Kı-nı-yo-rum

Malatya Aktif İş Adamları Derneği (MAKİAD)’a yönelik sözde bir ihbara dayanılarak on saate yakın bir arama tarama gerçekleşti.

Belki bazıları hemen bunu “makul şüphe baskını” şeklinde yorumlamış olabilirler.

Böyle bir zan beslemek zinhâr böyle bir zamanda büyük bir vebâldir.

Olup-bitenler sadece “sağlık taraması” bilemedim “Koruyucu Hekimlik” nevinde bir şey yani…

On saate yakın titizlikle gerçekleştirilen bir Check-up ( Çekap)’tan niye gocunulsun ki değil mi?…

Sakın ola başka şekilde düşünülmüye…

Asıl bendeniz dikkatlerinizi madalyonun diğer yüzüne çevirmenizi istiyorum.

Ortada bal gibi bir algı operasyonu söz konusu…

Açık ve net ifade edeyim ki, ortada bir “vefâsızlık” var.

“Belgeleri elimde var…” diyeceğim ama kötü bir kopyeci, taklitçi muamelesi göreceğim endişesi taşıdığımda ve böylece dikkatleri çekmek istediğim hakikat güme gideceğinden dolayı demiyorum.

Hem desem de kim inanır ki?

Ağzı sütten yananın yoğurdu üfleyerek yemesi, yalancı çoban meselesi  gibi…

Bunun için bizzatihi olay kahramanlarının kendi elleriyle yaydıkları belgeler üzerinde konuya açıklık getireyim de sonra “yok efendim! felan feşmekan, montaj sontaj, şu kadar-bu kadar  zaman geçti, bu gün de aziz mübarek Cuma… nevinde dedikodulara mahal vermeyeyim.

Elimde var olan belgelerde açık ve net bir şekilde görülüyor.  Polis baskını gerekleştiği saatlerde çiğköfte ziyafeti gerçekleştiriliyor.

Yahu bayram değil seyran değil eniştem niye beni öpsün ki…

Mübarek sanki bir sıra gecesi tertib ediliyor…

Hani insan biraz çekinir… Zamanın ve mekanın ruhuna uygun rol yapar…

Hani belki bazılarınız der ki “Efendim bizim örfümüzde misafir perverlik vardır. Bakmayın siz bizim ‘misafir umduğunu değil bulduğunu yer.” atasözümüze.  Biz Anadolu insanları davetsiz misafir olmaları şöyle dursun  düşmanımız dahi olsa fakirhanemize gelen, çulumuza basan her kim olursa olsun o saatten itibaren misafirimizdir. Misafir ise; azizdir, onların başımızın üzerinde yeri vardır. Gelen misafirlerimize en aziz bir şekilde ikramlarda bulunuruz. Ne yani gelen tanrı misafirlerine bir çiğköfteyi çok mu görüyorsunuz. İnsanlık ölmüş mü?” deyip beni kınayabilirsiniz.

Ama hemen önyargılı olmayın lütfen.

Bendeniz izzet-ü ikramınızı hor görmüyorum. Bilahis takdir ediyorum. Benim isyanım şunadır:

Yahu bütün şüpheyi, düşmanlığı, iftirayı, ithamı, hakareti, suçu maklube çeksin. Bin bir hakaret ve kabalıklara göğüs gersin, her yerde hızır gibi imdadınıza yetişsin; amma velakin böyle vip anlarda, ekranlarda şöhret anlarında kaymağı da çiğköfte yesin.

Yahu elinize vicdanınıza koyun bu mu adalet yani… Oldu mu şimdi?

Çiğköftenin reklamı yapılsın. Çiğköfte baştacı edilsin, takdir görsün, namı- şanı cihana yayılsın; maklubede üvey evlad muamelesi görsün.

İnsanın kanına dokunur yahu…

Benim tepkim bu yapılan vefasızlığadır…

Memlekette maklubenin suyu mu çıktı yani…

Tek kelimeyle “kı-nı-yo-rummmm…