Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Hakkı Yiğit

İnsanlığın Onuru

16 Nisan 2013 - 10:39 Yorum: 2

Kutlu Doğum Haftasının arefesindeyiz

Bu yıl Kutlu Doğum Haftasında Hz. Peygamberin insan onuruna verdiği önem temalı programlar gerçekleştirilmesi uygun görülmüş.

Her yıl farklı konular ile Kutlu Doğum Programların gerçekleştirilmesi Efendiler Efendisini “anlamak” adına önemlidir.

O’nu “anlayan” ve O’nun getirmiş olduğu evrensel doğrulardan ve güzelliklerden nasiplenen O (sav)’i en güzel şekilde “anmış” olur zaten.

Çok şükür her geçen gün O’nu anmaktan ziyade O’nu anlamaya yönelik etkinlikler, programlar gerçekleştiriliyor.

Zira O’nu anmaktan çok anlamaya ihtiyacımız var.

Birey olarak da bize düşen O’nu “başkasına” anlatmaktan ziyade O’nu bizzat “kendimiz” anlama ve örnek alma yolunda gayret etmektir.

Bizler Hz. Peygamber (sav)’in insanlığa vermiş olduğu onuru genelde O’un bir “inanmayan birinin” cenazesinin önünde ayağa kalmasını, yolunu kesen bir kadını uzun süre dinlemesini, engelli insanlara olan yaklaşımını, kadına değer vermesini, çocuklara verdiği değeri… vb. anekdotlar aktararak anlatırız.

Amennâ, bütün bunlar Efendiler Efendisinin bir beşer olarak O’nun üstün meziyetlerini ve insana gösterdiği değer ve onurun kadir kıymetini gösterir…

Ancak O’nun insanlığa, evrene, kâinata tüm zamana verdiği onur nedir?

Evvela O (sav) her şeyden öte; Cenâb-ı Hak tarafından seçilmiş en mükemmel, en olgun, en mümtaz, en son evrensel peygamberdir.

Hz. Âdem ile başlayan peygamberlik zincirinin en son halkası…

Hz. Âdem’in ilk insan ve ilk peygamber olarak gönderilmiş olması ve Yaratıcının halifesi kılınmış olması onur ve şeref olarak insanlığa yeter.

Ben-i âdemoğlunun, yaratıcısının ayinadarlığını yapmasından daha yüce bir pâye mi olur?

Kuds-i hadis olarak zikredilen “Ben yere göğe sığmadığım ancak mümin kulunun kalbine sığdım” diyen Yüce yaratıcıyla hem dem olmaktan daha büyük bir şeref mi olur insanlık için?

Kainatta yaratılan bütün varlıkların insanoğlunun hizmetine musahhar kılınmak için yaratıldığını belirten rabbimiz insanoğluna ne büyük kıymet verdiğinin göstergesi değil midir?

Şayet insanoğluna hiçbir ayrıcalık verilmiş dahi olsaydı, Hz. Muhammed (sav)’in ben-i âdemden olması insanlık onuru ve şerefi için yeter değil midir?

“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” “Beni rabbim terbiye etti ne güzel terbiye etti” diyen Hz. Muhammed (sav) eğer hiçbir kelâm etmemiş olsaydı bile O’nun hayatı, yaşantısı dün-bugün ve kıyamete kadar bütün insanlık için en yüce onur ve şeref olarak yeterli değil midir?

İnsanlığın hakkın ve halkın nazarındaki onuru; O (sav)’in yüce ahlâkı ile ahlâklanmasından geçiyor.

Ve hepimiz O’nun bize ab-ı hayat olarak bahşettiği şeref ve haysiyet, onur ve pâye ile ancak izzetli ve şerefli bir hayat yaşayabiliriz.

Hakkın ve halkın nazarında bir değerimiz, izzetimiz, şerefimiz olacaksa, var ise –ki inşallah vardır- O’nun iklimde bulunmaktan öte başka ne meziyetimiz var ki?

O’nun ümmeti olmaktan daha öte bir şeref, onur, gurur, pâye mi var bizler için…

Birçok şeyde olduğu gibi onurun, haysiyetin, şerefin, değerin, kâdir kıymetin -Nasrettin Hoca’nın “ye kürküm ye” örneğinde olduğu gibi- maddede, makamda, şan şöhrette, dünyaca büyük görülen kişi ve kurumlara yakınlığı, münasebeti ile ölçüldüğü bir dünyada kişinin kendisini Rabbe yaklaştıran Allah Resulü’ne “kardeş” olmaya çalışmaktan daha büyük onur mu olur sizce?

 

Ve insanlığın, kâinatın, dünyanın onuru; O’nun nurunun üzerindeki tecellisiyle doğru orantılıdır…

YAZARIN DİĞER YAZILARI