Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Sumru Çelikcan

İftar davetleri...

25 Ağustos 2010 - 03:06 Yorum: 4

Ramazan ayının gelmesiyle meşhur iftar yemekleri de başlamış oldu. Bu güzel ayda açın halinden anlıyor, nefsimizi köreltmeyi öğreniyoruz…
Bu mübarek ay öyle huzur veren bir ay ki, tabi vicdan sahibi ve Allah sevgisini, korkusunu içinde barındırabilenlere…
Ramazan ayında beni rahatsız eden tek şey, gösteriş amaçlı düzenlenen iftar yemekleri. Ramazan ayının gelmesiyle bazıları başlıyor liste yapmaya. Şu arkadaşı alalım yemeğe, bu akrabayı alalım yemeğe. Statülerine göre kimini evlerinde ağırlama kararı alıyorlar, kimini de lüks restoranlarda. Sonra o ağırladıkları misafirler altta kalırmı. Kalmaz tabi. Bu sefer onlar davet ediyor. Başlıyor kısır döngü. O bizi yemeğe aldı, bizimde almamız lazım mantığıyla geçip gidiyor ramazan bir kısım zengine…
İnsanların birbirlerine gidip gelmesi, eşin dostun bir arada olması, evine gelen misafiri en iyi şekilde ağırlamak çok güzel şeyler. Fakat her şey yerinde ve zamanında güzel. O sabahtan başlayan sınırsız çeşitteki yemek hazırlıkları bana içler acısı geliyor…
Her insanın yiyebilme sınırı vardır. Masada bulunan fazlalıklar sadece süs gibi kalıyor ve dökülüyor. Sırf ne becerikli kadınmış desinler diye ya da sofrası ne güzeldi, ne çok şey vardı desinler diye hummalı bir çalışma var bazılarının evinde… Bu şekilde açın halinden nasıl anlar insan. Kuru ekmekle, bir tas çorbayla orucunu açan bir sürü ev var. Niye bunu anlamakta güçlük çekiyoruz bilmiyorum. Tok açın halinden ne anlar diye çok güzel bir laf var. İşte bu insanlarda birbirlerini ağırlamaktan dünyadan bir haberler… Dediğim gibi eşin dostun bir araya gelmesi çok güzel şeyler fakat o evinde ekmeği zorla bulan, karnı doymadan sofradan kalkan milyonları da unutmadan yapmak lazım bazı şeyleri. Anlatmak istediğim zenginde fakir gibi yaşasın değil. Sadece fakirin halini anlasın. Onlara yardım eli uzatsın. Elindekinin kıymetini bilip, paylaşmayı bilene Allah her zaman da ha çok verir ve her şey paylaştıkça çoğalır. En azından bu ay gösteriş sevdasından vaz geçse de bazılarımız, aç olan açıkta olanlara ne yapabilirim diye düşünseler…
Oruç tutmayı bile gösteriş haline dönüştürebilme yeteneğine sahip olanlar var bir de. Onlar komik olmaktan öte sinir bozucu varlıklar. Oruç olmadıkları halde, orucum diyenler var ya. Hani şu millet için, o ne der bu ne der için yaşayanlar var ya. Bu lafım onlara. Allah ın bildiğini kuldan saklamaya çalışan kendini bilmezlere. Herkesin dini kendine, oruç tutsan bana ne fayda, tutmasan ne fayda. Ne yazık ki aramızda bir de böyle bir grup var.
Uzun lafın kısası ramazan ayının içinde barındırdığı, bütün güzel duyguları doyasıya yaşamaya çalışalım. Unutmayalım fakiri, fakirin halini. Keşke sadece ramazanda değil,
her zaman onların neler yaşadığını düşünerek şükretmeyi, yardım etmeyi, paylaşmayı unutmadan yaşayabilsek…
Herkese hayırlı ramazanlar diliyorum…

YAZARIN DİĞER YAZILARI