Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin, 'Filİstin'in Uluslararası Ceza Mahkemesine başvuru etme hakkı var. Eskiden yoktu. Güvenlik Konseyinin kilidini açamayacağınıza göre, yalnızca söylev atarak, heyecan yaratarak, meseleyi sırt üstü bırakmak değil biraz da deva edinebilmek lazım. Benim teklifim bu istikamettedir' dedi.

Ankara'daki basın, yayın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen İhsanoğlu, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin İzah yapıp, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı seçiminin, şartları bakımından eşit olmadığını savunan İhsanoğlu, milletin, zekasıyla, ferasetiyle, sağduyusuyla en doğru kararı vereceğini söyledi. Halkın, istediği cumhurbaşkanını ilk turda seçeceğini düşündüğünü belirten İhsanoğlu, şunları kaydetti:

'Bizim ortaya çıkışımızdan buyana halkta görülen ilgi, teveccüh şaşırtıcı. Zaman içerisinde de başta söylenen 'tanınmıyordu' bulunmamaktadır oldu. Ben aşırı ümitvarım. Halkımızın istikrar içerisinde huzur, itimat aradığını, gerginlikten uzak, zıtlaşmayı terk eden, üretimi artıran, ekonomik gelişmesini, refahını büyüten bir ortam istiyor. Dışarıda da itibar istiyor, yalnızlıktan kurtulmak istiyor. Ve Türkiye bu hedeflerine ulaşacaktır. Bende bu yolda hizmet ettiğim için kendimi mesut addediyorum.'

Çok büyük araba konvoyları geliyor 

Açıklamasının ardından İhsanoğlu, soruları yanıtladı. 'Adaletsiz bir seçim sürecinden bahsettiniz. Sahada AK Parti var, Başbakan için çalışıyor lakin ne CHP'nin ne MHP'nin ciddi bir kampanya yaptığını göremedik. Siz bundan rahatsız mısınız' sorusuna, İhsanoğlu, 'Tespitlerinize katılmam olası değil, nedeni ise benim müşahedelerim aşırı farklıdır. Gittiğimiz her yerde aşırı büyük araba konvoyları geliyor' yanıtını verdi.

Hiçbir partinin adayı olmadığını belirten İhsanoğlu, seçim çalışmalarında, partilerin liderlerinin, flamalarının, bayraklarının olmadığını, herkesin, milletin bir yüzü şekilde destek verdiğini kaydetti. 

Gittiği her yerde, kendisini destekleyen partilerin il başkanlarının ve teşkilatlarının yanına geldiğini anlatım eden İhsanoğlu, bayanların ve genç kızların ilgisinin kendisini şaşırttığını dile getirdi.

'Anadolu'da karşılaştığımız bazı insanlar, 'Sloganı ekmek olan İhsanoğlu, ekmeğin fiyatı nedir, bunu dahi bilmiyordur' halinde görüş belirtiyor. Siz buna ne dersiniz' sorusuna, İhsanoğlu, 'Siz buna inandınız mı' karşılığını verdi. 'Ekmeğin fiyatı ne kadardır efendim' sorusu üzerine, İhsanoğlu, '1 liradır efendim, kamu ekmek de 60 kuruştur' yanıtını verdi. 'İstanbul'da, Ankara'da ve ya Anadolu'da kamu ekmeğin fiyatı ne kadardır' denilmesi üzerine, İhsanoğlu, 'Cevabım yeterli değilse siz benim ağzımdan arzuladığınız cevabı yazabilirsiniz, nedeni ise sizin adetinizdir' karşılığını verdi.

Hepsine vefa borcumuz var

'Sayın Başbakan, 'Eğer cumhurbaşkanı seçilirsem Bakanlar Kurulu'nu toplayacağım' dedi. Siz böyle mi yapacaksınız? Menderes'in mezarını ziyaretinizin ardından, 'bir diktatörlük zamanına son verdi Menderes' dediniz. Bu yanlış anlaşıldı, biz mi yanlış anladık acaba' soruları üzerine, İhsanoğlu, 'Bakanlar Kurulunun temel başkanı kimdir? Başbakandır. İcranın başı, mesul olan odur. Cumhurbaşkanının sorumluluğu değil ki icra. Bu Anayasa'nın hükmü. Biz, tartışmamızı Anayasa hükümlerine göre yapacağız. Tartışılması lazım lakin bu teklifler siyasi Öneri kaldığı müddetçe, bir partinin, görüşün teklifi şekilde kaldığı müddetçe bunların geçerliliği yoktur. Ne süre geçerli olur? Meclis bunları kabul eder Anayasa tadili durumuna getirirse ve kabul edilirse olur elbette. O süre herkes buna uymak durumunda' dedi.

Adaylığı resmen ilan edildikten sonra Atatürk'ün ve İsmet İnönü'nün manevi huzurunda bulunduğunu, sonrasında da rahmetli Adnan Menderes, Turgut Özal, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun mezarlarını ziyaret ettiğini hatırlatan İhsanoğlu, 'Bu şahısların hepsi vatanları uğruna hayatlarını feda ettiler. Kimi şehit oldu, bazen bütün hayatı boyunca hapislere girdi, işkencelere maruz kaldı. Türkiye bugün Şayet bu noktaya gelmişse bunların hepsine bizim saygı, vefa borcumuz var' diye konuştu.

'Başbakanın, 'başbakanlıkta başarılı olduğunu' söylediniz. Geçmişte Sayın Başbakan'a oy verdiniz mi? Eğer siz namzet olmasaydınız, cumhurbaşkanlığı seçiminde Başbakan'a oy atmayı düşünür müydünüz? İkinci tura kalamazsanız oy verir misiniz' sorusuna, İhsanoğlu, 'Benim aile olarak, şahsen hangi siyasi ekole mensup olduğumu ve kimlerin yakınında olduğumu, kimlerin bana yakın olduğunu söyledim. Bu açıktır. Bu yarışın, ülkenin menfaati, istikrarı, huzuru için enfazla alternatifleri, kombinasyonu çıkarmasını temenni ediyorum' cevabını verdi.

İsrail'in zalim saldırısı ilk değildir

'Başbakan'ın size yönelik eleştirilerinde, sizin İsrail'e yönelik eleştiride bulunmamanız ön plana çıkıyor. Siz cumhurbaşkanı adayı şekilde Gazze'de yaşanan sorunun çözümü için ne öneriyorsunuz? Başbakan'ın, size yönelik eleştirilerinize yanıtınız olacak mı? Sayın Başbakan, sizin aldığınız Kudüs Nişanı konusuna değindi. Filistin Devlet Başkanı Abbas, 'Biz onu emekli olan bütün bürokratlara veriyoruz' demiş. Sizin Sayın Abbas ile bu konu ile ilgili bir paylaşımınız oldu mu' sorusuna, İhsanoğlu, 'Sayın Abbas'ın Sayın Başbakanımıza söylediklerini bilmiyorum. Ama Sayın Abbas'ın bana söylediklerini açıklarsam aşırı ayıp olacaktır. Değişik yıllarda söylediklerini ben söylemem, benim devlet terbiyem buna uygun değil' yanıtını verdi.

'İsrail'in, gaddar, zalim, vahşice saldırısı ilk değildir ve son olmayacaktır' diyen İhsanoğlu, 2009'da, Birleşmiş Milletlerin sistemi dışında olan Filistin'e konulan ambargoyu başarılı bir biçimde deldiklerini anlattı.

Filistin'in 2012'nin sonuna doğru Birleşmiş Milletlere gözlemci aza olduğunu hatırlatan İhsanoğlu, 'Bugün Filstin'in Uluslararası Ceza Mahkemesine başvuru etme hakkı var. Eskiden yoktu. Güvenlik Konseyinin kilidini açamayacağınıza göre, yalnızca söylev atarak, heyecan yaratarak, meseleyi sırt üstü bırakmak değil biraz da deva edinebilmek lazım. Benim teklifim bu istikamettedir' dedi.

Cumhurbaşkanının tecrübesi olması lazım

'Menderes ve arkadaşları olmasaydı Türkiye diktatöryadan kurtulamayacaktı sözü size mi ait? Arkasında duruyor musunuz? CHP'den herhangi bir tepki aldınız mı' sorusuna İhsanoğlu, 'Ben hiç bir partinin adayı değilim, beni namzet belli eden partiler de bunu iyi biliyorlar. Türkiye'nin siyasi tarihini burada tartışacak değiliz. Ben söylediğim her sözün arkasında duran bir insanım. Bugün 'ak' dediğime, yarın 'kara' demem' yanıtını verdi.

IŞİD'in Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin yoğun yaşadığı Kobani'deki saldırılarına ilişkin soru üzerine İhsanoğlu, Diyarbakır ve Urfa'ya giderek oradaki vatandaşlarla bir araya geleceğini belirtti. İhsanoğlu, şunları söyledi:

'Telafer'deki problem karşısında ne hissediyorsak, Kerkük, Gazze için ne kadar üzülüyorsak, Kobani için de tıpkı biçimde üzülüyoruz. Artık Ortadoğu'nun barış ve rahatlık diyarı olmasını istiyoruz. Türkiye burada aşırı mühim rol oynayabilir. Burada bir devletler içerisinde bir işbirliği ve güvenlik ağını kurmamız lazım. Bunu yapmadığımız takdirde bu sıkıntılara herzaman maruz kalacağız. Etnik, mezhebi veya ideolojik temeller üzerine değil, milletlerin, halkların menfaati ve selameti açısından yapmamız lazım. Bu basit iş değil, aşırı zor iştir. Ama bu yola girmemiz lazım. Türkiye cumhurbaşkanının bu konu ile ilgili tecrübesini, bilgisini koyması lazım, temaslarını, uluslararası ilişkilerini kurması lazım.'

İşçilerin hakları meselesinde işveren örgütlerinden gelen baskılara 'dur' diyecek misiniz?' sorusuna karşılık da İhsanoğlu, taşeron sisteminin Türkiye'de yaygın olduğunu, bundan aşırı rahatsızlık duyduğunu dile getirdi. Türkiye'nin bundan böyle Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) standartlarını benimsemesi gerektiğini vurgulayan İhsanoğlu, '19. yüzyıldaki İngiltere'den misal vermeyelim Allah rızası için. Biraz da 2014 senesindeki İngiltere'den misal verelim' dedi. 

28 Şubat'ta mağdur oldum

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı dönemini nasıl bulduğu sorusuna İhsanoğlu, 'Sayın Cumhurbaşkanım son güne kadar benim Cumhurbaşkanımdır. Ona saygıda kusur etmem, benim devlet terbiyem, devlet anlayışım budur' yanıtını verdi. 

İhsanoğlu, 'İstenilen insanların tutuklanması için barış ceza hakimliği oluşturuldu. Avukatların dosyaları görememesi için bir Öneri geçti. Görevden alınan memurların göreve iadelerinin yargı kararıyla olsa dahi 2 sene içerisinde uygulanmaması, uygulamayan idareci ile ilgili cezai sorumluluğun olmaması bu gibi bazı düzenlemeler yapıldı. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusu üzerine, 'Bu teklifler karşısında şaşkınım' dedi. 

'28 Şubat'ta mağdur oldum mahkemeye gittim, ilk celsede beni haklı buldu. Fakat daha sonra devam eden saldırılar haksızlıklar nedeni ile 10 sene erken emekli oldum. Kızlarımızın başörtüsü ve benim yaptığım çalışmalardan çekinen o çağın muktedirleri, bugün uydurulduğu bu gibi yalanlar, iftiralar... O süre diğer bir yerden geliyordu, ne yazık ki şimdi diğer bir yerden geliyor. Adalet mülkün temelidir' diye asılı levhalar olur. Bu aşırı mühimdir. Mülk demek, devlet, ulus demektir. Milletin ve mülkün temelinde adalet bulunmamaktadır bulunduğu anda o ulus de çöker, o mülk de çöker. O bakımdan Türkiye'nin yine mülkünü, devletini, milletini adalet temeli üzerine inşa etmesi lazım.'

Öte yandan İhsanoğlu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi ile de bir araya geldi.