Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Hakkı Yiğit

Kardeşlik Hukuku

12 Ağustos 2016 - 22:14 Yorum: 12

Ofisin zili çalar.

Kapıyı açan hanımefendi karşısında 50-55 yaşlarında kirli sakallı yıkılmış, bitmiş, tükenmiş şekilde duran bir adam görür. Adam, “-Avukat Bey var mıydı?” diye sorar.
Hanım efendi adamı içeriye buyur eder.
Daha önce bir randevusu olup olmadığını, hangi konuda Avukat Bey ile görüşmek istediğini soran hanımefendiye beyefendi: “-Hanım efendi, çok özel bir durum. Mümkünse avukat bey ile görüşüp konuyu sadece ona açmak istiyorum” der. Hanımefendi beyefendiyi içeriye buyur eder ve çay kahve… ne almak istediğini sorar. Açık bir çay ister.
Orada Avukat Beyin odasına buyur edilir. Çay gelir ve çay eşliğinde Avukat Bey de tedirgin, endişeli ve asabi olan beyefendiyi biraz rahatlama adına doğrudan konuya girmez, havadan sudan sohbet ederler. Mesele gündemdeki cunta, darbe, sosyal karışıklar, cemaat, FETÖ… vs. konulara gelir. Beyefendi gündemdeki olup bitenleri, yapılan hainlikleri, ülkemiz üzerinde oynanan kahpe ve sinsi oyunları anlatıvermeye başlar.
Sohbet koyulaşır. Olup bitenlere birinci elden tanıkmışçasına anlatır ve oynanan oyunları, hainleri kendince bir bir deşifre eder, suçluları bulur ve ardında bunların hepsinin kurşuna dizilmesi gerektiğine dair hükmünü verir. Bu arada çaylar bitmişti.
Avukat Bey vatan-millet derdinde kendi derdini unutan beyefendiye probleminin ne olduğunu ve kendisine nasıl yardımcı olabileceğini sorar. Biraz önce şahin, kahraman kesilen ve en gizemli ve sırrı olaylardan haberdar olan beyefendinin omuzları çöker, bir iki yutkunur ve nasıl söylesem Avukat Bey? “- Eşim beni bir başkası ile aldatıyor. Bundan dolayı eşimden şikâyetçiyim.
Dava açıp boşanmak istiyorum.” Der. Avukat Beyin “bu nasıl olur, bunca yıllık eşinizin sizi aldattığı intibahına nasıl vardınız?” sorusuna; “- Efendim, çoktandır aldatıyormuş zaten.” Der. “- Peki nasıl olur da bu güne kadar fark etmediniz, şüphelenmediniz?” diye soran Avukata: “- Nerden bileyim Avukat Bey, biz sabah evden çıkıp akşam eve dönüyoruz, güvenmiştim kendisine.
Gerçi bazen şüphelendiğim zamanlar oldu ama şeytanın vesvesesidir diye üzerinde durmadım.”
“- Peki şimdi neye dayanarak kesin konuşuyorsunuz?” “- Eee artık kesin olarak aldattığını öğrendim, sağda solda söyleyenler var, görenler var, delillerim var.” Konu ile ilgili konuşmalara devam eder ve Avukat, beyefendiyi yolcu ettikten sonra koltuğuna yaslanır: “-Ne acayip bir durum be? Ülkeden kim kimi, nerede, ne zaman, nasıl aldattığına ve ne tür hileler, tuzaklar oynandığına dair en ince detaylarına kadar vakıf olan bir insanın kendi evinde olup bitenlerden habersiz olması ve kendisinin yıllarca aldatılmasından habersiz olması tam bize mahsus aydın, bilgili bir vatandaş portresi” diye mırıldanır.
Kendi semtinden, mahallesinde, sokağında, hanesinde, oğlunda, kızında, torununda, kendinden… haberdar ol(a)mayanların ve kendi dünyasında, yetkisinde olup bitenler karşısında hüküm vermekten, çözüm üretmekten aciz kalıp bir avukata, bilirkişiye başvurma ihtiyacı duyanların, ülkemiz, milletimiz üzerinde derin kapalı kapılar arkasında oynanan ve sokağa, ekranlara istenilen şekilde servis edilen görüntülere, bilgilere bakarak, kardeşlik-müslümanlık-insanlık hukukunu zedeleyecek, fitne alevini azdıracak hüküm ve eylemlerde bulunmaları, ahkam kesmeleri, vatana ve millete, kardeşlik hukukuna yapacakları en büyük zarar; ahiretleri adına da çok büyük bir ziyan-kayıp olur, derim. Fitne uykudadır, uyandıranlara lanet olsun.
Dünyamızı zehir eden cuntacıların, darbecilerin hiç olmazsa ahiretimizi, insanlığımızı, kardeşliğimizi berbat etmelerine fırsat vermeyelim bari derim…

YAZARIN DİĞER YAZILARI