıradaki basınç ise küçük tansiyonu gösterir. Kan basıncı (tansiyon) yaş, cinsiyet, ırk, genetik özellikler, fiziksel aktivite, dinlenme gibi faktörlerden etkilenir. Bu nedenle tansiyonun günün farklı zamanlarında üç defa ölçülüp ortalaması alınmalıdır. Normal kan basıncı 120/ 80 mm hg(civa) basıncıdır (Halk arasında 12 ye 8 denir). Tansiyon bu değerin üzerinde ise kişi hipertansiyon hastası adayıdır. 140/ 90 mm hg üzeri ise hipertansiyon hastası olarak kabul edilir. Kalp hastaları için temel risk oluşturur” dedi.

"BİRÇOK FAKTÖR ETKİ EDEBİLİR"

Hipertansiyonun böbrekte oluşan rahatsızlık ve hormonal bozukluk sonucu ortaya çıktığını kaydeden Gürlek, "Hipertansiyon böbrekte oluşan rahatsızlık ve hormonal bozukluk sonucu ortaya çıkar. Hipertansiyon primer ve sekonder olarak 2 'ye ayrılır. Tuzlu gıdaların çok fazla tüketilmesi, böbrek hastalıkları, böbreküstü(adrenalin) bezlerinin hastalıkları, böbrek damarlarının

daralması, doğuştan büyük atardamarın(aortun) bir bölümünün dar olması(aort koarktasyonu),tiroid bezi hastalıkları, çeşitli ilaçlar ve beyinde oluşan tümör ya da hasarlar tansiyona etki ederek yükselmesini sağlar. Buna 'Sekonder hipertansiyon' denir. Hipertansiyonun diğer bir şekli olan primer hipertansiyonun ise nedeni bilinmemektedir. Görülme sıklığı sekonder hipertansiyona oranla çok daha fazladır. Nedenleri arasında şişmanlık, kolesterol yüksekliği, sigara ve alkol kullanımı, ırk, cinsiyet, yaş, şeker hastalığı, psikolojik nedenler ve fazla miktarda tuz alımı gibi birçok nedeni vardır. Tedavisi uzun sürelidir" dedi.

"HERKESTE GÖRÜLME İHTİMALİ AYNI DEĞİL"

Gürlek, hipertansiyonun herkeste görülme ihtimalinin aynı olmadığını kaydederek, " Yaş arttıkça hipertansiyonun kadında ve erkekte görülme ihtimali artar. Kadınlarda menopozdan sonra daha fazla görülür. Fakat orta yaşlı kişilerde; kadınlara oranla erkeklerde görülme sıklığı daha fazladır. Siyah ırkta daha fazla görülür. Genetik faktörlerde hipertansiyon oluşumunda etkilidir. Yüksek tansiyonlu kişilerin yaklaşık %60'ının ailelerinde de tansiyon yüksekliği görülür. Bunların dışında kilolu kişilerde, sigara ve alkol kullananlarda, hareketsiz kişilerde ve bazı ilaçları kullanan kişilerde hipertansiyon görülme ihtimali yüksektir.

"TANSİYONU ÖLÇTÜRMEDE FAYDA VAR"

Hipertansiyonun belirti vermeden gizli seyreden bir hastalık olduğunu kaydeden Gürlek,"Genelde belirti vermeyen ve gizli seyreden hipertansiyon tehlikeli bir hastalıktır. Ama yine de hastaların baş ağrısı, burun kanaması, kulak çınlaması, ayaklarda şişlik, baş dönmesi ve bulanık görmeleri gibi göz ardı edilmemesi gereken şikayetleri olabilir. Yine de sinsi seyreden bir hastalık olduğu için kendini sağlıklı hisseden kişilerin de tansiyonu ölçtürtmelerinde fayda vardır" dedi.

"ÖLÜMCÜL SONUÇLARA YOL AÇABİLİR"

Gürlek, hipertansiyonun vücuda çok büyük zararlar verebileceğine dikkat çekerek, şunları söyledi:"Kontrol edilemeyen kan basıncı vücuda zaman içinde çok zarar verir. Bu yıllar sürebilir. Sinsi olduğu için vücudu içten içe eritir. Damar tıkanıklığına yol açarak kalp, beyin, böbrek gibi hayati organlarda birçok hastalık ortaya çıkarır. Hastayı felç edebilir. Kan basıncı artınca kalbe düşen yük artar. İlk başlarda kalp bu duruma dayanabilir fakat zamanla yükü kaldıramaz hale gelir. Bu durumu önlemek için kalp bir cevap oluşturur. Kalp kası büyümeye başlar ve kalp kasının miktarı artar. bu kalbin armış kan basıncına cevabıdır. Fakat bu durum daha da zararlıdır. Kalbin zamanla kasılması ve gevşemesi bozulur ve düzensizleşir. Kalp kanı pompalamakta zorlanır ve sonuç olarak kalp yetmezliği ortaya çıkar ve diğer organlarda da bu yetmezlik görülebilir. Böyle uzun süreli tepkilerin yanında, ani tansiyon(basınç) artışı sonucu beyin kanaması ve damar yırtılmaları ortaya çıkabilir. Hasta felç geçirir ya da ölür."

“HİPERTANSİYONDA ŞİŞMALIK ÖNEMLİ BİR RİSK FAKTÖRÜDÜR”

Hipertansiyondan korunmak için önerilerde bulunan Gürlek, şunları kaydetti: “İdeal ağırlığınızı koruyun. Şişmanlık hipertansiyon için önemli bir risk faktörüdür. Beden Kitle İndeksinizi hesaplayarak boyunuza göre uygun ağırlıkta olup olmadığınızı kontrol edin. Eğer şişmansanız uygun ağırlığa gelene kadar zayıflayın. Boyunuza göre uygun ağırlıkta iseniz ise bu ağırlığınızı koruyun. Düzenli fiziksel aktivite yapın. Haftada 5 gün 30 dakikalık orta yoğunlukta bir fiziksel aktivite düzenli fiziksel aktivite yaptığınızın bir göstergesidir. Düzenli fiziksel aktivite yaşın ve kronik hastalıkların olumsuz etkisini azaltır, kan basıncını düzenler, kardiyak aritim/ ani ölüm riskini azaltır. Sigara içmeyin. Sigara ve sigara dumanı, katran, karbon monoksit ve nikotine ek olarak içerdiği 4000 den fazla kimyasal madde nedeniyle başta kanser olmak üzere, kronik bronşit, felç ve koroner kalp hastalıklarına neden olan önemli bir risk faktörüdür. Sağlığınız için sigara içmeyin, içiyorsanız bırakmaya gayret edin. Beslenmenize dikkat edin. Vücut ağırlığınızı dengede tutmak, kilo almamak için az şekerli besinleri tercih edin, çay şekeri gibi rafine şekerleri mümkün olduğunca az tüketin, tatlılar ve şekerli içeceklerin tüketimini sınırlandırın. Tuz ve sodyum alımını kısıtlayın. Sodyum alımı 1.5 - 2.5 gr arasında (4-6 gr tuz) olmalıdır. Ayrıca tuz oranı düşük yağsız veya az yağlı süt ve süt ürünlerini (yoğurt, peynir vb.) tüketin. Kullandığınız yağ türüne dikkat edin ve doymamış yağ asidinden zengin bitkisel sıvı yağları (zeytinyağı, ayçiçeği yağı, mısırözü yağı vb) tercih edin. Posa tüketimini arttırın. Haftada her gün 4-6 porsiyon (400-500 gr) çeşitli taze sebze ve meyve yiyin. Kuru fasulye, nohut, mercimek vb. kuru baklagillerin tüketimine özen gösterin. Alkol tüketimini azaltın. Alkol alımı kan basıncının yükselmesine neden olur. Stresten mümkün olduğunca uzak durun. Düzenli olarak sağlık kontrollerinizi yaptırın.

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber