Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Güncel 20 Aralık 2014 - 17:33 Yorum: 0

KADEM'in Ankara Temsilciliği açıldı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı İslam, KADEM'in Ankara Temsilciliği'nin açılışında, "Bugün geldiğimiz noktada kadınlar pek çok iyi kazanım elde etmelerine rağmen sorunun ne yazık ki bitmediğini görüyoruz" dedi.

KADEM'in Ankara Temsilciliği açıldı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, ''Bugün geldiğimiz noktada kadınlar pek çok çok iyi kazanım elde etmelerine karşın sorunun maalesef bitmediğini görüyoruz. Şu halde oturup bu sıkıntısı yine gözden geçirmemiz lazım'' dedi.

Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) Ankara Temsilciliği'nin açılışı dolayısıyla Altındağ'da merasim düzenlendi. Törene, Bakan İslam'ın yanı paradigma  AK Parti Grup Başkanvekili Belma Satır, SGK Başkanı Yadigar Gökalp İlhan, KADEM Başkanı Sare Aydın Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, bazı milletvekilleri, bürokratlar ve çok birçok davetli katıldı.

Açılışın arkasından Bakan İslam, Sümeyye Erdoğan, KADEM Başkanı Yılmaz ve diğer davetliler, KADEM Ankara Temsilciliği binasında bir vakit sohbet etti.

''Ciddi arayışlar yapmamız gerekiyor''

Buradaki törenin arkasından Ulucanlar Cezaevi Kültür Sanat ve Kongre Merkezi'nde de bir program düzenlendi.

Programın açılışında konuşan Bakan İslam, kadının toplumun temeli olduğunu ve bunun inkar edilemeyeceğini vurguladı.

İslam, ''Bizim medeniyetimiz kadına her vakit ciddiyet veren, kadını ön plana çıkaran, hanım haklarıyla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamamak üzere mukaddes kitabında bile bununla ilgili nasları bulunan bir medeniyet'' ifadesini kullandı.

Kadının bugünkü hak ve yasa mücadelesinin, çağdaş dünyanın getirdiği bazı zorlukları, haksızlıkları ve adaletsizlikleri yenmek üzere kurgulanmış bir savaş olduğunu söz eden İslam, şöyle konuştu:

''19. ve 20. yüzyıllar, kadının hak alma mücadelesinin en çetin zamanlarıydı. Özellikle garp dünyasında yapılan savaş kadınlara pek çok çok hak ve hürriyet kazandırdı. Ama bugün geldiğimiz noktada kadınlar pek çok çok iyi kazanım elde etmelerine karşın sorunun maalesef bitmediğini görüyoruz. Şu halde oturup bu sıkıntısı yine gözden geçirmemiz lazım. Acaba münakaşa argümanlarımızda bir yanlış mı var? Acaba soruna baktığımız pencereyi yenilememiz mi gerekiyor, soruna değişik bir pencereden mi bakmamız gerekiyor? Acaba soruna kendi dinamiklerimizle mi bakmamız gerekiyor? Bu noktada çok çok önemli arayışlar yapmamız gerekiyor, çok çok önemli fikir temrinlerine ihtiyacımız bulunduğu ortaya çıkıyor.''

''Ötekileştirmeden öncelikle uzlaşma aramamız lazım''

Doğu dünyası ile garp dünyasının pek çok çok noktada el ele verdiklerinde önemli ilerlemeler kaydettiğini belirten İslam, ''Acaba kadın, aile ve toplumla ilgili sorunlarda da şark dünyası ve garp dünyasının müspet birikimleri birada değerlendirilemez mi? Öyle değerlendirildiğinde şu an girdiğimiz çıkmazdan çok çok daha kolay, çok çok daha üretken ve çok çok daha adaletli bir çıkış yolu bulunamaz mı?'' diye konuştu.  Bunların üstünde düşünülmesi gerektiğini vurgulayan İslam, şöyle devam etti:

'Şer'iye sicillerinde görüyoruz mesela. Mahkemelerde bir erkek, bir kadını dava ettiğinde davasını ispat etme yükümlülüğü muhakkak beye aittir. Eğer bey davasını ispat edemezse kadının müdafaası bile sorulmaz haklı kabul edilir. Bu şu demektir, Şayet toplumsal eşitsizlik varsa, karşı karşıya gelen iki gruptan bir tanesi daha diri ve Öteki daha zayıfsa, onları aynı çizgiden devinim ettirerek yarışa sokamazsınız. Çünkü böyle başlanmış bir yarışın başından itibaren galibi de mağlubu da bellidir. Ne yapmanız gerekir? Daha güçsüz bulunan kısma bir opsiyon tanımanız gerekir. Onu biraz daha ileri bir çizgiden yarışa sokmanız gerekir. Osmanlı bunu yapar, yasa sisteminin içerisinde. Biz buna adalet diyoruz.'

Batı dünyasının ise 20. asrın sonunda bulduğu kavramla buna ''pozitif ayrımcılık'' dediğini anlatım eden İslam, ''Birbirimizin kazanımlarına bakalım, birbirimizin birikimine bakalım ve ortaya uyumlu bir netice çıkaralım, derken bunu kastediyorum'' dedi.

Konuya değişik pencerelerden bakılabileceğini söz eden İslam, ''Aynı yere bakıyorsak değişik pencerelerden de olsa, tıpkı noktada çözüm arıyorsak ele ele verebiliriz, işte bu nokta çok çok önemli. İşte bunu büyütmemiz lazım, ötekileştirmeden öncelikle uzlaşma aramamız lazım. Toplumumuzdaki bütün sorunları zannediyorum bu yöntemle çözmek mümkün. Bunun için harekete geçen yeni bir sivil cemiyet kuruluşumuz var, KADEM. Giderek büyüyorlar'' diye konuştu.

''Sivil cemiyet kuruluşları bize lazım'' diyen İslam, kamu, hususi saha ve sivil cemiyet kuruluşları yapılmaksızın herhangi bir başarıdan söz etmenin olası olmadığının altını çizdi.

''Artık harekete geçme vaktidir''

KADEM Başkanı Sare Aydın Yılmaz da kadının toplumun en etkili, koruyucu, giderici unsuru olduğunu söyledi. Bu konunun sürdürülebilir, adil bir kalkınmış toplumun inşa etmenin tek yolu olduğunu anlatım eden Yılmaz, ''Kadın meselesi yalnızca kadınları ilgilendiren bir problem değildir, problem toplumun kalkınması için bütün toplumun meselesidir'' dedi.

Türkiye'nin değiştiğini, kadının da bu değişimden payına düşeni aldığını vurgulayan Yılmaz, bu ihtiyacın yanında hanım sivil cemiyet kuruluşlarının sayısını arttırdığını söyledi.

Yılmaz, ''Değişen hanım kendini anlatım edebilecek, sivil cemiyet kuruluşlarını da kendi eliyle kurmaya başlamıştır. KADEM de böyle bir ihtiyacın, değiştirmek yaşayan bayanların kurduğu bir dernektir'' diye konuştu.

Sandığa seçmen şekilde hanım iradesinin yansımasının bundan sonra yetmediğini söz eden Yılmaz, bayanların bütün bölgelerde daha çok yer almak istediğini kaydetti.

Derneğin yeni açılan temsilciliğinin siyasetin ve bürokrasinin kalbi bulunan Ankara'da da hanım hayatına dokunacağını belirten Yılmaz, yürüttükleri çalışmalar ve planlar meselesi için bilgi verdi.

Kadının hala cinsiyetinden ötürü ayrımcılığa tabi tutulduğunu, dışlandığını vurgulayan Yılmaz, ''Farklılıklardan doğan mağduriyetlerin giderileceği, hakkaniyet perspektifli yaklaşımların ve politikaların tesis edilmesi için bundan sonra konuşma vaktidir, artık harekete geçme vaktidir, bundan sonra bu sorumluluğu yine hatırlatma vaktidir. Ancak hak ve hukuktan bahsederken yapılanları görmezden gelmek tesis etmeye çalıştığımız adalet anlayışıyla çelişmektedir'' diye konuştu.

Türkiye'de güzel gelişmeler yaşandığını, kadına karşı şiddetle etken bir savaş yürütüldüğünü, kadın istihdamının önündeki engellerin bir bir kaldırıldığını anlatım eden Yılmaz, ''Mücadelenin en etken şekilde yapılacağı yer de Ankara olmalıdır. Bakanlık tek başına bu mücadelelerle bir yere kadar yol alabilir. Sivil cemiyet kuruluşları, şahıslar desteklemediği sürece, devleti, kurumları yaşatmak olası değildir'' değerlendirmesinde bulundu.

''Hayırlı işler yapmak niyetindeyiz''

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan da konuşmasına ''Hayırlı işler yapmak niyetindeyiz. Ne kadar çok çok destekçimiz olursa o kadar diri oluruz. Yaptığımız hayır da o derecede iri olur'' diyerek başladı.

İnsan hak ve özgürlüklerinin, demokrasinin bu kadar önemsendiği bir çağda kadınların iri bir kısmının ayrımcılığa, şiddete, hak gasbına uğradığını, canlarından olduğunu belirten Erdoğan, ''Toplumun yarısını yapan kadınlar bu tip ana varlık sorunlarıyla savaş ederken sesini yeterince duyuramıyor, karar mekanizmalarına yeterince dahil olamıyor'' dedi.

Böyle bir vaziyette tam demokrasiden bahsedilemediğini anlatım eden Erdoğan, ''Bu problemler ele alınırken birçok engelle karşılaşıyoruz. Çok güzel hukuki düzenlemeler getirilse de sahaya indikten sonra uygulamada tür çeşit engellerle karşılaşıyoruz'' diye konuştu.

Burada sivil cemiyet kuruluşlarına iri rol düştüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

''Halkın sesi olup devletin politikalarını daha tesirli çalışmalar yapmaları bekleniyor. Fakat bu alandaki sivil cemiyet kuruluşlarının iri bir çoğunluğunun maalesef halkın çoğunluğunun öz değerlerinden kopuk, Anadolu'dan kopuk, ithal kavramlar ve ithal çözüm önerileriyle devinim eden bir yapıda olduğunu görüyoruz. Nitekim sahaya indiğimizde de bu kavramların halkta yansımasını bulmadığına bizzat tanık oluyoruz. Öte yandan umumi bir zihniyet sıkıntısı şekilde birçok vakit problemlerin gerçek kaynağına inilmediğini, yüzeysel sebepleriyle uğraşıldığını görüyoruz.''

''Kapitalizm temelinde ele almak...''

Bu noktada çok çok derin bir tartışmanın açılabileceğini anlatım eden Erdoğan, ''Mesela, kadına şiddet olaylarında çözüm ararken 'kadın hakları' diye bağırmak yerine efor kavramının, güçlünün zayıfı ezme meyilini tartışmaya açmak, belki de daha kalıcı çözümler getirecektir. Veya 'doğum izni' bu şeklinde sebeplerle işyerinde kadınları daha az istihdam eden bir işverenin özelliğine hanım hakları bağlamında bakmaktansa, bu işverenin karını artırma güdüsüyle bu yola başvurduğu ortadayken konuyu kapitalizm temelinde ele almak belki gene daha kalıcı, daha uzun vadeli çözümler getirebilecektir'' ifadelerini kullandı.

Sümeyye Erdoğan, KADEM şekilde hanım konularına ilk başta insan hakları, demokrasi ve özgürlükler meseleleri şekilde baktıklarını, bu yaklaşımın daha kapsamlı çözümler doğuracağını söyledi.

Kadınların sorunlarının dünya genelinde benzer özellikler gösterse de her coğrafya, her kültür, her inanışın kendine has çözümler gerektirdiğini belirten Erdoğan, ''Dolayısıyla hanım literatürü ne kadar batının hakimiyeti altında kalmış olsa da ondan alacağımızı alıp kendi kavramlarımızla düşünüp, sorunlarımıza kendi çözümlerimizi üretmemiz gerekiyor'' diye konuştu.

Konuşmaların arkasından KADEM Ankara Temsilcisi Selva Çam, Bakan İslam'a ''Allah'ın katkısı senin üzerine olsun'', Sümeyye Erdoğan'a da ''Emeller yüceldikçe uğrunda bedenler yorulur'' hat yazılı tablolar takdim etti.

Bakan İslam da Altındağ Belediye Başkanı Tiryaki'ye ''Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, ürkütmeyiniz'' hat yazılı manzara armağan etti.

Muhabir: Hande İlbeyi Canca

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber