Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Siyaset 24 Eylül 2014 - 04:34 Yorum: 0

Irak ve Suriye'nin birlikte ele alınması lazım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin IŞİD ile mücadele stratejisi ve koalisyon oluşturma çabalarıyla ilgili "Sorun Irak ve Suriye. İkisinin birlikte ele alınması lazım" dedi.

Irak ve Suriye'nin birlikte ele alınması lazım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin IŞİD ile savaş stratejisi ve koalisyon oluşturma çabalarıyla ilgili olarak, 'Sorun sırf Irak değil, problem Irak ve Suriye. İkisinin birlikte ele alınması lazım. Sadece hava saldırısı açısından yaklaşırsak, bu sorun tamamen ele tahsil edilmiş olmaz. Hava saldırısı bu işin sırf bir boyutu. Bunun, sahadaki boyutu, istihbarat kısmı, insani boyutu var. Bütün bunların ele alınması ve hepsine bir bütün şekilde bakılması lazım. Eğer böyle bir kapsamlı yaklaşım sergilenmezse, bu mesele tamamlanmış olmaz” dedi. 

BM Genel Kurulu için yer aldığı New York'ta meşhur sunucu Charlie Rose’a röportaj verici Erdoğan, “IŞİD’e katılmak isteyenlerin Türkiye üstünden geçtiğine” yönelik kimi tenkitlerin hatırlatılması üzerine, bu tespitlerin İçten olmadığına dikkati çekti.

Yabancı savaşçılar konusunun İngiltere’de yapılan NATO zirvesinde de ele alındığını belirten Erdoğan, Fransa, İtalya, İngiltere bu şeklinde ülkelerin, kendi ülkelerinden giden insanların o ülkelerden “ellerinde silahla değil, turist şekilde ayrıldıklarını” söylediğini hatırlattı.

Erdoğan, “Biz Türkiye’de değişik ülkelerden gelen takribî 6 bin civarındaki kişiyi belirleme ettik, bazılarını tutukladık, bazılarını hudut dışı ettik. Bazılarının tekrar girmesini yasakladık. Biz bu konu üstünde çalışıyoruz, konuya ehemmiyet gösteriyoruz” diye konuştu.

“IŞİD’e katılmak için Türkiye’den Suriye’ye geçenler olduğuna” yönelik soru üstüne de Erdoğan, Türkiye’nin, Suriye ve Irak ile sınırının yekün bin 200 kilometre olduğuna işaret ederek, “Çok uzun bir sınırdan bahsediyoruz. Sınırın her bir karesini denetim etmek mümkündür değil fakat binlerce bireyin ani bire buralardan geçtiği söyleniyorsa bu, Türkiye’ye haksızlık olur, bu doğru değil” yanıtını verdi.  

Ülkelerin bu tehdit karşısında mesuliyeti var

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin IŞİD ile savaş için koalisyon oluşturma çabalarına ve Türkiye’nin buradaki rolüne dair soruyu da yanıtladı.

Türkiye’nin El Kaide’ye karşı savaş ettiğini, tıpkı biçimde IŞİD’e karşı mücadelesinin sürdüğünü anlatım eden Erdoğan, Türkiye’nin bölgedeki terör örgütlerine karşı duruşunun tıpkı olduğunu söyledi.  Erdoğan, “Bu konu ile ilgili bir ödün bulunmamakta zira 32 yıldır PKK terörüne karşı savaşıyoruz, terörün sonuçlarının ne olduğunu biliyoruz. Terör nedeniyle 30 bin insan hayatını kaybetti, terörün ekonomik neticeleri da büyük” ifadesini kullandı.

Erdoğan, IŞİD’in bugün ortaya çıkan bir terör örgütü olmadığına da işaret ederek, Irak’ta bulunan IŞİD’in daha sonra Suriye’ye geçtiğini ve Suriye’deki kargaşa ortamından yararlanarak büyüdüğünü söyledi. Erdoğan, “Terörizme karşı alıngan bulunan bütün devletlerin bu tehdit karşısında mesuliyeti var” değerlendirmesinde bulundu.

Irak ve Suriye’nin birlikte ele alınması lazım

Türkiye’nin de IŞİD ile mücadelede, kendi deneyimlerine dayanarak, savaş boyutunda olması gereken neyse yapılması gerekenleri yapacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Biz, Suriye hakkında uzun süredir bu uyarıları yaptık. ABD, Suriye’de nerede? NATO Zirvesi’nde de dedim, sorun sırf Irak değil, problem Irak ve Suriye. İkisinin birlikte ele alınması lazım. Sadece hava saldırısı açısından yaklaşırsanız, bu sorun tamamen ele alınmaması anlamına gelir. Hava saldırısı bu işin sırf bir boyutu. Bunun, sahadaki boyutu, istihbarat kısmı, insani boyutu var. Bütün bunların ele alınması ve hepsine bir bütün şekilde bakılması lazım. Eğer böyle bir kapsamlı yaklaşım sergilenmezse, bu iş tamamlanmış olmaz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD'nin bölgedeki bir Müslüman ülkeye tekrar asker göndermiş olmak istemediği, IŞİD ile mücadelede, bölge ülkelerinin sahaya asker gönderme gibi destek vermesi konusuna” yönelik soru üzerine, terörle mücadelenin sırf bölgesel değil uluslararası bir problem olduğunu, dolayısıyla bu konu ile ilgili uluslararası bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini vurguladı.

“Bunlar uluslararası kurda tartışılmalı, bu konuda uluslararası konsensüs olmalı” diyen Erdoğan, bugün bir ülkede yaşananların, yarın ABD de dahil başka bir ülkenin başına gelebileceğine dikkati çekti.  

Adımları aşırı iyi hesaplamamız lazım

Erdoğan, başka bir soru üzerine, IŞİD ile savaş hakkında Türkiye’deki ilgili birimlerin ABD’li mevkidaşlarıyla görüştüklerini belirterek, bu istişarelerin sonuçlarına göre, Türkiye'nin dahil olabildiği belirli yönlerin olabileceğini söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz bölge dışındaki bir memleket değiliz, bölge içindeyiz. Ateş, bizim alanımızda yanıyor. 1.5 milyon mülteci ABD, Almanya, Fransa’da değil, benim ülkemde. Biz zaten oradayız. Bizim türkiye onlara ev sahipliği yapıyor, onları bombalardan kurtarıyor. Bunlar aşırı önemli. Bu yaptıklarımız, şu anda olanların insani boyutunu oluşturuyor. 

ABD, Fransa uçaklarıyla (IŞİD’e karşı) belirli yerleri bombalıyor, bunlar müspet gelişmeler, fakat yeterli mi? Hayır. Onlar bir alanı bombalarken IŞİD başka yerlerde toplarla ve tanklarla ilerliyor. Bu toplar ve tanklar nereden geliyor, nereden temin ediliyor? Dolayısıyla mevcut hali gerçekten tam anlamıyla değerlendirmeliyiz. Bunlar ABD’nin geçmişte Irak ordusuna verilmiş ekipmanlar. Irak güçleri de arka çekilince bunlar IŞİD’e kaldı. IŞİD de şimdi bu silahlarla ne yaptı, alanda işgale başladı. Dolayısıyla bölgede atılması gereken adımları çok iyi hesaplamamız lazım. Bunlara göre de biz yapmamız gerekenleri, ABD yapması gerekenleri, başka devletlerde yapması gerekenleri yapacak. Maliki bu şeklinde kişiler, 4 sene boyunca bu ortamdan beslendi. Şimdi de (Maliki) tekrar cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Bu bireylere bu çeşit mesuliyet verilmemesi gerektiğini hep söylüyoruz”.

Sünniler etken pozisyonda değil

'Bağdat'ta yeni kurulan hükümetin, Maliki hükümetine nazaran daha kapsayıcı olduğuna inanmıyor musunuz?' sorusu üzerine, şu anda Irak'ta yeni kurulan hükümette Sünnilerin daha etken bir pozisyonda olduğunu kabul etmenin mümkündür olmadığını, halen Şiilerin etken pozisyonda olduğunu söyleyen Erdoğan, fakat orada bulunan belirsizliğin ortadan kalktığını, ülkede cumhurbaşkanı, meclis başkanı ve başbakanın belirlendiğini ve Iraklıların bundan sonra Maliki'den kurtulduğunu belirtti.

Irak ile Türkiye içerisinde 320 kilometre hudut bulunduğunun altını çizen Erdoğan, ''Umarız bundan sonra Irak ile ilişkilerimiz daha sıhhatli ve daha iyi olacak'' dedi. Türkiye'nin Irak, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ve alanda bulunan Sünni, Şii, Araplarla ilişkileri ve iletişimi olduğunu ve hiç bir grupla menfi bir ilişki içerisinde bulunmadıklarını aktaran Cumhurbaşkanı, ''Bizim Maliki ile de ilişkilerimiz vardı fakat Maliki'nin yaklaşımı aşırı farklıydı. Maliki Irak'ta milli bir ordu kurmadı, bunun yerine Şii ordusu oluşturdu. Ordunun yüzde 98'i Şiilerden oluşuyordu. Buna 'ulusal bir ordu' diyemezsiniz. Bu içerde oldukça çok çatışmaya ve oldukça çok soruna sebep oldu. Umarım bu hükümet, bu çeşit problemlerin bilincinde olur ve milli bir ordu kurulması anlamında adım atılır'' diye konuştu.

Irak'ın alanda tek başına ele alınamayacağını, Obama ile yaptıkları görüşmede de söylediği bu şeklinde burayı Irak ve Suriye ile birlikte ele almak gerektiğini belirten Erdoğan, ABD Başkanı'nın geçen çarşamba yaptığı konuşmada her iki ülkeyi birlikte ele alarak doğru bir yaklaşım sergilediğini ifade etti ve ''Biz bu problemi bu biçimde ele alırsak daha muvaffakiyetli oluruz'' ifadesini kullandı.

ABD'nin yaklaşımı gecikmiş fakat olumlu

ABD'nin soruna yaklaşımını nasıl değerlendirdiği yönündeki soruya ise Erdoğan, ''Tabii son devirde Irak'ta atılan adımlar pozitif. Gecikmiş fakat olumlu'' yanıtını verdi.

Sunucu Charlie Rose'un ''ABD Başkanı, endişelerini bir kenara bırakarak, 2 sene öncelikle silahlar Nusra Cephesi veya IŞİD'in eline geçmeden önce hür Suriye Ordusu'nu destekleseydi daha iyi olabilirdi'' yorumu üstüne Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Bir kez şunu aşırı açık ve net söyleyeyim: Bir kez Suriye iki sene dahi geç, 3 sene önceydi. Suriye'de bu 3 sene öncelikle halledilmeliydi, tıpkı biçimde Irak'ta da 3 yıldan dahi daha önce. Maliki'nin yaklaşımı müspet değildi. Maliki, Iraklılara devamlı baskı uyguladı'' diye konuştu.

Başkan Obama ile Başbakan yer aldığı vakit Başkan Yardımcısı Joe Biden ile yaptıkları görüşmelerde konuyu gündeme getirdiğini ve bölgedeki sorunları aktardığını söyleyen Erdoğan, ancak sorunun çözümüne yönelik adımların atılmadığını söyledi. Sorunun en kısa sürede çözülmesini istediklerini belirten Erdoğan, Türkiye'de bulunan 1,5 milyon kişinin, ülkelerine kolayca dönebilmesini umduklarını belirtti.

Suriye'de şu anda bulunan terör örgütlerinin oraya nasıl geldikleri, orada nasıl bulunduklarıyla ilgili şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu örgütlerin daha önceleri Suriye'de bulunmadıklarına işaret ederek, Türkiye'de 11 sene başbakanlık yaptığını ve devamlı Suriye'ye gidip geldiğini, Beşşar Esed ile görüştüğünü ve her vakit kendisine daha çok demokrasiye geçmesi, şahısların kendi politik partilerini kurmalarına müsade etmesi anlamında telkinlerde bulunduğunu anlattı.

Erdoğan, 'Suriye'de daha seri demokrasiye geçiş için emek takımı gönderdiklerini fakat Esed'in demokrasi fikrine inanmasına karşın kendi politik yaşamı tehlikeye gireceği için bir çeşitli adım atmadığını' söyledi.

Esed'in, halkın talebine tanklar ve silahlarla karşılık vermesi itibariyle problemlerin başgösterdiğinin altını çizen Erdoğan, ''İşte bu örgüt bu olayların peşinden canlanmaya başladı. İşte IŞİD de tam bunların peşinden Irak'tan ayrılıp Suriye'ye geldi. El Kaide de öyle. Biz hür Suriye Ordusu'nu desteklemek istedik fakat sırf Türkiye ve Katar destek verdi. Bizim işbirliğimiz Esed rejimine karşı savaş eden ılımlı muhalefeti destekleme yönündeydi'' dedi.

Taviz verilmedi

Erdoğan, 102 gündür IŞİD'in elinde rehin bulunan Türkiye'nin Musul Başkonsolosu ve başkonsolosluğun 48 çalışanının kurtarılması için aşırı muvaffakiyetli istihbarat çabasının yürütüldüğünü kaydederek, bu başarıya ulaşılmasında politik ve diplomatik boyutların mühim rol oynadığını dile getirdi.

Rehinelerin kurtarılmasıyla ilgili ortada oldukça çok spekülasyonun da dolaştığına belli eden Erdoğan, herhangi bir fidye ödenmesinin sözkonusu olmadığının ve her insanın bunu böyle bilmesi gerektiğinin altını çizdi. Erdoğan, memleket yahut hükümet adına herhangi bir tavizin de verilmediğini vurguladı.

Diğer adımlar atılmak zorunda kalınacaktı

'IŞİD, rehineleri hür bırakmanın karşılığında hiç bir şey almadı mı?' sorusu üstüne Erdoğan, şu anda IŞİD'in alanda oldukça çok şeyi oynadığını belirtirken, örgütün belki de düşmanlarının sayısını artırmak istemediğini çünkü Türkiye şekilde dikkat çekici bir noktaya kadar sabırlı davrandıklarını kaydederek, 'Diğer adımlar atılmak zorunda kalınacaktı' dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin IŞİD ile mücadelede insani destek dalında mühim adımlar attığını anlatım ederek, mesela aşırı kısa vakit dilimi bünyesinde Türkiye'ye gelen 60 bin dolaylarında Yezidi'yi, bunun yanında bu sabah itibarıyla 125 bin Suriyeli Kürt'ü Türkiye'de ağırladıklarını belirtti.

Şu anda Türkiye'de yekün 1,5 milyon mülteci bulunduğuna işaret eden Erdoğan, bu çabada şu esas kadar 3,5 milyar dolarlık kazanç yaptıklarını, bununla beraber Gazze'den gelen yaralıları Türkiye'de tedavi ettiklerini, dolayısıyla Türkiye şekilde bu insani hedefi yerine getirdiklerini söyledi.

Uçuşa yasak bölge

Erdoğan, 'Suriyeli Kürtlerin kimi durumlarda Türkiye'ye güvenlik tehdidi oluşturup oluşturmadığına' yönelik soru üzerine, güvenlik tehdidinin sırf Kürtlerden oluşmadığını, Türkiye'ye gelenler içerisinde yardıma muhtaçlar yer aldığı kadar, tehdit oluşturabilecek insanların de olabileceğini belirtti.

Bu noktada elbette lüzumlu tedbirleri almak ve bu konu ile ilgili dikkatli olmak durumunda olduklarını anlatım eden Erdoğan, Suriye tarafında uçuşa yasak bölge oluşturulmasının aşırı mühim olduğunu ABD başta olmak üzere arkadaş devletlere aktardıklarını kaydetti. Erdoğan, Şayet böyle bir alanı oluşturabilir ve bu alanı destekleyebilirlerse orada bu alana yardımın götürülebileceği bir güvenli bölgenin tesis edilebileceğini ve bunun her çeşitli güvenlik tehdidini ortadan kaldırabileceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1991 yılında Irak'tan kaçan Kürtlere kapılarını açtıklarını, o devirde Saddam'ın zulmünden kaçan 1 milyon dolaylarında Kürt'ün sınırı geçerek Türkiye'ye girdiğini, onlara gıda, barınma olanakları sunduklarını hatırlattı. Bu Kürtlerin daha sonra Irak'a arka döndüklerine belli eden Erdoğan, şimdi benzer bir sürecin Irak ve Suriye'de yaşandığını, Türkiye şekilde açık kapı politikasını gene sürdürdüklerini kaydetti.

Sunucu Rose'un, 'Ama PKK muhalefette ve IŞİD'e karşı savaşıyor?' sorusu üstüne Erdoğan, 'terör örgütü PKK'nın gerçekte böyle bir derdi olmadığını, PKK'nın Suriye'deki uzantısı bulunan PYD'nin boşalttığı alanları IŞİD'in doldurduğunu' belirtti. IŞİD'in bölgedeki 20-30 köyü ele geçirdiğini anlatım eden Erdoğan, Kobani'de şu anda yaşananların, Musul'da olanlara benzediğini, Kobani çevresindeki köylerin IŞİD yönünden ele geçirildiğini ve bu köylerde yaşayan Kürtlerin de Türkiye'ye kaçarak Türkiye'de ağırlandığını kaydetti.

Erdoğan, Rose'un, 'Benim anladığıma göre, bütün bu müşterilerini sınırdan ırak tutacak, sınırdan ırak bir uçuşa yasak bölge istiyorsunuz çünkü bu bireyler bir uçuşa yasak bölgenin güvenliğini isteyecekler?' sorusu üzerine, bunun doğru olduğunu belirterek, uçuşa yasak bölge ilan edildiği an, bu alanda güvenli bölgenin de oluşturulabileceğini, lojistik destek olsun, insani destek olsun, başka gereksinimlerin bu alana sağlanabileceğini ve bu şahısların bu alana yerleşip belirli bir vakit orada yaşayabileceğini dile getirdi.

Muhabir: Barışkan Ünal, Mehmet Ö. Toroğlu

ETİKETLER: Irak , Suriyenin , birlikte , ele , alınması , lazım
Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber