Kamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu, "Sorunu kaynağında çözemezsek sürekli radikal kararlar almak zorunda kalacağız" dedi.

Kamu Denetçiliği Kurumunca hazırlanan "Adalet Sisteminin Sorunları, İyileştirilmesi ve Güvenliğinin Arttırılması Hakkında Özel Rapor" Kamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu tarafından basın mensuplarıyla paylaşılarak kamuoyuna duyuruldu.

Hazırlanması 1 yılı aşkın süredir devam eden raporun bölümlerinden bazılarını, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Anayasa Yargısı, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları, yargıda gizli yapılanma, Adli Tıp Kurumu (ATK), ülkedeki terör sorunları, noterlik sistemi, Yargıtay üyeliğine seçilme kriterlerinden kaynaklanan sorunlar, yargı birliği sistemi şeklindeki başlıklar oluşturuyor.

Adalet sisteminin sorunları, iyileştirilmesi ve güvenilirliğinin artırılması hakkında hazırlanan özel raporun, sistemin esaslı konularının her birisine karşılık gelecek şekilde 12 bölümden oluştuğunu belirten Ömeroğlu, şunları kaydetti:

"Raporumuzun Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bölümünde, 1961 ve 1982 Anayasalarına göre kurulun yapısına, HSYK kararlarına karşı yargı yolunun açılması gerekliliği, Adalet Bakanı ve Müsteşarının Kuruldaki konumu hususunda millete hesap verilebilirlik ve siyasi sorumluluk nedenleriyle Kurulun, mevcut görevlerini yerine getirirken Adalet Bakanı ve Müsteşarı ile yakın temas içinde ve koordineli olarak çalışması gerekliliğine, Cumhurbaşkanının Kurula üye seçmesine, kurulun yapısının "Hakimler Yüksek Kurulu" ve "Savcılar Yüksek Kurulu" şeklinde anayasal değişiklik yapılması hususuna yer verilmiştir."

Raporun Anayasa Yargısı bölümünde Türkiye'de bireysel başvuruların incelenmesi sırasında Anayasa Mahkemesinin yetkilerinin sınırlarına değinildiğine dikkat çeken Ömeroğlu, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları bölümüne ilişkin ise, "Genel olarak alternatif uyuşmazlık çözüm yolları itibariyle arabuluculuk, tahkim, uzlaştırma, ombudsmanlık müesseselerine, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının daha fonksiyonel hale getirilmesi için önerilere yer verilmiştir" ifadelerini kullandı.

Adli Tıp Kurumu (ATK) ile ilgili olarak, resmi bilirkişi niteliğindeki Adli Tıp Kurumu'nun bağımsız bir yapısının olmayışının kurumun raporlarına ve bilimsel yeterliliğine gölge düşürdüğüne vurgu yapan Ömeroğlu, "Bu konuda bir çözüm önerisi olarak, Kurumun gerek bilimselliği gerek güvenilirliği açısından rutin hizmetler dışında, eğitim ve bilirkişilik gibi tüm görevlerinin, tüm üniversitelerden alınacak uzmanlardan oluşturulan bir üst kurulun denetimi ile sağlanması yoluna gidilebilir. ATK'nın, çağdaş ve modern bir hukuk devletinin gereği olarak, RTÜK, BDDK, üniversiteler gibi bağımsız ve özerk bir yapıya kavuşturulması için kapsamlı bir kanunla yeniden ve vakit geçirilmeksizin düzenlenmesi gerekmektedir. TBMM'ye gelecek "Bilirkişilik Kanunu Taslağı'nda bu yönde istisnai bir düzenleme yapılabilir" diye konuştu.

"SAYI ARTTIRMA, SAYI İNDİRME ÇÖZÜM DEĞİL ÇÖZÜM HER TÜRLÜ OLAYIN YARGIYA GİTMESİNİ ENGELLEMEKTİR"

Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ömeroğlu, "Yargıyla bu kadar sık oynanması doğru mu?" sorusuna "Hakim ve savcıların sayısını istediğiniz kadar arttırın özellikle sorunu kaynağında çözemezsek sürekli radikal kararlar almak zorunda kalacağız. Sayı arttırma, sayı indirme çözüm değil. Çözüm her türlü olayın yargıya gitmesini engellemektir" şeklinde cevap verdi.