Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 30 Temmuz 2014 - 18:11 Yorum: 0

İhsanoğlu büyük bir mutabakatın sonucudur

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Sayın İhsanoğlu, büyük bir mutabakatın sonucudur. Sayın İhsanoğlu, Türk milletinin, Türkiye’nin, 77 milyonun adayıdır" dedi.

İhsanoğlu büyük bir mutabakatın sonucudur

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ramazan Bayramı dolayısıyla partisinin İzmir il başkanlığınca Halkapınar Spor Salonu’nda düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, bayramların, milli ve manevi yaşam bakımından değişik ciddiyete sahip olduğunu anlatım ederek, kardeşliği güçlendirdiğini, paylaşmanın güzelliklerini yaşattığını ve sosyal dengeyi tesis ettiğini dile getirdi. 

Bayramların tıpkı zamanda, kavuşma ümidi, kaynaşmanın ve 77 milyonun ele ele, gönül gönüle olmasının ismi olduğunu belirten Bahçeli, günümüzde şehit ana ve babalarını, memleket, ulus için fedakarlık oluşturan kahramanların geride bıraktıklarının hatırlamanın herkezin sorumluluğu olduğunu söyledi. 

Bahçeli, bayramda yakın coğrafya da yaşanan acılara da işaret ederek, şunları kaydetti: 

'Kerkük ağlarken bizler gülemeyiz. Musul, Telafer, Kaşgar, Akmescit inlerken bizler sorunsuzca ve mutluluk bulamayız. Elbette Gazze’nin çığlıklarını da duyacağız. Filistin sokaklarındaki yıkıma duyarsız kalmayacağız. Trablus’un iç çekişini, Halep’in ahını, Şam’ın feryadını, Kudüs’ün zeytin kokulu havasını, Bağdat’ın, Ninova’nın, Tıkrit’in, Samarra’nın, Erbil’in solgun bakışlarını derinlerimizde hissedeceğiz. Babil’in asma bahçelerini, Basra’nın güzelliklerini aklımızdan çıkarmayacağız. Komşu ülkelerin, eski hakimiyet havzalarımızın istikrara kavuşması için ellerimizi semaya açacağız.' 

Törene katılanlar ile bütün Türk-İslam aleminin Ramazan Bayramı’nı kutlayan Bahçeli, 'Türk yurtları ve bütün insanlık için sevgi, sulh ve mutluluk getirmesini Rabbim’den niyaz ediyorum' dedi.

'Müslümanlar ve Türkler sistematik şekilde öldürülüyor'

Bahçeli, İslam coğrafyasında vahşet ve karışıklığın hüküm sürdüğünü, Osmanlı hakimiyetinden koparılan topraklarda Müslümanların ve Türklerin sistematik şekilde öldürüldüğünü belirterek, bu yapılırken de zalimlerin İslam’a kara çaldığını anlatım etti.

'Küresel hesapların, Müslüman varlığına kast ettiğini lakin bundan daha kötüsü, bu zulümde bildik işbirlikçilerin zalimlerle kol kola devinim ettiğini' dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu: 

'İçimizden devşirilen işbirlikçiler aşina zalimlerle kol koladır. BOP’a Eşbaşkanlık oluşturan zalim yamağını siz iyi biliyorsunuz. Müslüman kanına doymayan küresel saldırganlara boyun eğen, bölgesel senaryolarda oynatılan malum adamı iyi tanıyorsunuz. İsrail Gazze’yi yakarken, bu adam yalnızca konuşmuştur. Mısır’da vuruş yapılırken, bu adam yalnızca gürültü çıkarmıştır.  İki pilotumuz şehit edilirken, Mavi Marmara’da 10 vatandaşımız katledilirken, Reyhanlı’da 53 vatandaşımız bombalı saldırıya kurban giderken bu adam yalnızca ipe un sermekle meşgul olmuştur. Bu adam ki, Caber’deki Süleyman Şah türbesi tehdit edilirken sesini çıkaramamış, hatta Türkiye’ye dışarından roket attırıp Suriye’yle savaşa sokmayı dahi planlamıştır.'

'Türkiye'nin tarihsel gücü, saygınlığı heba edildi' 

Bahçeli, cumhurbaşkanlığına namzet olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'ye fazla fazla şey kaybettirdiğini ileri sürerek, şöyle devam etti: 

'Türkiye’nin tarihsel gücü, namzet Erdoğan sebebi ile eritilmiştir. Türkiye’nin saygınlığı, namzet Erdoğan sebebi ile heba edilmiştir. Türkiye’nin ulusal ve kültürel birikimi, namzet Erdoğan’ın hışmına uğramıştır. Aday Erdoğan, bütün komşularla sıfırı tüketmiş, bütün komşularla aramızı açmıştır. Türkiye bölgesinde yalnızlaşmış, içine kapanmıştır. 'Darbeci' diye yaftalanan Sisi, Gazze’de akan kanın durması için mekik diplomasisi yürütürken, Filistin Devlet Başkanı Mısır’a ümit bağlamışken, aday Erdoğan günü gün etmiş, yalan ve ikiyüzlülükle vakit geçirmiştir. Aday Erdoğan, İsrail’e önde hakaret ederken, arkada oğlu tıka basa doldurduğu gemileriyle İsrail limanına çoktan yanaşmıştır. Aday Erdoğan, İsrail’i sahnede terör devleti diye suçlarken, perde gerisinde boynundaki Yahudi Cesaret Madalyasını parlatmış, aldığı yüzbinlerce dolarlık ödülü saymıştır. Bir yandan İsrail’i en ağır biçimde eleştiren Erdoğan, diğer yanda jet yakıtı ihraç ederek bu ülkenin ölüm saçan uçaklarını havalandırmıştır. Erdoğan konuştukça batmış, meydanlara çıktıkça bitmiş, maskesi düşmüştür. Türkiye, 12 yıldır silgisi kaleminden evvela biten, bir dediği diğerini tutmayan bir adamın elinde israf olmuştur. Erdoğan’da iftira vardır, yalan vardır, gıybet vardır, karartma vardır.' 

Başbakan Erdoğan'ın, bu süreçte kendilerini, 'İsrail’in işini kolaylaştırmakla suçladığını' hatırlatan Bahçeli, 'Bize İsrail dalkavuğu demek için bir insanın Calut’un soyundan gelmesi, Firavun’un izinden yürümesi yeterlidir. Sözüm ona biz, gündemi Gazze’den alıp başka yerlere çekmek istiyormuşuz. Hatta Türkmen kardeşlerimizi de istismar ediyormuşuz. Erdoğan hakikaten de ruh sağlığını acilen gözden geçirmelidir. İsrail’in işini kolaylaştıran, Siyonizme bekçilik yapan, büyük İsrail hedefine hizmet eden, roket savunma sistemiyle İsrail’e koruma kalkanı inşa eden kendisi değilmiş benzeri konuşmaktadır. Yani yavuz hırsız ev sahibini bastırma teşebbüsündedir' ifadelerini kullandı.

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, 'geceler boyunca tek endişesinin Filistin olduğunu' söylediğine de işaret ederek, şöyle devam etti: 

'Hal böyleyse Erdoğan’ın elini tutan yoktur. Önünde mani de bulunmamaktadır. Çoluğunu çocuğunu, villadaki ganimetleri gemilerinden birisine yükleyip İsrail’in izin ve icazetiyle derhal Gazze’ye iltica etmelidir. Madem tek endişesi, tek sıkıntısı Filistin’dir, o durumda namzet Erdoğan derhal Türkiye’yi terk etmeli, Hamas’a katılmalıdır. Dikkatinizi çekerim ki, bizim Erdoğan’dan en bariz farkımız burada ortaya çıkmaktadır. Biz de Filistin’e üzülür, sıkılır ve yanarız; lakin geceler boyunca Türkiye’yi, Türkmenleri ve Türk milletini düşünür, bunlarla ilgili endişe taşırız. Aday Erdoğan, Gazze’yi ulusal sorun gördüğünü açıklamaktadır. Sanki Türkiye’nin ulusal meselelerini benimsemiş ve savunmuş gibi sırayı Gazze almıştır.' 

Başbakan Erdoğan'ıın millilikten anladığı tek şeyin, sandıkta ortaya çıkan millilik olduğunu, bir insanın ulusal olabilmesi için herşeyden önce vatana, millete ve bayrağa şaşı bakmaması gerektiğini söyleyen Bahçeli, 'Bir insanın ulusal olması için gayri ulusal unsurlara eğilip diz çökmemesi şarttır. Kozmopolit perişanlıktan millik çıkmaz, kaos tüccarına, Türk düşmanına, kimlik hasmına, Mustafa Kemal’e ayyaş diyen, TC’ye kasteden, Türklüğü etnik seviyeye indirmeye yeltenen bir şahsiyete ulusal değil, militanlaşmış milliyetsiz denir' ifadelerini kullandı.

IMF borçlarının ödenmesi 

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarında bazan süre çıkarlarını itham ederek, milliyetçiliği 'IMF borçlarını ödemek, hariç yükümlülüklere karışı Merkez Bankası kasasında tutulan rezerv artışı ile kimin cebine gittiği muamma olan ulusal gelir artışı' şekilde tasvir ettiğini savunarak şunları söyledi: 

'Bunları söylerken, Türkiye’yi kaçakçılara, kara paracılara, altın hırsızlarına, sıcak paracılara, ekonomik tetikçilere, nakit baronlarına, nema ve rant merkezlerine teslim etmesinin ne anlama geldiğini itiraf edememektedir. Bunun adı, Türk milletinin topluca yoksullaşması, işsiz kalması ve ekmeğinden olmasıdır. Gelen sermayeden daha fazlasının çıkmasını veren ekonomik sömürü düzeninin bir ucunda küresel nakit babaları, öteki ucunda ise namzet Erdoğan ve yandaşları vardır. Şu hazin gerçeğe bakınız ki, İsrail Kürdistan’ı teşvik edip bağımsızlığını özendirirken, Erdoğan nedense hiç rahatsız olmamıştır. Çünkü namzet Erdoğan, Öcalan, Anglo-Sakson komplo, Barzani ve Netanyahu, Tarihi doğu Meselesi Ligi’nin Kürdistan alanında ter akıtan beş oyuncusudur. Erdoğan Rabia işaretindeki başparmağı da açarsa işlem tamam olacak, hem rüşvet kadrosunun, hem de Kürdistan korosunun niyet ve sayısı tam şekilde deşifre olacaktır.' 

'10 Ağustos tarihsel bir sınav'

 Mehmet Akif Ersoy'un, 'Girmeden tefrika bir millete, hasım giremez; Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez' sözlerine atıfla kötülüğün kaybetmesi için iyilerin bir arada olması gerektiğini anlatım eden Bahçeli, 10 Ağustos'ta Türkiye'yi tarihsel bir sınavın beklediğini söyledi. 

Bahçeli, 10 Ağustos'un, iyinin, doğrunun, temizin, güzelin, hidayet ve hikmetin belini doğrultması için fazla fazla mühim bir karar anı olacağını anlatım ederek, şöyle konuştu: 

'Türk milleti 12’nci Cumhurbaşkanını, aracısız seçecektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin doruk noktasına yepyeni ve taptaze bir bilinç gelecektir. Dileğim, bu seçimin, herhangi bir gerginliğe, herhangi bir taşkınlığa ve krize meydan vermeden demokratik olgunlukla yapılmasıdır. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’dur. Sayın İhsanoğlu, büyük bir mutabakatın sonucudur. Sayın İhsanoğlu, Türk milletinin, Türkiye’nin, 77 milyonun adayıdır ve cepheleşmeye karşı beraber yaşamın, yasaklara karşı hür tavrın, baskıya karşı demokrasinin, yozlaşmaya karşı ulusal kültürün, yolsuzluğa karşı dürüstlüğün, yandaşlığa karşı milletin müşterek vicdanıdır. Sayın Cumhurbaşkanı adayımız, geniş ve İçten nitelikli söz ve ağız birliğinin sapasağlam kararıdır.' 

Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı'nın bulunduğu Çankaya'nın, Mustafa Kemal'in ve Kurtuluş Savaşı'nın aziz hatırası olduğunu, Konak’ta çekilen ilk bayrağın, ulusal mücadele yolunda sıkılan ilk kurşunun, Samsun’da atılan ilk adımın, Amasya’dan yayımlanan ilk tamimin, Erzurum’da toplanan ilk ulusal kongrenin özü ve özeti olduğunu dile getirdi.

'Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı kardeşliğimizin simgesidir' 

Bir bireyin cumhurbaşkanı olabilmesi için herşeyden önce bunu bilmesi gerektiğini savunan Bahçeli, şunları kaydetti: 

'Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı kardeşliğimizin simgesidir. Milli ve üniter devlet yapımızın teminatıdır. Cumhurbaşkanı hariç dünyaya dönük yüzümüz, içimize dönük birlik sancağımızdır. Çankaya’nın duvarlarında hala Sakarya Zaferi’nin sevinçleri çınlamaktadır. Büyük Taarruz ve Dumlupınar’ın sımsıcak anıları Çankaya’dan buram buram tütmektedir. Türkiye’yi kuran ve kurtaran milliyetçilerin kutlu anı ve mirası Çankaya’nın ruhunda toplanmıştır. Bunları bilmeyen adamdan Cumhurbaşkanı olmaz. Türkiye Cumhuriyeti’ne ismi konmamış harp açan gafil ve cahile cumhurbaşkanı olmak düşmez.' 

Bahçeli, cumhurbaşkanı adayı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 17-25 Aralık’ta düzenlenen operasyonlarda suçüstü yakalandığını ileri sürdüğü konuşmasında, 'Aday Erdoğan, sırtında 17-25’in kamburuyla Çankaya yokuşunu çıkamayacak, 10 Ağustos’ta soluk yetmezliğinden kaybetmeye mahkum olacaktır' dedi.

Başbakan Erdoğan'ın, '17-25 Aralık operasyonlarını topluma, darbe girişimi, Pensilvanya’nın Türkiye’yi susturma girişimi ve ulusal güvenliğe, ulusal bekaya ve sözde çözüm sürecine suikast şekilde göstermeye çalıştığını, bütün bunların sorumlusu şekilde da bir 'paralel yapılanmayı' işaret ettiğini' dile getiren Bahçeli, şöyle davam etti: 

'Karşımızda vuruş değil, rüşvetçiler ve rüşvet suçu vardır. Karşımızda tezgah, oyun, senaryo değil; yolsuzluğa çakılmış, harama sapmış hükümet durmaktadır. Erdoğan ister hakim ve savcıları kıyıma uğratsın, ister emniyetin altını üstüne getirsin. İster inlerine gireceğiz desin, ister hainler, vaiz lobisi, nema lobisi, virüsler, haşhaşiler sözleriyle avunsun. Erdoğan, 17-25 Aralık'ın hesabını er veya geç verecektir. Bugün değilse de fazla fazla yakın süre arasında adaletin huzuruna kuzu kuzu çıkacaktır. Erdoğan’a göre en sorunsuzca yer cezaevidir. Hatta ulu kitabımız Kuran’ın sakince okunacağı yer şekilde cezaevini göstermiş, demir parmaklıkları övmüştür. Madem böyledir; Erdoğan’a önerim şimdiden kendisine bir kitap çantası hazırlaması, çıkacağı uzun yolculuk için şimdiden hazırlanmasıdır.' 

'10 Ağustos'ta ulus kazanacak'

Bahçeli, 10 Ağustos'ta yapılacak seçimde milletin kazanacağını, ulusal ruhun silkinip ayağa kalkacağını anlatım ederek, partililere ve seçmenlere şöyle seslendi:

'Hep beraber sandığa gidelim, sandığa sahip çıkalım, oyumuzu her zaman kullanalım, eşimize, dostumuza, yakınımıza oy kullandıralım. Tatil mevsiminde rehavete kapılmayalım. Şu bayram gününde, gelin ekmek için Ekmeleddin Bey’de söz keselim. İçeride huzur, dışarıda itibar için Ekmeleddin Bey diyelim. Ekmeği bütün Ekmeleddin Bey’i cumhurbaşkanı şekilde seçelim. Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim. Ekmeğimize kan doğrayanların değil, ekmeğimizi büyütmeye namzet olan Ekmel Bey’in önünü açalım. 

Ekmeleddin Bey varken, cumhurbaşkanlığı makamı '17-25 Erdoğan’a yakışmaz. Ekmeleddin Bey dururken, hain emeller Çankaya’ya çıkamaz. Biliniz ki 10 Ağustos’ta, ya ekmek kazanacak ya da ekmeksizler ekmek çalmaya devam edecektir. Ya doğruluk kazanacak ya da hırsızlar Çankaya’yı konuk tutacaktır. Ya ulus kazanacak ya zillet sökün edecektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin düzlüğe çıkması, gerçek ve sıhhatli bir değişimin olması, dengeli bir dönüşümün filizlenmesi için Ekmel Bey, cumhurbaşkanı olmalıdır. Bunun için herkes, her dava arkadaşım geceyi gündüze katmalıdır.'

Vatandaşlardan açıklanan anket sonuçlarına da itibar etmemelerini isteyerek, 'Siz aldanmayın algı operasyonlarına. Siz bakmayın yandaşlar ne yazmış, siz aldırış etmeyin havuz medyası ne söylemiş. Allah’ın izniyle 10 Ağustos’ta Çankaya hak eden konuğuyla tanışacaktır ve 12’inci Cumhurbaşkanımız Sayın Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu olacak, Cumhuriyet kurtulacaktır' dedi. 

Bahçeli, konuşmasının ardından partilerle tek tek bayramlaştı.

Muhabir: Ufuk Kırabalı

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber